Güncelleme Tarihi:
*Sinemayla ilişkiniz kariyeriniz boyunca nasıl gelişti?
- Dört yaşındayken film yapmak ve uçak uçurmak istediğimi hatırlıyorum. Ben her zaman çılgın şeyler yapan, en uzun ağaçlara tırmanan bir çocuktum ve tam bir hayalperesttim. Zorunda değildim ama ben de aileme katkıda bulunmak için çocukken küçük küçük işler yaptım, ot kestim, kar küredim... Paramı biriktirip birazını aileme verir, kalanıyla sinemaya giderdim. Ve 18 yaşıma geldim... “Taps” filmini yaptığım zaman “işte gerçekleşiyor” dediğimi fark ettim. İlk defa bir film setindeyim. Hiç film okuluna gitmedim ama filmleri çocukluktan beri biliyordum. Her zaman ne tür filmlerden hoşlandığımı ya da hayatımda ne olmasını istediğimi bilirdim. Duvara hedefler yazardım ve bu hedefler için çalışırdım. İzlediğim filmlerdeki o yerlere gitmek istedim. O insanlarla tanışmak istedim. Hikâye anlatıcılığına her zaman çok meraklıydım. Kariyerim ilerledikçe dünyayı dolaşabildim ve farklı dillerde filmler izlemeye başladım. Bunlar her zaman ilgimi çeken şeyler. Farklı türde sinemayı ve tarihini anlamak önemli. Buster Keaton, Harold Lloyd, Charlie Chaplin ile büyüdüm. Sanki film setlerinde, yazar odalarında ve kurgu odalarında büyümüş gibiyim.
“Top Gun: Maverick”in başrolünde Tom Cruise’a Jennifer Connelly eşlik ediyor.
* Bir oyuncu, bir profesyonel olarak kendinize “gelecek nesile ne vereceğim?” sorusunu sorar mısınız?
- Bunu her zaman düşünürüm. Benim okulum film setleriydi. Herkesin fikirlerini dinlemek, herkesin bakış açısını anlamak ve ne tür hikayelerden hoşlandıklarını öğrenmeyi severim. Genç bir adam olarak çalıştığım insanlarla, film yapımının her alanında bana karşı çok açık olan inanılmaz sanatçılarla çalışabildiğim için şanslıydım. “Top Gun” galaları için dünyayı gezdim. Tur altı ay sürdü. Tüm stüdyo başkanlarına gittim. Mutlaka her gala için kırmızı halı yapalım dedim. Her bölgeyi yazdım ve detaylandırdım, mesela Tayvan’da daha fazla sinemaya ihtiyacımız var dedim. İnsanlarla tanışmak istedim ve bunu yaptım. İşte bugün de olduğumuz yerdeyiz...
4 YAŞINDA ÇARŞAFLA ÇATIDAN ATLADIM
* “Dört yaşındayken bir oyuncak bebeğim vardı, onu havaya fırlatıyorsun ve bir paraşütle aşağı iniyor. Bunu ben de yapmak istiyorum dedim. Yatağımdan çarşafları aldığımı ve ucuna ip bağladığımı hatırlıyorum. Çatının üstüne çıktım. Baktım annem mutfaktaydı. Çatıdan atladım. Ve o an, “bu işe yaramayacak” dedim. Korkunçtu, “öleceğim” diye düşündüm. Yere çok sert çarptım. Şans eseri ıslaktı. Gündüz saati yıldızları gördüm. İlk aklıma gelen, “Tanrım, çarşaflar kirlendiği için annem beni öldürecek!” Ben hâlâ kirişlere tırmanan ya da rüzgarda en uzun ağaca çıkan o çocuğum.”
HEM AKROBASİ PİLOTUYUM HEM DE DANSÇI
* Tehlikeli sahnelerde kendiniz oynuyorsunuz. Çocuklarınız var, hayatınız var, tonla film çektiniz. Neden bunu yapmaya devam ediyorsunuz?
- Kimse Gene Kelly’e, ‘neden dans ediyorsun’ diye sormadı. “Görevimiz Tehlike” benim yapımcılığını yaptığım ilk filmdi. Sherry Lansing ve Stanley Jaffe, “seninle bir film yapmanı istiyoruz” dedi. Paramount’a gittim ve “Görevimiz Tehlike’yi yapmak istiyorum” dedim. Arkadaşlarım bunun çok kötü bir fikir olduğunu düşündü, çünkü bu bir televizyon dizisiydi. Ama filmi yaparken gerçekten çok şey öğrendim ve her zaman üzerine koyabileceğim bir şey olduğunu gördüm. Nasıl bir aksiyonla seyirciyi filmin içine çekebilirim diye düşündüm. Ne yapabilirim? Hayatım boyunca paraşütle atlamak gibi şeyler yapmak istediğim şeylerdi ve bunlar zamanla geliştirdiğim beceriler. Akrobasi pilotuyum ve helikopter uçururum ama aynı zamanda dans da ederim. Dans ve şan dersleri alıyorum. Bir izleyici kitlesi için benzersiz olacağını düşündüğüm şeyi deneyimleyebilir ve onlar benzersiz bir dünya sunabilirim.
* Peki, hiç korkmuyor musun?
- Seyirciyi buna nasıl inandırırız? O an, içimdeki o dört yaşındaki çocuk bunu düşünüyor. Ben bir sinema seyircisiyim. İzlediğim filmler ufkumu açtı, bana başka dünyalar sundu. Hayal kurmama yardımcı oldu. Hep hayalime tutundum. İşte bu yüzden insanlar 36 yıl sonra hala “Top Gun” için sinemaya gidiyor.