Fotoğraflar: Murat ŞAKA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2021 08:23
Kanal D’nin yeni programı “Magazin D Yaz”ın sunuculuğunu üstlenen Tara de Vries, programa dahil oluşunu ve yaptığı diğer çalışmaları anlattı. Miss Turkey 2018 güzellik yarışmasında 2’nci seçilen sunucu, yarışma sayesinde “seçici suskunluk” hastalığını yendiğini söyledi.
◊ Miss Turkey 2018 güzellik yarışmasında 2’nci seçildiniz. Oyunculuk eğitimi aldığınızı biliyordum ama kamera karşısına magazin programıyla geçmeniz nasıl oldu?
- Yarışmadan hemen sonra oyunculuk dersleri almaya başlamıştım. Diksiyonumu da iyice düzeltince teklif geldi, hemen ajansım Gaye Sökmen ile birlikte değerlendirdik ve demo çekelim dedik. Sonra da hızlı bir şekilde anlaştık ve çok güzel bir projeye imza atmış olduk.
◊ Magazine ne kadar hakimdiniz?- Türkiye’de
magazin günlük yaşantımız haline geldi. Ekiple çok iyi anlaşıyoruz. Bir de her gün olması çok keyifli. Çok
magazin takip etmezdim ama ben sunuculuk yaptığım için sıkıntı olmuyor. Çoğu kişiyi tanıyorum.
◊ Hafta içi her gün stüdyodasınız. Bu tempoya çabuk adapte olabildiniz mi?- Hayatım zaten hep bir düzen içindedir. Sabah kalkarım, önce sporumu yapar, duş alır, ardından kahvaltımı yaparım. Ondan sonra güne başlarım. Şimdi sadece bu rutinin üstüne bir de stüdyoya gidiyorum. Çıkınca da işlerimi kaldığı yerden hallediyorum. Ya da eve gidip dinleniyorum.
KAMERALARDAN KAÇMAM◊ Sunuculuk yaparken yüzünüzün hep gülmesi dikkatimi çekti... - Öyle. Giyinip süslenip haberleri sunuyorum. Kim istemez.
◊ Hep böyle güler yüzlü müsünüz?- Enerjimle barışığım, insanlara da dağıtmayı seviyorum. Ayakları yere sağlam basan herkes zaten mutludur.
◊ Magazin haberleri sunarken kendinizi magazinin içinde bulsanız ne yaparsınız? - Ona dikkat ediyorum. Kameraları gördüğümde mutlu olan biriyim. Rahatsız olmuyorum. Kaçtığım falan da yok.
◊ Yakın zamanda yeni projeler var mı?- Görüşmeler var tabii ama gündemde şimdi “
Magazin D Yaz” var.
◊ Dışa dönük bir karakteriniz var ama her zaman böyle değilmişsiniz. - Paylaşmayı çok seviyorum. Etrafımda insan olsun, yeni hikayeler yazalım, yeni şeyler deneyimleyelim istiyorum. Küçüklüğümde geçirdiğim bir hastalık vardı, “seçici suskunluk” (çocukluk çağı kaygı bozukluğu) diye. Yaptığım tüm çalışmaların sonunda Miss Turkey ile onu kırdım. Miss Universe’e gittim daha da kırdım. Şimdi Magazin D Yaz’da artık pek bir izi gözükmüyor geçirmiş olduğum bu rahatsızlığın.
◊ 13 yaşında Hollanda’dan Türkiye’ye geldiniz ve şu an düzgün Türkçe gerektiren bir iş yapıyorsunuz. Bazen sizi zorlar diye düşünmüştüm ama çok başarılısınız. - 8’inci sınıfa Türkiye’de başladım ve takdir belgesiyle sınıfı geçtim. Yani çok çabuk öğrenen biriyim. Bir yerde yaşıyorsan A’dan Z’ye her şeyini mükemmel yapmalısın. Buna dil de dahil. Bilmen ve yapman gerekiyor.
◊ Bilmediğiniz bir şey kaldı mı buraya dair?- Hayır. Bayağı ilerledim o konuda.
