Güncelleme Tarihi:
◊ Lise çağındayken o zamanlar 1. Lig takımı olan Tekelspor’da basketbol oynuyordun. Yoğun antrenman temposuna rağmen İtalyan Lisesi’ni birincilikle bitirmeyi nasıl başardın?
- Evet, İtalyan Lisesi’ni o zamana kadarki en yüksek not ortalamasını alarak 92.56 gibi bir dereceyle birinci bitirdim. Notlarımı yüksek tutmalıydım; çünkü okula girişimden bir yıl sonra babamın işleri ters gitti ve ondan sonra hep burslu okudum. Son sene değişim öğrencisi olarak Amerika’ya gittim. Türkiye’deki tüm liselerdeki en başarılı 36 öğrenci belirlenmiş ve bizim lise de beni seçmişti.
◊ Dostluklarında ve insanlarla olan ilişkilerinde nelere değer verirsin?
- Olaylara farklı bir bakış açısı ya da farklı bir yorum getirebilen, pozitif enerjili, esprili, aurasıyla girdiği yeri ve beni yükseltebilen insanlardan hoşlanırım. Sürekli karamsar, şikayetçi, dert anlatan ve etrafa negatifliğini yayanlardan fazla hazzetmem, kaçarım. Yakın olduğum insanların dedikodu yapmamalarını, laf taşımamalarını isterim. Birisine bir şey anlatıyorsam, bunun onda saklı kalmasını isterim. Ukalalıktan hiç hoşlanmam; çok sevimli olduğum bir anda bile ukalalık yapan birine karşı tavrım hemen değişir. Onun dışında genellikle pek çok şeyi alttan alırım, fazla sinirlenmem. Biriyle sohbet edeceksem eğlenceli olmasını, esprili olmasını tercih ederim; sıkıcı biriyle çok fazla konuşamam.
◊ İlk aşkını hatırlıyor musun?
- İlk aşkımı hatırlamıyorum; bana göre zaten hayatta bir kez âşık olunur, öyle zırt pırt âşık olunmaz. Kolay bir adam değilim ki, kolay âşık olayım. Kolay âşık olmak bana göre zor bir şey.
◊ Sevgini kolay gösterir misin?
- Tam bir akrep burcuyum. Sevgiyi bir pasta gibi görüyorum, sınırlı sayıdaki dilimlerini kime vereceğiniz bana göre çok önemli; iyi tercih yapmalısınız. Herkesi sevemezsiniz, herkesi de mutlu edemezsiniz. Seveceğiniz insanları iyi seçmek ve onları gerçekten sevmek lazım, tam anlamıyla. Akrep sevdi mi dünyaları yakar, öyle bir özelliği vardır. Birini sever ama derin sever, kendini adar ona. O hale gelene kadar da kimse çok umurunda değildir. Beni tanıyan birçok insana sorsanız, kıskanç olmadığımı söyler. Ama sevdiğim insana sorsanız “Beni kendinden bile kıskanıyor” diyebilir. Sevdiğim insanı gerçekten çok severim, hiç ayrılmak istemem. Mesela geçenlerde bizim reji ayrıldı, ona bile üzüldüm.
◊ Yeni dizin “Erkenci Kuş” çok iyi gidiyor, değil mi?
- Dizimiz başladığından beri iyi reyting alıyor. Her bölümün tanıtım fragmanından sonra da, bölüm yayınlanınca da hem sosyal medya hesaplarından hem de dışarıdan çok güzel tepkiler alıyoruz.
Bu bir ekip işi ve iyi bir ekiple bir arada olduğunda o samimi enerjinin ekrana yansıdığına inanıyorum.
Sanırım o yüzden bu kadar güzel bir geri dönüşle karşı karşıyayız.
◊ Reytingi iyi olan diziler bile final yapabiliyor. Sence Türkiye’de dizilerin tutması için belirli, net bir formül var mı?
- Bence yok, senaryosu çok iyi olan işler de büyük bütçeli projeler de üç-beş bölüm sonra yayından kalkabiliyor.
Dizi işi bir takım oyunu; takımın her yönden güçlü olması gerekiyor.
Başroller elbette ki çok önemli ama yan roller ve onların hikayeleri de önemli.
Onun dışında ışık, görüntü yönetimi, styling, prodüksiyon ekibinin becerisi...
Hepsi fark yaratıyor.
◊ Herkes sana hayran, peki sen kime hayransın?
- Gerçi şimdi biraz karamsar geliyorlar ama gençken Alman filozoflar Arthur Schopenhauer’e ve Nietzsche’ye hayrandım. Varoluşçu psikoterapinin en önemli temsilcilerinden Irvin D. Yalom’un kitaplarını ve yorumlarını çok beğenirim. Okuduğunuzda sizi gerçekten yükseltir ve başka bir yere taşır.
Oyuncu olarak tam bir Brad Pitt hayranıyım. Bütün filmlerine, girdiği tüm karakterlere hayranlık beslerim. Mel Gibson’ı da çok severim. Ayrıca Michael Jordan hayranıyım.
◊ “Erkenci Kuş”ta Demet Özdemir’le çok sevilen bir çift oldunuz. Diziniz oynadığı saatlerde #CanEm hashtag’i sosyal medyayı sallıyor. İyi anlaşıyor musunuz?
- Çok çok iyi anlaşıyoruz. Demet’le çalıştığım için çok şanslıyım. İlk günden beri çok müthiş bir uyum var aramızda.
Harika bir partner, çok iyi bir oyuncu, çok iyi bir insan, çok hızlı doğaçlama yapabiliyor.
O da benim gibi çok enerjik; hatta bazen benden bile enerjik; yorulduğunu hiç görmedim. Aslında onun gibi espritüel bir kadın da görmedim.
Sürekli hareket halinde ve hep pozitif.