Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle tebrik ederim, bu sene “en iyi erkek oyuncu” ödüllerinin tek sahibi sizsiniz (Golden Globe, SAG, Bafta,
Critics Choice) ve şimdi de sırada Oscar var... Ödül sezonunun başlamasıyla birlikte nasıl bir süreç geçirdiniz?
- Kalabalıkla aram pek iyi değil. Fakat öyle coşkulu, çılgın, heyecanlı bir dönem yaşıyorum ki şikayet etmem mümkün değil.
◊ “Darkest Hour”da Winston Churchill’i canlandırdınız. Filmde Churchill’in kendine çok güvenen bir lider olmasının yanı sıra hassas bir yapısı olduğunu görüyoruz...
- Evet! Winston kolay ağlayan biriymiş. Londra’da bombalanan yerlere gider, halkla sohbet edermiş. Onlarla konuşurken çoğu zaman gözyaşlarına engel olamazmış. Aslında bu duygusal yapısıyla ilgili Winston’a ait çok güzel bir hikayem de var...
◊ Bizimle de paylaşır mısınız?
- Churchill’ler arkadaşlarıyla bir gece masanın etrafında oturmuşlar, “kendin olmasaydın kim olmak isterdin” oyununu oynuyorlarmış. Winston, sıra kendisine geldiğinde duraklamış, eşi Clementine’ye dönmüş ve “Bayan Churchill’in ikinci kocası olmak isterdim” demiş. Bu cümle, karısına olan sevgisine, duygusallığına, ilişkilerine ve evliliklerine dair çok şey anlatıyor bence, çünkü 56 yıllık bir evlilik söz konusu...
Gary Oldman, her çekim öncesinde 4 saat süren bir makyajla Winston Churchill’e dönüştü.
BİZ GELİBOLU’DA KAYBETTİK AMA SİZ MODERN TÜRKİYE’Yİ KURDUNUZ
◊ Size daha önce de Churchill rolü teklif edilmiş, kabul etmemişsiniz, doğru mu?
- Doğru... Çünkü rolü kabul edince sadece İngiltere’nin gelmiş geçmiş en büyük liderini oynamakla kalmayıp daha önce Winston’ı oynayan meslektaşlarımla da kendimi karşılaştıracaktım. Mesela Winston’ı kafamda canlandırırken, kendim mi yaratıyordum yoksa daha önce oynayan meslektaşlarımdan mı etkileniyordum bilemiyordum. Sonra her şeyi bir tarafa bırakıp elimdeki materyale odaklandım. Ses kayıtları, kitaplar, haberler... Araştırmalarımda tanıdığım Winston dinamik, hayatı seven, sorumluluklarına ve pozisyonuna saygılı bir adamdı... Tüm bulduğum bilgileri içime sünger gibi çektim ve karakter oluşmaya başladı...
◊ Winston Churchill, Nazi Almanya’sına karşı kazandı ama Mustafa Kemal Atatürk’e karşı Gelibolu’da kaybetti...
- Bazı kaybetmeler karşı tarafa çok iyi şekilde döner. Ne mutlu size. Biz Gelibolu’da kaybettik ama siz Mustafa Kemal sayesinde kazanarak modern Türkiye’yi kurdunuz...
DİĞER OYUNCULARIN GÖLGESİNDE KALMA KORKUM VARDI
◊ Neler kaldı Winston deneyiminden geriye? Bu rol size neler kattı?
- Bir İngiliz olarak benim için Winston’ı portrelemek, oyunculuğun Everest’i gibi bir histi... Onun için son 1 yılımı Churchill’e adadım.
Tüm hayatımı ona ait şeylerle çevreledim ve bu deneyimden sonra Winston’a olan merakım, sevgim, hayranlığım daha da arttı. Ve bu sona ermeyecek, orası kesin.
◊ Altın Küre konuşmanızda “Eşim yatağa Winston Churchill ile giriyor, Gary Oldman ile uyanıyor” dediniz, sanırım o konuşmayla bu durumu kastettiniz; kendinizi Winston’a adamanızı...
- Tabii ki! 59 yaşındayım. 40 yıldır bu işi yapıyorum. Eğer Winston’ı oynamayı sevmeseydim, kendimi role adamasaydım bu iş olmazdı. Sete herkesten önce gidiyordum. 4 saat makyaj yapılıyordu. Kilolu görünmek için protez vücut kullanıyordum. Sonrasında en az 12 saat çekim yapıyorduk. Ve ben her sahnedeydim, konuştuğum diyalogların uzunluğunu gördünüz. Dirençli olmam gerekiyordu. Sanırım beni en çok zorlayan şey dirençti...
◊ Winston Churchill aynı zamanda iyi bir oyuncuydu, değil mi?
- Fazlasıyla iyi bir oyuncuydu hem de. Ses kayıtlarını defalarca dinledim. Birçoğunu eminim yatakta bir elinde içkisi, diğer elinde purosuyla kaydetti. BBC Radyo sadece gelip mikrofonu bıraktı, Winston da yatağında kaydetti.
BAŞKANIN ÖNÜNE ÇIPLAK ÇIKIYOR “SAKLAYACAK BİR ŞEYİM YOK” DİYOR
◊ Duştan sekreterinin önüne çıplak çıktığı sahne, günümüzde cinsel taciz kategorisine girmiyor mu sizce?
- Yönetmenimizin kararı o yönde oldu. Bunu yönetmene sormalısın. Benim araştırmalarımda sekreterinin yanına çıplak şekilde çıkmıyor ama Amerika Başkanı Roosevelt’in önüne çıkıyor. Roosevelt şoke oluyor, Winston “Saklayacak hiçbir şeyim yok” diyor... Yalnız olayları zamanına göre değerlendirmeliyiz.
Şimdi bir devlet başkanının öyle bir şey yapması tabii ki mümkün değil ama burada 1940’lardan bahsediyoruz. O zamandan şimdiye dünya muazzam bir şekilde değişti...
MUSTAFA KEMAL TAM BİR SAVAŞ DEHASIYDI
Barbaros Tapan, Winston Churchill’in torununun çocuğu Randolph Churchill’le de görüştü. Churchill, Atatürk hakkında konuştu: “Evde tarih konuşurken konu ne zaman dünya liderlerine gelirse babam, dedemin (Winston Churchill) Mustafa Kemal’i çok ayrı bir yere koyduğunu söylerdi. Dedeme göre Mustafa Kemal tam bir savaş dehasıydı. Dedemin Mustafa Kemal hakkındaki övgü ve hayranlık dolu sözleri, beni onun hakkında araştırma yapmaya yöneltti. Şüphesiz Gelibolu zaferi dünya tarihinin en büyük zaferlerinden biri ve modern Türkiye’yi sadece Mustafa Kemal gibi bir deha bu kadar kısa sürede kurabilirdi.”
Randolph Churchill