Güncelleme Tarihi:
Sinema tarihinin en unutulmaz filmlerinden biridir "Gentlemen Prefer Blondes" yani "Erkekler Sarışınları Sever". Filmin en akılda kalan anlarından birinde Marilyn Monroe'nun canlandırdığı güzeller güzeli dansçı Lorelei Lee, üzerinde pembe saten elbisesiyle ve ışıltılı pırlanta takılarıyla sahneye çıkıp "Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşıdır" diyor ve hem nişanlısını hem de seyircileri hayretlere sürüklüyordu.
Bu sahne popüler kültürde öyle bir yere sahip ki Madonna'nın "Material Girl" şarkısının klibinden Margot Robbie'nin başrolü oynadığı "Birds of Prey" (Yırtıcı Kuşlar) filmine kadar çeşitli şekillerde yeniden canlandırıldı.
O sahneyi unutulmaz kılan şeylerden biri Monroe'nun performansıysa bir diğeri de pembe straplez elbisesiydi. Güzellik denince ilk akla gelen kadınlardan biri olan Monroe'nun vücuduna tamamen yapışan elbise, aynı renk ve kumaştan eldivenlerle tamamlanıyordu. Belinde ise pembe-siyah kocaman bir fiyonk bulunuyordu. Bu görüntü filmin yayınlandığı 1953 yılından bu yana Hollywood tarihinin en ikonik giysilerinden biri arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde CNN'de yayınlanmaya başlayan dört bölümlük bir belgesel dizisi, bu elbiseyle ilgili çok az bilinen bir gerçeği gün ışığına çıkardı. "Reframed: Marilyn Monroe" isimli belgeselde anlatıldığına göre, Monroe o sahnede aslında bambaşka bir elbise giyecekti. Ancak kısa süre önce patlak veren bir skandal nedeniyle, filmin yapım ekibi son dakikada bir kostüm değişikliğine gitti.
KİMSENİN TANIMADIĞI YILLARDA ÇEKİLEN FOTOĞRAFLARI BAŞINA DERT OLDU
Monroe söz konusu film çekilmeden sadece 4 yıl önce kimsenin adını sanını bilmediği bir aktristi. Filmlerde iş bulmakta zorlanıyor, kıt kanaat geçinmeye çalışıyordu.
O dönemde tanıştığı fotoğrafçı Tom Kelley, bu genç ve güzel kadını, 50 dolar karşısında kendisine çıplak poz vermeye ikna etmişti. Daha sonra bir takvimde kullanılan fotoğraflarda, Monroe, kırmızı kadife örtülerin üzerinde boylu boyunca yatıyor, muhteşem vücudunu gözler önüne seriyordu.
Fotoğraflarda Monroe'nun yüzü kameraya dönüktü. Jessica Chastain'in anlatıcısı olduğu belgeselde söylediğine göre, Kelley kendisini "Kimse seni tanımayacak" diyerek ikna etmişti. Ancak ışıl ışıl buklelerinin arasından bakan kocaman gözleriyle ve parlak kırmızı rujuyla Monroe, tanınmayacak gibi değildi.
Takvim 1952 yılında raflarla buluştuğunda Monroe'nun Hollywood kariyeri de yavaş yavaş ısınmaya başlıyordu. Kısa süre içinde takvimdeki genç kadının o olduğu anlaşıldı ve 1950'lerin muhafazakâr Amerika'sında ciddi tepkilere yol açtı. Monroe bir anda hiç beklemediği ve istemediği biçimde spot ışıklarının altında buldu kendini. Ancak bu dönemde yaptığı dürüst açıklamalar sayesinde Monroe olayın üstesinden gelmeyi başardığı gibi kendisine sempati duyanların sayısında da gözle görülür bir artış oldu.
"NEDEN İNKÂR EDEYİM? BEN YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIM"
O dönemde United Press International'da Aline Mosby'e verdiği röportajda şöyle diyordu: "Birkaç yıl önce yiyecek alacak veya kiramı ödeyecek paramın olmadığı günlerde, tanıdığım bir fotoğrafçı benden sanatsal bir takvim için çıplak poz vermemi istedi."
