Seyirciyi salonlardan koparır!

Cengiz Semercioğlu: Çok yanlış bir karar. Yılmaz Erdoğan ve BKM sezonun en iddialı filmini 3’üncü haftasında dijital bir platforma satarsa sinema sektörü nasıl ayakta kalabilir?

Ben hafta sonunda filmi izlemeye gidecektim, bir de baktım elimin altında bedava...

Apple TV’ye verseler 20-25 liraya satın alsak yine bir parça anlayacağım ama aylık abone sistemiyle çalışan bir platformda filme ‘bedava’ ulaşmak seyirciyi salonlardan koparır. ‘Yasal korsanın’ da önünü açar bu iş, hafta sonu herkes birbirine Netflix şifresi soruyordu...

Onur Baştürk: Filmin ilk şarkısındaki gibi, “organize işler bunlar, senin benim dinlemez İstanbul’u dişler bunlar.” Yani açıkçası Netflix üyesi olup da filmi bir hafta evvel sinemada izlemiş olsaydım kendimi aptal gibi hissederdim.

Madem girecekti neden izledim, o kadar çabaladım diye. Bir kısım seyirciye kazık atılmış oldu bence. Üstelik Mars da filmin ortağıymış.

Ömür Gedik: Biz iki kişi biletimizi alıp gittik “Organize İşler Sazan Sarmalı”na. Netflix’te bu kadar çabuk yayınlanacağını bilsek o gün başka filme gidebilirdik. Pek çok izleyici bizim gibi hayal kırıklığına uğramıştır aslında. Bu anlamda Türk sineması adına güven sarsıcı bir hamle olduğunu söylemem gerek. Keşke biraz daha bekleselerdi.

Gereksiz yere komik duruma düşüyor

Ebru Şallı bir kez daha fotoğrafını Instagram’a koyarken mekanı yamulttu, ince görünmek adına. Konsey bu manasız çabayı yorumladı.

Onur Baştürk:Ya gerçekten anlamıyorum, Ebru Şallı zaten incecik bir kadın. Neden fotoğrafla oynayıp kendini daha da ince yapmak istiyor? Dahası neden profesyonel ellere teslim edip “hoplatmıyor” fotoğrafı? Böyle mekanları yamultarak komik duruma düşüyor.

Ömür Gedik: Sadece Ebru Şallı değil, birçok ünlü bu yamultmayı yapıyor. Ama bence Ebru buna en az ihtiyaç duyan kişilerden biri. O bile yapıyorsa herkesin yapmaya hakkı var diyebiliriz.

Cengiz Semercioğlu: Kapılar duvarlar, camlar çerçeveler bugüne kadar yamultmadığı yer kalmadı Ebru Şallı’nın. Maşallah Hulk gibi...

Kaldı ki Ebru buna en az ihtiyacı olan ünlülerden, zayıf ve fit görünümlü.

Buna rağmen Ebru bile bu inceltme programlarını kullanıyorsa biz ne yapalım?

Hiç bunlarla uğraşmasa zaten iyi görünecek, uğraşarak gereksiz yere komik duruma düşüyor.

Nükhet şarkıları

Nükhet Duru’nun sesinden geniş kitlelere ulaşan şarkılar şimdi bir saygı albümünde toplanıyor. Müzik sektörünün bu tür proje albümlere doyamamasını Konsey değerlendiriyor.

Onur Baştürk: Gerçekten doyamadı müzik sektörü proje albümlere. Bir yandan yeni şarkıcılar da çıkıyor aslında. Yeni şarkı da öyle.

Ama bu proje albümlerinin ilgi görmesi garanti olduğu için bu alan daha çok tüketilir. Umarım Nükhet Duru şarkıları güzel olur bu arada.

Ömür Gedik: Yeni şarkıların tutması, hit olması o kadar zor ki, eskiye nur yağması çok normal. O eski şarkılar da bir başka zaten. Hem bizde anıları var hem de gerçekten iyi şarkılar.

Yeni Türkü, Cem Karaca, Aşkın Tuna şarkıları gibi pek çok proje albümü de yolda zaten. Nükhet Duru’ya saygı albümü de eminim güzel olacaktır.

Cengiz Semercioğlu: Albümler satmıyor, dijitalde de YouTuber’ler  ve genç yetenekler karşısında yeniliyor konvansiyonel müzik dünyası.

Tek çare dayanışarak, bu tür proje albümlerde güç birliği oluşturmak. Yaşayan sanatçılara yapılan saygı albümlerine pek sıcak bakmıyorum, çok ticari kokuyor, kaybettiklerimiz adına yapılanlar daha doğru...

Müzikal Enis’i parlattı

“Alice” müzikali geçen haftanın en çok konuşulan konusuydu. “Alice”i ve Serenay’ın performansını Konsey masaya yatırdı.

Onur Baştürk: Serenay Sarıkaya müzikalin en iyi şarkı söyleyeni. Diğer sanatçıların performanslarında maalesef şarkıları es geçmek istiyorsun.
Ama buna rağmen Alice video mapping olayları ve hareketli uçan kaçan sahnesiyle başından sonuna izlenebilecek bir şatafatlı seyirlik bence.
Aslında Serenay’dan çok Enis Arıkan’ı parlattı bu müzikal.

Ömür Gedik: Henüz izleyemediğim için yorum yapmam çok doğru değil. Ama Instagram yayınlarından gördüğüm kadarıyla hem müzikal hem de Serenay gayet başarılı. Müzikaller ve tiyatrolar her temsilde biraz daha oturur. Ben gittiğimde çok daha iyi bir performansla karşılaşacağıma eminim.

Cengiz Semercioğlu: Bu hafta izleyeceğim müzikali, henüz görmedim ama izleyenlerden en çok duyduğum yorum Enis Arıkan’ın performansının harika olduğu. Bu genç ve TV şöhreti olan kadronun sanata ve müzikale zaman ayırması, bununla ilgili dev bir projeye imza atması önemli. Sahne sanatlarımız son yıllarda hiç olmadığı kadar zenginleşti, bunu yaratan herkese teşekkür etmek lazım.

Kendine güvenen kadınların sayısı artsa keşke

Billur Kalkavan 22 yaş küçük sevgilisine “Sakın yaşlanma seni bırakırım” diye takılıyormuş. Konsey Billur’un bu tutumunu yorumluyor.

Ömür Gedik: Billur’a bayılıyorum.

Böyle kendine güvenen, her daim genç ruhlu, hayatla dalga geçen, matrak kadınlardan keşke daha fazla olsa.

Sevgilisi yaşlanmamaya özen göstersin bence.

Cengiz Semercioğlu: Şaka yaptığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz, vallahi bırakır. Billur Kalkavan yıllardır hep kendinden küçüklerle sevgili oldu zaten. Atletik, fit, genç görünümlü sevgilileri seviyor, yapacak bir şey yok. Bu arada 22 yaş küçük deyince sevgilisini de çocuk sanmayın, 34 yaşında adamdan bahsediyoruz.

Onur Baştürk: Billur Kalkavan belki de Türk magazin tarihinde görüp görebileceğimiz en cesur, en içi dışı bir ve sıra dışı insan. Tavrına tarzına hayran olmamak elde değil. Kendisi söylüyor zaten, “Anı yaşıyorum ben” diye. 22 yaş farkı da takmıyor, bunu sorgulayanları da. Güzel espri yapmış. Yaşlanınca sevgiliyi bırakır mı bırakır valla!

Erik Pestili | Tüm Mucize Lezzetler Videoları İçin Tıklayınız