“The Choice” filmi başrol oyuncuları Teresa Palmer ve Benjamin Walker bilinmeyenleri anlattı

Enerjik tıp öğrencisi Gabby Holland ile kadınların karşı koyamadığı Travis Shaw’ın aşkını konu alan “The Choice”u çok beğendim. Öncelikle tebrikler. Aşk filmlerinde başrol oyuncularının uyumu çok önemlidir. İlk tanışmada nasıl hissettiniz, kimyanız uydu mu?
- Benjamin Walker: Doğru... Bazen kadın ve erkek oyuncular aslında birbirinden nefret ediyor, ama kameralar çekmeye başladığı anda aşık rolü yapmaya başlıyorlar. Oysa aşk filmlerinde o tutkunun seyirciye geçmesi lazım. Biz o konuda çok şanslıydık. Tanıştığım anda Teresa’yı çok sevdim, onun da benden hoşlandığını hissettim.
- Teresa Palmer: Benjamin çok komik ve espriliydi, beni çok güldürdü. Şanslıydık, çok güzel ve uyumlu bir çekim dönemi geçirdik.
Gerçek karakterleriniz ile filmdeki karakterler arasında ortak yönler var mı?
- Teresa Palmer: Evet aslında Gabby ile benim çok benzer yönüm var. O yüzden bu karakteri oynamak benim için çok kolaydı. Birçok sahnede rolün içine kendi kişiliğimi koydum.

AŞK HER ZAMAN SAF VE TEMİZ OLMUYOR

Hikaye aldatma öyküsüyle başlıyor. Gabby’nin aslında çok güzel bir ilişkisi varken birden Travis’in kollarına koşuyor. Siz ne düşünüyorsunuz böyle başlangıçlar için?
- Teresa Palmer: Evet, kız erkek arkadaşını aldatıyor. Gabby’nin güzel bir hayatı var, partneriyle de mutlu ama aslında içinde bazı hisleri bastırıyor, reddediyor. Duyguları başka türlü bir aşkın peşinde. Travis’le tanıştığında bastırdığı tüm duygular açığa çıkıyor, aradığı aşkı onda buluyor ve anlıyor ki kendi erkek arkadaşıyla sadece büyük bir hatayı paylaşıyor. Seçim yapması gerektiğini anlıyor.
- Benjamin Walker: Biliyorsunuz film romandan uyarlandı ve bu bir çocuk kitabı değil aşk romanıydı. Belki bize aşk saf ve temiz olmalı diye öğretildi ama her zaman öyle olmuyor işte. Aşk bazen karmaşık, acı, komik, garip, bazen de hatasız, harika olabiliyor. Bizler yetişkin insanlarız. Her zaman aşkın siyah ya da beyaz gibi kesin ayrımının yapılamayacağını, tertemiz olamayacağını biliyoruz. Aşk grilerden de oluşur, yaşanır. Ve biz de bununla ilgili bir film yaptık.
- Nicholas Sparks: Evet hikayem aldatmayla başlıyor ama Gabby ile erkek arkadaşı henüz evli değil, birbirlerine verdikleri bir söz de yok. Aldatılmak tabii ki zor bir deneyim. Ama diğer yandan, kimse aslında başkasıyla birlikte olmak isteyen biriyle yaşamayı kaldıramaz. Tam da bu noktada seçimler için işine giriyor.

HER ŞEYİN ALTINDA BİT YENİĞİ ARAMAMAK GEREK

Bu film hayatınıza neler kattı, aşka bakış açınızı değiştirdi mi?
- Teresa Palmer: Çok sorunlu ve karmaşık başlayan bir aşkın bile, eğer güzel şeyler hissettiriyorsa uğruna savaşılması gerektiğini hatırlattı. Bir de hayatımızın aslında yaptığımız o küçük seçimlerden şekillendiğini hatırladım bu filmle.
- Benjamin Walker: Her şeyin altında bir bit yeniği aramamak, sorgulamamak, şüphelenmemek gerektiğini hatırladım ben de... Hayatımızdaki bütün küçük seçimler önemli. Aşk çok güzel ama aynı zamanda üzerinde çalışılması, sürekli ilgilenilmesi gereken bir duygu.

NICHOLAS SPARKS: UMARIM TÜRKİYE’DE BEĞENİLİR

Gerçekçi aşk filmi yapmak zor mu?
- Aslında diğer tüm filmler gibi bir bütün bu da... Hikaye, yönetmen, oyuncular, doğru müzik, doğru diyaloglar, duygu, yerine göre espri, üzüntü, mutluluk, hepsi işin içinde doğru ölçüde yer almalı. Eğer biri ya da birkaçı eksikse veya doğru ölçüde kullanılmamışsa olmaz. Aşk evrensel bir duygu, umarım Türkiye’de de beğenilir.