Bir sonraki yıl "Gentlemen Prefer Blondes" filmini vizyona sürecek olan 20th Century Fox stüdyoları, Monroe'ya fotoğraftakinin kendisi olduğunu inkâr etmesi için yoğun baskı yapmış ancak Monroe baskıları reddetmişti. Bu kararını da Mosby'e şu sözlerle açıklıyordu: "Ah, o takvim bütün garajlarda asılı şu an. Neden inkâr edeyim? Her yerden satın alabileceğiniz bir şey. Üstelik ben bundan utanıyor da değilim. Yanlış hiçbir şey yapmadım."
Monroe kendisini utandırmaya çalışanlar karşısında fotoğrafları sahiplenerek hem tartışmayı hem de kamuoyunun gözündeki imajını kontrol etmeyi başardı.
CNN'de yayına giren belgeselde bu olayı değerlendiren Amerikan edebiyatı profesörü Sarah Churchwell, "Çıplak takvim skandalı onu cinsel devrimin en ön saflarına taşıdı" ifadelerini kullandı.
SON DAKİKADA TÜM PLANLAR DEĞİŞTİ
Monroe ile "Gentlemen Prefer Blondes" dahil 11 filmde çalışan kostüm tasarımcısı William Travilla, daya sonra A&E kanalına yaptığı açıklamada, Monroe'nun çıplak fotoğraflarının 20th Century Fox yetkililerini delirttiğini anlattı. Yöneticiler fotoğrafların Monroe'nun kariyerine zarar verebileceğinden ve filmin yatırımcılarının paralarını geri çekebileceğinden endişe ediyordu.
Başlangıçta Travilla'ya Monroe için "en seksi, en heyecan verici, neredeyse çıplak gibi görüneceği" bir kostüm siparişi verilmişti ve ortaya çıkan ürün pembe saten elbiseden çok farklıydı.
Monroe'nun çıplak vücudu üzerine fileden bir tulum giymesinin planlandığını söyleyen Travilla, "Göğüs ve kalça kısmı bir kuyumcunun elinden çıkacak elmaslarla kapatılacaktı. Tam çekime girecektik ki, aman Tanrım, işler sarpa sardı. Marilyn Monroe'nun çıplak takvimi piyasaya sürüldü" diye konuştu.
Hal böyle olunca Travilla'dan "bu kostümü çöpe atması" ve yeni bir kostüm tasarlaması istendi. Zira stüdyo yöneticileri "filmin bütün gişesini kaybedeceklerinden" endişe ediyordu. Bunun üzerine Travilla "çok kapalı bir elbise" dediği pembe gece elbisesini daha güvenli bir alternatif olarak tasarladı.
Marilyn Monroe orijinal kostümle hiç kamera karşısına çıkmadı. Ancak provalar esnasında bu giysiyle çekilmiş bazı fotoğrafları olduğu biliniyor. Bu fotoğraflardan birkaçı 2019 yılında Chiswick Müzayede Evi tarafından satıldı. Kostümün üst parçası başka bir filmde başka bir aktris tarafından giyildi. Kostümden günümüze kalan tüy yelpaze ve kemer ise Greg Schreiner isimli koleksiyonerin elinde bulunuyor.
Marilyn Monroe orijinal kostümle hiç kamera karşısına çıkmadı. Ancak provalar esnasında bu giysiyle çekilmiş bazı fotoğrafları olduğu biliniyor. Bu fotoğraflardan birkaçı 2019 yılında Chiswick Müzayede Evi tarafından satıldı. Kostümün üst parçası başka bir filmde başka bir aktris tarafından giyildi. Kostümden günümüze kalan tüy yelpaze ve kemer ise Greg Schreiner isimli koleksiyonerin elinde bulunuyor.
İKİ FİLMİN TOPLAM GİŞESİ 13 MİLYAR DOLARI AŞTI
Diğer yandan stüdyonun fotoğraflarla ilgili kaygılarının boş olduğu da filmin bilet satışından elde edilen gelirin 5,3 milyon dolara ulaşmasıyla anlaşılmış oldu. "Gentlemen Prefer Blondes"la Monroe herkesin tanıdığı bir yıldız haline geldi. Aynı yıl vizyona giren "How to Marry a Millionaire"in (Milyoner Avcıları) gişesi ise 8 milyon dolara ulaştı.
Aubrey Solomon, kaleme aldığı 20th Century Fox'un tarihine dair kitapta, "1953 yılında Fox'un en büyük iki varlığından birincisi CinemaScope ikincisi de Marilyn Monroe'ydu" diyordu.
Daha acı olan ise Monroe'nun bu film için haftalık 500 dolarlık bir ücret almış olmasıydı. Monroe bu gerçeği 1962 yılında Life Magazine'e verdiği son röportajında anlattı. Diğer yandan rol arkadaşı Jane Russell, film için 200.000 dolarlık bir anlaşma yapmıştı.
Kimsenin ilk tercihi olmasa da pembe elbise zamanla bir popüler kültür fenomeni haline geldi. 2010 yılında Hollywood'un tarihinde yer etmiş eşyaların satıldığı bir müzayedede 310.000 dolara alıcı buldu.
MADONNA DA GİYDİ JAMES FRANCO DA...
Birçok ünlü de hem giysiye hem de şarkıya göndermeler yapan performanslarla karşımıza çıktı. Ancak şarkının sözleri çok farklı şekillerde yorumlandı. Örneğin Madonna, 1985 yılında "Material Girl" şarkısında, Monroe'nun performansının materyalizme yaptığı dokundurmaların altını çiziyordu. Şarkı, Megan Thee Stallion ve Normani düeti "Diamonds"da kadının güçlenmesinin marşı olarak öne çıktı.
Ariana Grande, Camilla Cabello ve Kylie Minogue gibi birçok şarkıcı, çeşitli performanslarında elbisenin benzerlerini giydi. Hatta James Franco bile 2011 yılında Oscar Ödül Töreni'ni sunduğunda üzerinde pembe elbisenin farklı bir versiyonu vardı.
"Birds of Prey" (2020) ve "Moulin Rouge" (Kırmızı Değirmen - 2001) gibi filmlerde ise Monroe'nun performansına daha karanlık göndermeler yapıldı, kadın karakterlerin ataerkil toplumlarda bir yer elde etme zorluğunun altı çizildi.
Örneğin "Birds of Prey"de Margot Robbie'nin canlandırdığı Harley Quinn karakteri, pembe elbiseden ilhamla tasarlanmış bir tulum giyiyor ve suç örgütü lideri Roman Sionis'i (Ewan McGregor) kanlı bir biçimde sorgularken, Monroe'nun performansının tuhaf bir performansını aklından geçiriyordu. Zira Sionis, Quinn'i bir "aptal sarışın" olarak görüyordu ve bu küçümsemeyle kendi sonunu hazırlıyordu.
"BEN AKILLI OLABİLİRİM AMA ERKEKLER BUNDAN HOŞLANMIYOR"
Monroe ise hakkındaki her türlü önyargıya rağmen, ince ince işlediği kariyeri sayesinde tıpkı çıplak fotoğraf skandalında olduğu üzere bir "aptal sarışın" olmadığını defalarca ortaya koydu.
"Reframed: Marilyn Monroe"da Churchwell'in bu konuda verdiği örnek de çok çarpıcı. Monroe, "Gentlemen Prefer Blondes" filminin çekimleri sırasında, karakteri Lorelei Lee için doğaçlama bir replik buldu ve bu repliğin filmde kullanılmasında da ısrar etti. Aslında Monroe, Lorelei'ın ağzından tüm dünyaya sesleniyor ve şunları söylüyordu: "Ben yeri geldiğinde akıllı olabilirim, ama erkeklerin çoğu bundan hoşlanmıyor."
BİR DE BEYAZ ELBİSE VAR ELBETTE
Marilyn Monroe'nun ikon haline gelen tek kostümü pembe saten elbise değildi. 1954 yılında vizyona giren "The Seven Year Itch" (Yaz Bekarı) filminde giydiği beyaz kokteyl elbisesi de en az pembe elbise kadar iyi biliniyor.
Billy Wilder'ın yönettiği "The Seven Year Itch"te Monroe, iç çamaşırlarını buzdolabında saklayan bir biraz saf bir modeli canlandırıyordu. Filmde Monroe'nun karakteri ile bir yaz aşkı yaşadığı alt kat komşusu randevularından birinde sinemaya gidiyordu. Yolda yürürlerken bir metro ızgarasının üzerinde duran Monroe'nun eteği, alttan geçen trenin yarattığı rüzgarla havalanıyor ve sinema tarihine geçiyordu.
Tıpkı "Gentlemen Prefer Blondes"da olduğu gibi bu film de 20th Century Fox stüdyolarına ait ve kostüm tasarımcısı yine William Travilla. Travilla, geçmişte verdiği bir röportajda, meşhur kostümü, "o küçük aptal elbise" diye nitelendirmişti. Monroe'nun tasarımlarına hayran olduğunu belirten Travilla, "Bana bir keresinde, 'Billy, canım, lütfen beni sonsuza kadar sen giydir. Seni seviyorum' diye bir not yazmıştı" diye konuşmuştu.
