Güncelleme Tarihi:
Rüzgar Erkoçlar’ın cinsiyet ve adı da dahil olmak üzere hayatındaki her şeyi değiştirmeye karar vermesinin üzerinden 9 yıla yakın zaman geçti. Çalıştığı fırında yerleri paspaslarken görüntülenen ve o günden sonra magazin gündeminden düşmeyen Erkoçlar, merak edilenlerini anlattı.
Tuğba Beyazoğlu ile mutlu bir birliktelik sürdüren Erkoçlar, yıllar sonra duygularını şu sözlerle dile getirdi:
Bütün yaşadığım süreç strateji üzerine kurulu değildi. Şu an yaşadığım dönem de aynı şekilde… 2020 dünyaca koronayı yaşadık. Sinema filmi ve DJ’lik yapıyordum mekanlar kapalı olduğu için çok çıkmıyorum. Avrupa yakasındaydım, Anadolu yakasına taşındım.
Rüzgar Erkoçlar, çalıştığı fırında temizlik yaparken ilk kez görüntülenmişti...
Ameliyat sonrası bir sabah bir sürü telefonla uyandığım bir güne başladım. Sudan çıkmış balığa döndüm. Ne yapacağımı bilemedim, çok fazla üzerime gelindiğini düşünüyorum. Onların tarafından bakarsak da çok güzel magazin malzemesi olarak gözüküyorsun. Sonradan aralarından çok yakın dostlarım oldu. Benim haberimi yapmak istemeyip işi bırakanlar olmuş bunları duydum.
Ben o an öyle bir şeyin içerisindeydim ki… Kendimle ilgili çok radikal karar almıştım. Ameliyatlarım sürüyordu bir yandan da hayata tutunmaya çalışıyordum. İş yerini ilanda gördüm, başvuru yaptım, dükkan sahibi de beni tanımadı. Bana ayrıcalık yapılmasını istemiyordum, günde 15 saat çalıştım. Üç dört ay çalıştım orada, bir magazinci abimiz kötü niyetinden değil ‘helal olsun ekmeğini taştan çıkarıyor’ gibi bir açıklama yaptı. Bulunduğum bölgeyi de söyledi o zaman insanlar gidip gelmeye başladı dükkana ama ben anlamadım ilk başlarda…
Patronum ‘buralar çok kirlendi, siler misin’ dedi. Tam da paspas yapıyordum, karşıda magazin ordusunu gördüm. Ne yapacağımı şaşırdım, ‘içeri mi kaçsam’ diye düşündüm. Beni o dönem rahat bırakmadılar.
Daha önce magazinle geçen bir hayatım yoktu, oyuncu olduğum zaman setten işe, işten eve geliyordum.
Bana ‘neden Cihangir’e gidiyorsun’ diyorlardı. Orada bir kız arkadaşım vardı, ben de orada çalışıyordum. Ne yapacaktım evimi mi taşıyacaktım.
Rüzgar Erkoçlar verdiği bir röportajda şunları söylemişti; 'Görüntüm kızdı ama diğer kız çocukları gibi değildim. Barbie’lerle, bebeklerle oynamıyordum. Aklım fikrim erkek oyunlarındaydı. Evcilik oynanacaksa da ben mutlaka baba olacaktım. Sonra futbol oynamayı seviyordum. İyi de oynuyordum. Mahallede takıldığım çocukların hepsi erkekti. Farklıydım işte. Tam adını koyamıyorsun ama içinde hissediyorsun. 14’üme geldiğimde anladım ki, ben kız filan değilim, basbayağı erkeğim.'
İnsanlar çoğu bu söyleyeceklerimi bilmiyor, ismini vermek istemediğim iki kişi tarafından duyuruldu bu olaylar. Davalık olduk o kişilerle… Başka insanların da canı yanmasın istedim. Ameliyattan çıkarken sol tarafımda bir kitle gibi bir şey vardı. Ben üç ay o şekilde geçirdim. Davalarla uğraşırken… Çok büyük badireler anlattım.
10 yaşımdan beri ben bu sektörün içerisindeyim, bütün çocukluğumu verdim. 15 sene bu mesleği devam ettirdim ta ki 26 yaşına kadar... Oyunculuk yapmak istiyorum ama bu ifşa olayından önce kafamda böyle bir düşünce yoktu. Sessiz sakin bir hayat yaşamak istiyordum. Beni tanımayacakları şekilde çalışmak istiyordum. Ama şu an baktığımda her şeyin magazine malzeme olduğunu gördüm.
Bugün baktığım zaman güzel giden bir evliliğim var, bir tane köpeğimiz var… Sevdiklerim ailem sağlıklılar bunlar çok kıymetli şeyler. Ben dört sene önce babamı kaybettim, zorlu bir süreçti.
Bu karar; gidip saçını boyatmak, estetik yaptırmak gibi bir şey değil. Şöyle düşünün kolun kangren oldu. Kolunu kestirmeyi mi düşünürsün, ölmeyi mi? Artık bıçak kemiğe dayanmıştı. Bir şeyler yapmak zorundaydım, ben yaşamayı seçtim. Kendimi bildim bile bu şekilde hissediyordum. Bu dönem yorucu oldu tabii ki çok zor.
Evlilik güzel bir şey, eşimle evlenmek için evlenmedim. Biz beraber yaşamak için evlendik. İyi ki de yapmışsız… Ben hep evlilik adamı olarak gördüm kendimi, ilişkilerim hep uzun vadeliydi.
Bu süreç herkes için çok zordu. 19 yaşımda oyunculuk yaptığım için kendim ayrı eve çıktım. İzin günlerimi de ailemle geçiriyordum. O dönem bana sorulduğunda ‘aileniz yanında mıydı’ yanımda desem kime göre neye göre… Onları da kırmak istemiyorum ama ameliyatların çoğunda yakın arkadaşlarım vardı.