MANKENLİK SEKTÖRÜ ARTIK KALMADI◊ Modellik konusuna gelelim. Daha önce birkaç yabancı defileye katılacağınız konuşuluyordu ama şu an gündeminizde değil sanırım...- Aktif olarak modellik yapmadım, yapmayı da pek düşünmüyorum açıkçası. İki kez podyuma çıktım, ikisinde de ülkemi temsil ettim. Annemle Yıldırım Mayruk defilesinde yürüdüm, bir de Özlem Süer’in Türk kumaşlarını temsil ettiği defilede, Bangkok’ta yürüdüm. Bence mankenlik sektörü kalmadı ülkemizde. Çok farklı bir şekilde insanlarla buluşmak istiyorum. İnşallah ilerleyen
dönemlerde de güzel projelere
imza atacağız.
◊ Kardeşiniz Daniel’le özel bir bağınız var. Onun Nager Sendromu hastalığıyla mücadele etmesi sizi nasıl etkiledi?- Daniel’le çok yakınım. Bu durum benim ailemle bağımı çok daha güçlendirdi. Onlar benim her şeyim. 4 yaşında olgunlaştım diyebilirim. Çok şey öğretiyor bu hayat sana. Bilmediğin çok büyük bir hayat deneyimine sahip oluyorsun ve bunu anlayıp keşfettiğin gün tamam deyip daha da sarılıyorsun. Ayakların yere sağlam basıyor ve şükretmeyi biliyorsun. Yaşanmadan anlatılacak bir durum değil.
◊ İlk başlarda neyin ne olduğunu anlayamadığınızı düşündüm söylediklerinizden. - Hep kendimi suçluyordum. “Ailem niye böyle, kardeşim niye böyle, ben ne yaptım ki” diye. Miss Turkey’ye girmeden kafama bir dank etti. Sonra da hayata bambaşka bir açıyla bakmaya başladım.
ANNEM
EN BÜYÜK DESTEKÇİM
Anneniz Özlem Kaymaz da destekçinizdir bu dönemde diye tahmin ediyorum...
- Annem her zaman en büyük destekçim. Hatta Miss Turkey’nin hastalığımı yenmemde büyük bir rol oynayacağını düşünüyordu ve gerçekten öyle de oldu.
İSTANBUL’DA SPOR KONUSUNDA ZAYIFIZ
◊ Hobilerinizden de bahseder misiniz?
Çim hokeyi oynuyordum yurtdışında. İstanbul’a ilk taşındığımızda, burada da illa oynayacağım diye Bolu’ya gidip geliyordum her hafta sonu. İstanbul’da spor konusunda çok zayıfız bence. Çim hokeyi, Hollanda’da futbol kadar bilinen bir spor, öyle diyeyim. Milli takıma da girdim. Sakatlandım Gaziantep maçında.
Sonra oynamam yasaklandı. 15-16 yaşındaydım. Şu an sadece fitness, yazın da yelkenle ilgileniyorum. Kışın kayağı, yazın yelkeni çok seviyorum.
İSTANBUL’UN TRAFİĞİNİ SEVİYORUM
◊ Hollanda ve Türkiye arasında gidip geliyorsunuz. İki ülkeyle alakalı işleriniz olacak mı?
- Hollanda’ya çok sık gidip geliyorum. Orada da bir ev açtık pandemide. Her şeye açığım, neden olmasın.
◊ Oradaki bisiklet kültürünü özlüyor musunuz peki?
- Yok, İstanbul’daki trafiği çok seviyorum.
◊ Gerçekten mi?
- Tek seven ben olabilirim herhalde. Trafik varsa o trafikten nasıl kaçarım diye bir oyun başlıyor kafamda. Yolda bayağı eğleniyorum.
Trafiğe çıktığım zamana da dikkat ediyorum.
Saatlerce yolda kaldığımı hiç hatırlamam.
◊ Buradaki arkadaş çevreniz nasıl?
- Çok arkadaşım var. Çoğu yabancı ama burada yaşayan kişiler. Güzel ve keyifli bir arkadaş grubu oluştu.