"RUSLAR İŞGAL ETSE KİMSENİN RUHU DUYMAZDI"
O sahnenin çekildiği dakikalar da sinema tarihi için oldukça sıra dışıydı. 15 Eylül 1954 günü sabah erken saatlere Lexington Bulvarı'nda yapıldı çekimler.
Monroe ızgaranın üzerinde, rüzgâr makinesini taşıyan görevli ise yerin altındaydı. Çekim alanı polis kordonuyla çevrilmişti. Kordonun hemen arkasında binlerce hayran ve basın fotoğrafçısı, Monroe'yu görebilmek için toplanmıştı. (Monroe'nun menajeri Roy Craft'ın daha sonra dediğine göre, "O sırada Ruslar Manhattan'ı işgal etse kimsenin ruhu duymazdı".)
Sonradan anlaşıldı ki, o kalabalık çok da kendiliğinden toplanmamıştı. Stüdyo, fırsatı kaçırmamış ve çekimle ilgili duyuru yaparak kalabalığın toplanmasını sağlamıştı. Sahne 14 kez çekildi. Çoğunluğu erkek olan seyirciler her seferinde rüzgâr makinesini çalıştıran görevliye "Daha yüksek, daha yüksek" diye bağırıyordu. (Bu arada Monroe da hazırlıklı gelmiş ve üst üste iki beyaz külot giymişti.)
MONROE'NUN EVLİLİĞİNİ BİTİREN OLAY BU OLDU
Seyirciler hallerinden memnundu ama Monroe'nun o zamanki kocası ünlü beyzbolcu Joe DiMaggio, deliye döndü. Yönetmen Wilder, anı kitabında DiMaggio'nun yüzünde "bir ölüm ifadesiyle" seti terk edip yakınlardaki bir otelde öfke içinde beklediğini anlatıyordu.
Hatta biyografi yazarlarına göre, Monroe ve DiMaggio'nun evliliğinde bardağı taşıran son damla da bu olay oldu. Çekimden sonra Monroe otele döndüğünde çift büyük bir kavgaya tutuştu. Üç hafta sonra Los Angeles'a döndüklerinde de Monroe boşanma kararı aldıklarını duyurdu.
Daily News'un manşetinde "Marilyn Seksi Fotoğraflar Yüzünden Joe'dan Ayrıldı" deniyordu.
BEYAZ ELBİSE MONROE'YU HATIRLATMAYA YETTİ
Zamanla beyaz elbise Monroe ile eşanlamlı hale geldi. Otomobilden gazoza, epilasyon kreminden alkollü içkiye onlarca markanın reklamlarında kullanıldı. Britney Spears ve Nicki Minaj sahnede, Lindsay Lohan ve Madonna çeşitli stüdyo çekimlerinde bu elbiseyi giydi. Barbie bebeği için bile bu elbisenin bir benzeri tasarlandı.
Orijinal elbise 1990'daki vefatına kadar tasarımcısı Travilla'da kaldı. Travilla'nın ölümünden sonra aktris Debbie Reynolds elbiseyi 200 dolara satın aldı. 2011'de iflasın eşiğine gelen Reynolds, Hollywood hatıralarını satışa çıkardı ve beyaz pileli elbise müzayedede 4,6 milyon dolara alıcı buldu.
Norman Mailer, Marilyn Monroe biyografisinde oyuncunun "The Seven Year Itch"teki performansı için "inanılmaz" diyor ve ekliyordu:
"Eşinden boşanmanın eşiğinde bir kadındı, arkasında iki korkunç film bırakmıştı, psikanaliz tedavisindeydi, çok fazla içki içiyordu ve işi yarıda bırakıp gitmek üzereydi."
Ama bunların hiçbirini ekrana yansıtmamış, 1950'lerin Amerika'sının neşeli, kaygısız havasını yansıtmak için elinden geleni yapmıştı. Tıpkı beyaz elbisesi gibiydi: Bembeyaz, cesur ve uçuş uçuş...
CNN International'ın "Remember when Marilyn Monroe declared diamonds are a girl's best friend?" ve "Remember when Marilyn Monroe's white cocktail dress made movie history?" başlıklı haberlerinden derlenmiştir.