Güncelleme Tarihi:
◊ Öncelikle sizden dizinin konusunu dinleyebilir miyiz?
- Hikayemiz Kıbrıs’ta yaşanan olayların ve Kıbrıs halkına yapılan zulümlerin şiddetlenmeye başladığı 1963 yılında, insanlık tarihinin en trajik gecelerinden biri olan ‘Kanlı Noel’ ile başlıyor. Kıbrıs Türklerinin yanı sıra Türkiye’nin ve dünyanın bu olaylara karşı tutumunu anlatmaya çalışacağız.
◊ Sizi hangi rolde izleyeceğiz?
- Karakterim ‘Ankaralı’ olarak bilinen, devlet için çalışan, geçmişte birçok farklı ülkede bulunmuş bir istihbarat görevlisi. Tüm tecrübelerine rağmen, adada şahit olduğu olaylar karşısında büyük zorluklar yaşayacak, özellikle duygusal anlamda. Özel hayatını geri planda tutmaya çalışsa da nişanlısına verdiği söz ve ona olan aşkı sayesinde hayata tutunacak.
◊ Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne hissettiniz? Rolü kabul etmenizdeki nedenler nedir?
- Öncelikle Kıbrıs meselesi sadece Kıbrıs ve Türkiye’yi değil, tüm dünyayı ilgilendiren, uluslararası önem taşıyan bir olay. Yaşanan hadiseleri anlatmak ve işin bir parçası olmak bana büyük sorumluluk hissettirdi. Genel hikayesini okuduğumda ne kadar büyük bir prodüksiyon olacağını anladım. Bugüne kadar televizyonda Kıbrıs’a dair benzer bir projenin olmaması da ayrıca cazip geldi.
YAŞANANLARI DİNLERKEN İÇİMDEN BİR PARÇA KOPUYOR
◊ Kıbrıs tarihi üzerine nasıl çalışmalar yaptınız?
- Doğruyu söylemek gerekirse Kıbrıs tarihini neredeyse hiç bilmiyordum. Ama asıl sorun da bu. Yeni neslin büyük bir kısmı Kıbrıs tarihine hiç hakim değil. Ben kitaplar okudum, belgeseller izledim ve o dönemi yaşayan insanlarla sohbet etme fırsatı buldum, ki en kıymetlisi buydu.
◊ Çok acı olayların yaşandığı bir dönemi anlatıyor dizi. Tüm bunların gerçek olduğunu bilmek size neler hissettiriyor?
- Senaryoyu okurken bile kapatıp derin nefes alma ihtiyacı duyduğum anlar oluyor. İnsanın hayal gücünü zorlayan olayların gerçekten yaşanmış olması korkunç. Yaşananları dinlerken her defasında içimden bir parça kopuyor. Teknik açıdan da sahneye girdiğimde alışılmışın dışında bir ağırlık hissediyorum. Her duyguyu sorumluluğumun farkında olarak aktarmaya çalışıyorum.
KULLANDIĞIMIZ MEKANLARDA YAŞANANLARIN İZİ VAR
◊ Tarifsiz acılar yaşayan Kıbrıs halkının özgürlük mücadelesini anlatan diziyi, Kıbrıs’ta çekiyor olmak nasıl bir duygu?
- Kıbrıs’a gelmenin çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Olayların birebir yaşandığı yerlerde çekiyoruz sahneleri ve her şeyi en gerçek haliyle aktarmaya çalışıyoruz. Kullandığımız mekanların çoğunda yaşananların izi var. Aşağı yukarı 60 senelik araçlar, dekor ve mekanlar büyüleyici. Ayrıca o dönemi yaşayan insanlarla iç içeyiz. Hikayelerinin anlatılıyor olmasını mutlulukla takip etmeleri bizi de mutlu ediyor.
◊ Kıbrıs halkının sete ilgisi nasıl?
- Covid-19 tedbirleri sebebiyle sete ziyaretçi almamız pek mümkün olmuyor. Ama gerek sosyal medya üzerinden, gerek sahnelerde oynayan yardımcı oyuncularımızdan diziye ne kadar ilgi duyulduğunu anlıyoruz. Bu da bizi motive eden unsurlardan biri.
◊ Çekimler sırasında özellikle duygusal açıdan zorlandığınız sahne oldu mu?
- Henüz dizinin başındayız ama kuşkusuz ikinci bölümün final sahnesi diyebilirim. Sahnenin Binbaşı Nihat İlhan ve ailesiyle alakalı olduğunu söyleyebilirim.
◊ Pandemi dönemini nasıl geçirdiniz?
- Açıkçası kişisel olarak geçirdiğim olumlu sürecin pek bir önemi yok. Tüm dünya ve ülkemiz için çok zor bir süreç. Özellikle sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu durum ve milyonlarca insanın yaşadığı zorlukları düşününce, unutmamamız gereken bir ders aldık.
BEN ÖZGE’DEN DAHA ÇOK ÖZLÜYORUM
◊ Çekimler için uzun süredir Kıbrıs’tasınız. İstanbul’u özlüyor musunuz?
- Özlüyorum tabii ki. Neticede benim tüm hayatım İstanbul’da ve şu an pandemi nedeniyle giriş çıkışlara izin verilmiyor.
◊ Peki, İstanbul’dan uzak kalmanız Özge Gürel’le ilişkinizi nasıl etkiledi? Kendisi sosyal medyadan da sizi özlediğine dair paylaşımlar yapmıştı...
- Ben daha çok özlüyorum. Gün içinde sık sık haberleşiyoruz ama tahmin edersiniz ki aynı hissiyatı vermiyor. Yazın ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkarırız.