Güncelleme Tarihi:
SONUNDA UNVANLARINI KAYBETTİ
61 yaşındaki Prens Andrew, sahip olduğu bütün unvanlarını kaybetti. Buckingham Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Prens Andrew'nun, hakkındaki cinsel taciz iddialarına karşı kendini "sivil bir vatandaş" olarak savunacağı belirtildi.
KENDİ SARAYINDAN 'SÜRGÜN' EDİLDİ
Özetle Prens Andrew'nun bütün askeri unvanları, annesi Kraliçe 2. Elizabeth tarafından elinden alındı. Bu kadarla da kalmadı bundan böyle Andrew, kraliyet ailesinin sadece en kıdemli üyelerinin sahip olduğu 'Majesteleri' (His Royal Highness) unvanını da artık kullanamayacak. Yani özetle Prens Andrew, bir anlamda aileden "sürgün" edilmiş oldu.
ONLAR DA UNVANSIZ, TAHTSIZ KALDI
Her ne kadar bu dönemde en çok konuşulan kişi olsa da Andrew kraliyet ailelerinden "dışlanan", "kovulan" unvanlarını kaybeden tek kişi değil. Uzak ya da yakın geçmiş bunun farklı örnekleriyle dolu. Biz de bazen kişisel sebeplerle, bazen aşk yüzünden bazen de kral ya da kraliçe yaptığı düzenlemelerle bunu zorunlu kıldığı için kraliyet ailelerinden ayrılan, doğar doğmaz sahip oldukları unvanları kaybeden ya da ellerinin tersiyle iten o prens ya da prensesleri bir hatırlayalım istedik.
AŞKI UĞRUNA BÜTÜN HAKLARINDAN VAZGEÇTİ
Kraliyet unvanını ve bunun sağladığı imtiyazları kendi isteğiyle bırakan kişilere son örnek Japon Prenses Mako. Onunki "aşkı uğruna" oldu. Mako, Japon İmparatoru'nun yeğeni olarak dünyaya geldi. Görünüşe göre ağabeyi de ülkesinin gelecekteki imparatoru, yani bir süre sonra tahtın sahibi olacak. "Prenses "unvanıyla dünyaya gelen Mako, geçen ekim ayında uzun süredir birlikte olduğu sevgilisi Kei Komuro ile hayatını birleştirdi. Fakat Komuro, halktan biriydi ve Mako, ailenin kurallarına göre onunla evlendiği için unvanını terk etmek zorunda kaldı. Üstelik aileden ayrılırken hakkı olan 1. 3 milyon dolarlık ödeneği de geri çevirdi. Hayatına sarayda başlayan eski prenses Mako, şimdi ABD'de sıradan bir insan olarak, küçük kiralık bir evde yaşıyor. Kocası Kei'yi "yeri doldurulamaz" olarak nitelendiren Mako, yeni hayatında da gayet mutlu görünüyor. Yani o aşkı uğruna unvanlara ve kraliyet hayatının ayrıcalıklarına sırtını döndü ve sonunda da aradığı mutluluğu buldu.
BÜYÜK OLAY OLDU
Prens Harry ile Meghan Markle'ın İngiliz kraliyet ailesinden ayrılacaklarını açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Finansal özgürlüklerini elde etmek istediklerini öne süren çift, ABD'ye taşındı ve orada gösteri dünyasının ünlülerine yaraşır yeni bir hayata başladı. Sonradan yaptıkları ve İngiliz kraliyet ailesini suçlayıp zan altında bırakan açıklamaları da uzun süre gündemin ilk sıralarından düşmedi.
O TAHTINI BIRAKANLARIN EN ÜNLÜSÜ
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, bugün tahtta oturmasını amcası Kral 8. Edward'ın kararına borçlu desek yanılmış olmayız. Zaten Edward da tahtını bırakan kraliyet ailesi üyelerinin en ünlüsü. Bütün bunlara neden olan da Amerikalı Wallis Simpson'a duyduğu büyük aşk. Simpson geleneklere göre Edward'ın asla evlenemeyeceği bir kadındı. Öncelikle soylu bir aileden gelmiyordu daha da önemlisi bir evlilik yapıp boşanmıştı. Yani önlerindeki engel büyüktü. Fakat Edward, tahtı değil aşkı seçti ve 1936 yılında görevini bıraktı. Onun ardından tahta Elizabeth'in babası 6. George olarak tahta geçti. Kralın ölümünden sonra da yerini iki kızından büyüğü olan Elizabeth yani bugünkü kraliçe aldı.
GELECEĞİN KRALİÇESİ DE UNVANSIZ KALDI
Diana Spencer, İngiltere tahtının ilk sıradaki varisi Prens Charles ile evlendiğinde herkes ona "geleceğin kraliçesi" gözüyle bakıyordu. Ama öyle olmadı. Diana, 1996 yılında Charles'dan boşanınca "Her Royal Highness" (Majesteleri) unvanını ve bunun sağladığı tüm ayrıcalıkları kaybetti. Fakat Kensington Sarayı'ndaki dairesini ve St James Sarayı'nı kullanma hakkını elinde tuttu.
O DA EVLENMEK İÇİN BAZI UNVANLARINA VEDA ETTİ
Görünüşe göre aşkı uğruna unvanlarına veda edenler en çok İngiliz kraliyet ailesinde bulunuyor. Bunlardan biri de Kraliçe 2. Elizabeth'in geçen yıl hayata veda eden eşi Prens Philip. İngiliz sarayına damat olmak için Danimarka ve Yunan kraliyet ailelerine mensup olduğu için elinde tuttuğu unvanlarından vazgeçti Philip. Sonra da anne tarafından büyükbabasından gelen Mountbatten soyadını aldı. Aslında bakıldığında onun kayıpları çok da büyük değildi.
KRALİÇE'NİN TORUNLARININ UNVANI YOK
İngiltere Kraliçesi'nin tek kızı Prenses Anne'in çocukları olmak da Peter ve Zara Phillips için unvan garantisi olmadı. Anne'in eski eşi Mark Phillips ile evliliğinden dünyaya gelen iki çocuğu asla "Majesteleri" unvanı taşımadı. Anneanneleri olan Kraliçe onlara nezaket unvanı vermek istedi. Ancak onu da Anne ile iki çocuğunun babası Mark Phillips geri çevirdi. Çünkü Peter ve Zara'nın normal bir hayat sürmesini istiyorlardı. Mark Tindall ile mutlu bir evliliği olan üç çocuk annesi Zara Tindall bir röportajında bu konuda şunları söylemişti: "Unvanım olmadığı için kendimi şanslı hissediyorum. Çünkü bu durum kuzenlerin William ve Harry'den daha özgür bir hayat sürmemi sağladı."
BİLEREK VE İSTEYEREK PRENSES UNVANINI BIRAKTI
Norveç Kralı Harald ile eşi Sonja'nın tek kızı olan Martha Louise de dünyaya gözlerini "Prenses" olarak açtı. Bir süre de öyle yaşadı. Fakat sonra onun da hayatı aşk nedeniyle değişti. 2000 ile 2007 arasında Ari Behn ile bir evlilik yapan Martha Louise üç çocuk dünyaya getirdi. Ayrıldığı eşi 2019 yılında canına kıydı. Martha Louise, bir süredir Hollywood'da bir ruhani lider ve şifacı olan Shaman Durek gerçek adıyla Derek Verrett ile aşk yaşıyor. Martha Louise, iki yıl önce "prenses" unvanından feragat etti geçen yıl da sevgilisiyle daha fazla vakit geçirebilmek için ABD'ye taşındı.
TORUNLARINI LİSTEDEN ÇIKARDI
İsveç kral 16. Carl Gustaf, 2019 yılında aldığı bir kararla veliaht olan en büyük kızından dünyaya gelenler dışında bütün torunlarının 'majesteleri" unvanlarını aldı ve kıdemli kraliyet ailesi üyeliğinden çıkardı. Hem çocuklarının, hem torunlarının "prens" ya da "prenses" unvanlarını bıraktı. Ancak bu durum, torunlarının gelecekte evlenecekleri kişilerin de bu tür unvanlara sahip olmasını sağlamayacak. Kral'dan sonra tahta geçecek kişi olan en büyük çocuğu Prenses Victoria ile eşi ve çocukları "majesteleri" unvanlarını ellerinde tutuyor. Ama tek oğlu Carl Philip ile küçük kızı Madeleine için aynı durum söz konusu değil. Veliaht Prenses Victoria dışındaki diğer çocukları kraliyet ödeneklerinden de yararlanamıyor. Kral'ın bu kararını, bazı haklarını kaybeden Carl Philip ve Madeleine tarafından desteklediğini ve çocuklarının normal bir hayat sürecek olmasından memnuniyet duyduklarını açıkladıklarını da hatırlatalım.
