'Tiyatronun Divası'yım

◊ “Herkes Gülmek İster” tiyatro oyununuz hayırlı olsun. Nasıl bir oyun bekliyor izleyiciyi?

- Herkesin en çok gülmeye ihtiyacı olduğu bir dönemde ilk kez bir oyun yazdım.

Sevgili Kıvanç Baran Arslan yönetti. Tülin Ayhan, Ceyda Yücesan, Bennur Duyucu, Hakan Kutlay Kutlu, Gizem Yılmaz gibi değerli isimlerle bir arada olmanın onurunu yaşıyorum. Kandemir Konduk Tiyatrosu’nun bir oyunu bu. Çok heyecanlıyım.

Tiyatro benim müzikten sonraki ikinci aşkım. Bu donanımım için yaklaşık 17 yıl boyunca rahmetli Nejat Uygur, Gazanfer Özcan, Gönül Ülkü, Levent Kırca’dan oyunculuk dersleri aldım. Batılı starlar gibi bir donanımın olsun istedim. Haldun Dormen beni geçen sene izledikten sonra “Yürüyen müzikal” demişti...

◊ Bu donanımla neden bu kadar yıl beklediniz?

- Kendimi hazır hissettiğimde kararımı verdim. Bu yıl kendimi hem sahne hem de tiyatroya adapte ettim. Tiyatro sanatçılarının perdenin arkasında çok büyük bir yaşam mücadesi var. Beni büyük gazinolarda fahiş fiyata izleyemeyenler bu oyunla düşük bir ücret ödeyerek izleyebilecek, hem de oyun içinde birbirinden güzel şarkılar dinleyebilecek.

Oyunda ayrıca yetenek yarışmalarını ti’ye alıyoruz.

Ben Bülent Ersoy’u canlandırmaya çalışıyorum.

Ne kadar başarılı olduğuma halkımız karar verecek. Ama tiyatronun Oscar’ını da bu oyunculukla alabilirim diye düşünüyorum. Tiyatronun divasıyım ben.

◊ Kimler var bu kadroda?

- Orhan Gencebay, Yıldız Tilbe, Volkan Konak, Dilber Ay, Müslüm Gürses, Nur Yerlitaş ve benim en çok beğendiğim Aleyna Tilki var.

İki perdeden çok güzel bir komedi oyunu bu. Bu ekip işi ve ekibin ruhu sahneye yansıyor. Müjdat Gezen’e çok teşekkür ediyorum bize provalar için sahnesini açtı. Ülkemizin 50’den fazla bölgesinde bu oyunu sergileyeceğiz.

Avrupa’ya da gideceğiz. Zihni Göktay, “Evladım bizim ruhumuz var sende. En büyük özelliğin doğaçlama yeteneğin” dedi. Büyüklerimin bu sözlerinden cesaret aldım.

◊ Ünlü isimler taklitlerinin yapılmasına bozulmasın...

- Kimseyi yargılamıyoruz. Aksine bu oyun, canlandırılan starların halkla daha da yakınlaşmasını sağlıyor. Halkın göremediği şeyleri bu oyun gösteriyor. Çünkü ben onların içindeyim...

Yılmaz Morgül olarak oyunda bir talk şov sunuyorum ve orada yıldızları ağırlıyorum. Oyunun yemek yarışmalarını hicveden bölümü de var. Orada ünlüler evime konuk oluyor. O bölümün adı da Yer misin Yemez misin…

◊ Oyunla ilgili eleştirilere açık mısınız?

- Eleştiriye açığım. Müzik dünyasında beni 20 yıldır atmadıkları kuyu kalmadı.

Ama ben şimdi o kuyunun başındayım. Onlar da kovalarla benden su rica ediyorlar. Beni tiyatroda çok saygı duyduğum insanlar eleştirebilir. Haldun Dormen, Genco Erkal, Cihan Ünal, Zihni Göktay, Müjdat Gezen, Kandemir Konduk gibi isimlerin eleştirileri önemli.

 BÜLENT HANIM GELSİN İZLESİN

 ◊ Oyunda Bülent Ersoy taklidide yapacaksınız...

- Onun jüri profili bu oyunda var. Mesela yemeğe düşkünlüğünün altını çizeceğim. Ama gerçek anlamda ekranlarda söylenemeyenler var.

Yıllar önce İbrahim Tatlıses’in otelinin açılışında Derya Tuna o zaman 12 kişilik mantı yaptırmıştı.

Kebaplar da vardı. Sonrasında balık istediler. Seda Sayan’la Türkiye’nin bilmediği çok özel olaylarımız açıklanacak.

Özel hayatlardan en dikkat çekici olaylar bu oyunda olacak.

◊ Bülent Hanım’la proje öncesi konuştunuz mu? İzin aldınız mı?

- Bülent Ersoy’u her oyununda ya da gösterisinde sergileyenler izin mi alıyor? Bugüne kadar kimler taklitlerimi yaptı... Büyük sanatkârlar taklit edilir. Ama bu taklit değil bu bir oyun.

Kendisi çok mutlu olsun ki bir tiyatro oyununda sergilenecek Bülent Ersoy kimliği. Yani ondan izin almama gerek yok. Gelsin en önden izlesin oyunumuzu. Bana teşekkür etsin. “Çocuğum beni ne kadar güzel canlandırmışsın” desin

◊ Bülent Hanım’la yıldızınız hiç barışmadı. Hâlâ öyle mi?

- Görüşmüyoruz. En son hocamız Müzeyyen Senar’ın cenazesinde beraberdik. “Çocuğum elimi tut, ben zor yürüyorum” dedi. Ben mezarına getirdim. Oturduk, ağladık, dualar ettik. Orada bana gerçeklerden bahsetti. Bana “Ben sana bugüne kadar saygımı gösteremedim büyüğün olarak. Sevgimi gösteremedim destek olarak. Bunlardan pişmanım” dedi.

Aradan bir ay geçti yine aynı...  Yazın uçakta karşılaştık. Bayramdı. Bayramda küslük olmaz diye elini öptüm. Ondan sonra yine aynı şeyler...

 EDİRNE’DEN SONRA...

 ◊ Yaptığınız iyiliklerin size zararı mı oluyor?

- İyilikten maraz doğuyor. Ben birtakım isimler gibi ’bunları yaptım’ diye sosyal medyama sergilemiyorum. Ne oluyoruz ya, gizli yapın yapacağınız iyilikleri... Zeytin, ekmek, soğan yerim evimde ama birtakım insanları kullanma politikalarına girmem.

◊ Bu isyankar tavrınız neden?

- 200’den fazla vakıf ve derneğiyle çalışıyorum. Hem de 20 yıldır. Ama bunları sergilemiyorum. Bunlar ayakkabı alsalar onu sergiliyorlar. Bende böyle bir kişilik yok. 1600 TL asgari ücretle geçinen halkımızın karşısına alay eder gibi ‘benim şu arabam var, ben şu villada yaşıyorum’ diyorlar.

Lüks hayatını gösterip insanlarla dalga geçemezsin. Bunları yapanların yüzde 80’inin sesi de yok. O dünya starıyım, bu dünya starıyım diyor. Edirne’den sonra hiç kimse dünya starı olmayı başaramamıştır.