Güncelleme Tarihi:
* Kendinizden biraz bahseder misiniz?
- Küçüklüğüm sporla geçti diyebilirim. Galatasaray’da su topu oynadım, sonrasında Fenerbahçe’nin kürek takımındaydım. Müziğe eğilimim ise ortaokulda başlamıştı. Başarıya giden yolda tek bir şeye aşık olmanız gerekiyor. O da benim için müzikti.
* Müzik hayatınız nasıl başladı?
- Ortaokul son sınıftayken, Berklee’de okumaya karar verdim. Sonrasında sporu bırakıp kendime bir klasik gitar aldım. Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nin müzik bölümüne girdim. Okulun ilk jazz funk grubunu kurduk. Lise son sınıfta Berklee sınavı için Atina’ya gittim, o zamanlar en yakın sınav yeri orasıydı. Son 6 ay Charlie Parker’ın “Donna Lee” parçası ile yatıp kalktım (gülüyor). Sonunda Berklee’ye girmeye hak kazandım. “Whiplash” filmindeki hikayenin doğru olduğunu söyleyebilirim! Fakat müzisyenliğin bir atlet gibi çalışarak kazanılacağını düşünmüyorum.
* Okulu bitirdikten sonra neler yaptınız?
- Boston’dan New York’a taşındım. New York’ta kalmak için jingle yapmaya başladım, daha önce de elektronik müzik ve video oyun müzikleriyle uğraşmıştım. Ardından Muj adında bir grup kurdum, aranjörlüğü ve prodüktörlüğü bana ait olan bir albüm çıkardım ve bu albüm sonrası konserlerim başladı.
* Peki çalışmalarınıza neden orada devam etmediniz?
- New York’ta gerçekten çok güzel işler yaptım ve bir yerden sonra doyduğumu hissettim. Çalışmalarıma kendi ülkemde devam etmek istedim.
* “Yok Sana” şarkınızla dikkatleri üzerinize çektiniz. Şarkınızın özel bir hikayesi var mı?
- Şarkımın söz ve bestesi bana ait, aynı zamanda gitar ve basları da ben çaldım. “Yok Sana” yazdığım ilk Türkçe şarkım. Hikayesi de aslında komik; Türkiye’ye geldiğimde talepkâr kızlarla karşılaştım. Hepsi benden aşk şarkısı istiyordu, ben de “Yok sana aşk şarkısı” dedim (gülüyor).
* Hayranlarınız sizi Kerem Bürsin’e benzetiyor. İleride onun gibi oyunculuk yapmak istiyor musunuz? Hiç teklif geldi mi?
- Kendisi çok başarılı bir oyuncu. O da Amerika’da kariyerine başladı, devamında kalitesini ortaya koydu. Oyunculuk her zaman hedeflerimden biri, amatör olarak denedim de... Belki ileride...
VEFASIZ SEVGİLİYE KÜFÜRSÜZ ŞARKI
* Buradaki ilk çalışmanıza nasıl geri dönüşler oldu?
- Güzel yorumlar alıyorum, “Türkiye’deki mevcut sektörün ilerisinde bir şarkı yapmışsın” diyenler bile çıktı. Mesela Naim Dilmener “Vefasız sevgiliye küfürsüz, hakaretsiz, bedduasız da şarkı söylenebiliyormuş” diye başlık atmıştı, gerçekten çok beğenmiştim. Bugüne kadar hiç Türkçe müzik dinlemediği halde “Yok Sana”yı çok sevip sürekli dinlediklerini söyleyenler var. Hem sözler hem de müzik anlamında tabuları yıkacak bir şarkı olduğunu düşünmeleri beni mutlu ediyor.
* Gelecekte kendinizi müzik piyasasında nasıl bir yerde görüyorsunuz?
- Yaratan, üreten bir insan olmak, en önemlisi yarattığım bu tarzı devam ettirmek istiyorum. İskender Paydaş gibi önemli müzisyenlerle müzik yapmak. Seyirciyi doyurabilecek kalitede ve görselde sahne şovları yapmak, konserler vermek de hedeflerim arasında tabii...