KRAL SKANDALLAR YÜZÜNDEN TAHTINI BIRAKTI
Gelelim İspanya'ya... Prens Andrew'yu aratmayacak bir skandala imza atan Kral Juan Carlos da 2019 yılında "mecburen" tahtını bıraktı. Bunun nedeni de adının karıştığı yolsuzluklardı. Ülkesinden ayrılan 83 yaşındaki eski kral şu anda Dubai'de bulunuyor. Yerine ise oğlu Felipe tahta geçti.
ZÜMRÜT GÖZLÜ PRENSESİN HÜZÜNLÜ ÖYKÜSÜ
Bir ülkenin kralı ya da prensi ile evlenmek her zaman mutluluk getirmiyor. Hatta bazen yıllarca unutulmayacak bir trajedinin kahramanı olabiliyor insan. Tıpkı bir zamanlar İran'ın hükümdarıyla evlenen, bir veliaht doğuramadığı için boşanan ve sonra başka bir ülkeye sürgüne gönderilen Prenses Süreyya gibi. Süreyya Esfandiari-Bakhtiari, 1951 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi ile evlendi. Tahta bir veliaht veremediği yani bir çocuk dünyaya getiremediği için 7 yıl sonra boşandı ve ülkesinden sürgüne gönderildi. İhtişamlı başlayan ve sonra trajedilerle süren hayatı 2001'de Paris'te sona erdi. Bu dünyadan yapayalnız ayrıldı. Sekiz gün sonra kardeşi de öldü. Bu durum, iki kardeşin öldürüldüğü iddialarının ortaya atılmasına neden oldu.
BİNBİR GECE MASALLARI GİBİ YAŞAM
Gelelim hikayesi "binbir gece masalları" gibi başlayan ama sonu pek de mutlu bitmeyen eski bir öyküye. Bu öykünün kahramanı Prenses Fevziye Fuad. Ya da bir erkek çocuk doğuramadığı için sarayı terk etmek zorunda kalan hüzünlü prenses... 1921 yılında İskenderiye'ye Mısır Kralı Fuad'ın kızı olarak dünyaya geldi Fevziye Fuad. İngiliz ve Fransız mürebbiyeler tarafından büyütüldü. Sonra eğitim için İsviçre'ye gönderildi. Geri dönüşü sonrası da dönemin İran Şahı'nın veliahtı olan 19 yaşındaki Muhammed Rıza ile evlendi.
ERKEK ÇOCUK DOĞURAMADIĞI İÇİN
Tahran'daki hayatı evlilik öncesi sürdürdüğünden çok farklı da olsa dünyaya getirdiği kızı sayesinde keyfi biraz da olsa yerine geldi. Fakat kayınvalidesi ile yaşadığı gerilim bir yandan, bir erkek çocuk yani tahta veliaht dünyaya getiremediği için gördüğü bir baskı diğer yandan sonunda çareyi ülkesi Mısır'a dönmekte buldu. Bir daha da gelin gittiği saraya geri dönmedi. 1949 yılında Albay İsmail Şirin ile evlendi ve ölene kadar da onunla evli kaldı.
DÜNYANIN EN GÜZEL KADINLARINDAN BİRİ OLARAK ANILIYORDU
Prenses Fevziye, 1942 yılında ünlü fotoğrafçı Cecile Beaton'a poz verdi ve Life dergisinin kapağında yer aldı. Döneminin en ünlü kadın oyuncularından Vivien Leigh ve Heddy Lamarr'a benzetildi. O yıllarda dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak nitelendirildi. Fevziye Fuad, 91 yaşında hayata veda etti.