Güncelleme Tarihi:
* “Game of Thrones” ekibiyle yolunuz nasıl kesişti?
- İlk sezonundan itibaren hep çeşitli roller için seçmelere katılmıştım zaten.
* İlk sezonda da mı Dothraki olacaktınız?
- Evet ama Dothraki’lerin kralı.
* Yani Khaleesi’nin eşi olan...
- Evet, Drogo... Bir nedenden ötürü o rol olmadı, ben de diziyi hiç izlemedim. İlk sezonun ardından birkaç farklı rol için tekrar Los Angeles’ta görüşmeye çağırıldım. İkinci ve üçüncü sezon derken ben de işin ucunu bıraktım. Altıncı sezonda bir teklifle daha geldiler, bu kez ben burun kıvırıyordum. Çünkü izlemediğim için dizinin büyüklüğünden de pek haberim yoktu. Niyetim oyunculuğa bir yıl ara vermekti. Los Angeles’ta da bir evim var, tatil için oraya giderken menajerim aradı, “Bir görüşmeye gitmelisin” dedi.
ROLÜ ALINCA GİDİP İLK 5 SEZONU BİRDEN İZLEDİM
* Bu arada hâlâ diziyi izlemiyor olamazsınız değil mi?
- (Gülüyor) İlk sezonda rolü alamayınca izlememiştim. Ama baktım altıncı sezonda ekipteyim, hemen gidip ilk beş sezonu birden izledim.
* Nasıl buldunuz?
- Bence dizinin en büyük artısı başrollerini öldürebilmeleri. Diyaloglar, seks sahneleri, çıplaklık, savaş sahneleri... Herkes muhteşem bir iş çıkarıyor. Pek çok yeni oyuncu için önemli bir şans oldu. Benim için de tabii.
* Daha önce “Batman Begins” ve “CSI” gibi büyük işlerde de yer almıştınız ama... Kariyeriniz her geçen gün yükselen bir ivme çizerken yaşlanıyor olmak sinir bozucu gelmiyor mu?
- Hayır çünkü ben 30’larımda da aynıydım. Yaşımı göstermiyorum. Hâlâ dublör kullanmıyorum. At biniyorum, dalış yapıyorum, otomobil sahnelerinde şoför koltuğunda kendim oluyorum. Tüm bunları yaparken kaburgalarım kırıldı, suratımda kesikler oldu. Pes etmedim.
* Ama siz bir oyuncusunuz, ciddi sorun yaşarsanız yer aldığınız proje de bundan etkilenir. Kendinize dikkat etmeniz gerekmiyor mu?
- Ama dublörler aynı işi yaptığında bazen saçma görünebiliyor. En önemlisi de dublör kendi yapacağı işi bir aktörün yaptığını gördüğünde daha iyi bir iş ortaya çıkıyor.
RESTORANI KAPATIP OYUNCU OLDUM
* Bu işlere nasıl bulaştınız?
- İngiltere doğumluyum. Restorancılık yaparken bir arkadaşım BBC’deki bir proje için sert bir adama ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu işleri hiç bilmediğimi, yapamayacağımı söyledim. Şu an İngiltere’de hâlâ menajerim olan o kişi “Bir bak, sonra bu şansı bulamayız” diye ısrar etti. İstemediğim halde gittim, beni seçtiler ve oynadım. Tadını bir kere alınca da devamı geldi.
YAPIMCILARIN GÖZÜ OSMANLI’DA
* Sırada ne var?
- “Bitter Harvest”, “Back in Business” ve “Monte” adlı üç filmimiz geliyor. “Plebs” adlı dizide de devam ediyorum. Yine bir dizi projesi var. “Game of Thrones”taki epik anlayışla bu kez Osmanlı zamanına gitmek istiyorlar. Yapımcıların gözü Osmanlı’da yani... Bir başka proje de Cengizhan’ın hayatıyla ilgili. Şu anda ne yapıyorsun dersen oyunculuk, yapımcılık, yönetmenlik her şey var.