Güncelleme Tarihi:
-Almanya’da doğup, Samsun’a yerleşmişsiniz. Nasıl oldu?
- En ufak kardeşim çok küçüktü. Ortanca kardeşim Alper ise okula başlamıştı Türkiye’de ve bizden ayrıydı. Samsun’da kalıyordu. Şimdi ben de bir baba olarak empati yapıyorum, kendimi rahmetli babamın yerine koyuyorum. Çocuğundan ayrı kalmak bir baba için olabilecek en kötü şey. Kimse istemez. Bu yüzden 1986 yılında ben 11 yaşımdayken kesin dönüş yaptık. Kardeşimize de kavuştuk. Doğru bir karardı, iyi ki de dönmüşüz.
- Ortanca kardeşiniz neden sizden ayrıydı?
- Okul yaşı gelmişti. Ben Almanya’da okula başladığım için Türkçe’yi unutmuştum. Aynı sorunları o yaşamasın diye ailem, Türkiye’de okula başlamasını istedi.
- Türkçe’yi bilmemen büyük bir dezavantajdı. Nasıl sorunlarla karşılaştın?
- Ben Almanya’da 2 sene sınıfta kaldım. Dilimin yetersizliğinden dolayı sosyal hayata karşı adaptasyon problemi yaşıyorduk. Türkçe konuşurken ister istemez Almanca kelimeler de kullanıyordum. Akranlarımla iletişim kuramıyordum. İyice içime kapanmıştım. O dönem hayatımı tiyatro kurtardı. Samsun Belediye Konservatuvarı Genel Sanat Yönetmeni akrabamızdı. “Bu çocuğu okula gönderin, misafir öğrenci olarak kalsın bizimle” dedi. Orada sahneye çıktıkça, alkışı duyunca öz güven kazandım. Hayatımın en büyük aşkı tiyatroyla tanışmam bu şekilde oldu. Sınavlarına girip kazandım. İstanbul’a geldik.
- Dizi mi sinema mı?
- Öyle bir ayırım yapmıyorum. İkisi de benim için aynı. Ama “yarışma mı sinema mı” derseniz; benim için yarışma ön planda. Çünkü yarışmalar da sohbetler çok spontane ve doğal gelişiyor. Benim söylediğim bir şeye yarışmacının anında cevap vermesi olaya daha fazla heyecan katıyor. Aileler Yarışıyor yarışmasının sunuculuğunu da yaptım. Sonra arkasından Ben Bilmem Eşim Bilir geldi. İnanılmaz bir keyif alıyorum bu işten..
- Geniş Aile dizisiyle tavan yaptın. Dizinin bu kadar tutacağını tahmin ediyor muydun?
- Hayır etmiyordum. Bundan önce Benim Annem Bir Melek dizisinde rol aldım. Geniş Aile yazlık bir dizi olarak teklif edilmişti. Yaz sonunda da bitecekti. 13 bölümlüktü. O yazı değerlendirmek için yapımcı şirket BKM’den izin almıştım. Fakat beklentilerin tam tersine tsunami etkisi yarattı. 100’den fazla bölüm çektik. Benim Annem Bir Melektir dizine devam etmem gerekiyordu. BKM’nin ağabeyi Necati Akpınar bana “Bu bir dünya kupası, böyle fırsat bir oyuncuya 4 senede bir gelir” dedi ve bana Geniş Aile dizisine gitmem için izin verdi. Kendisine her zaman teşekkür ediyorum. Bu benim için dönüm noktası oldu.
- Dizideki replikler hala herkesin dilinde. Nasıl buluyordun bunları?
- Sevgili Cüneyt İnay yazarımız. 108 bölüm boyunca 1 tane espriyi 1 kere daha tekrarlatmadı. Esprilerin hepsi sıfır kilometre. İlk başlarda Cüneyt’le beraber Kamuran Sürer yazıyordu. Sonra Cüneyt devam etti. Sinema filmlerimizin de senaristliğini yaptı. İnanılmaz bir mizah kafası var adamda. Geniş Aile’nin tutmasında onun katkısı büyük. O karikatür dilini bir diziye oturtmak herkesin harcı değildi. Sonra örnekleri de yapıldı. Aralarında tutanlar da oldu tutmayanlar da oldu. Geniş Aile’nin her zaman yeri başkadır. 5 yıl geçmesine rağmen hala sokakta “Cevahir” diye çağırılıyorum. Bir dönem uzun süre kimlik bunalımı geçirdim. Ufuk mu Cevahir mi diye. Fakat bununla gurur duyuyorum.
- “Ben Bilmem Eşim Bilir” yarışması nasıl gidiyor? Duyduğumuza göre yarışmanın reytingleri beklentinin çok üzerindeymiş?
- Çok şükür diyorum. Çok tutmuş bir yarışma bu. 4 sene yayınlandığında çok yeni bir işti. Fakat sunucusu değişti. Seyirci, sunucu değiştiği için tepki verebilirdi, bir handikap olabilirdi, kıyaslanabilirdik. Bu da çok doğaldır. Hali hazırda çok majör yarışmalar var. Çarkı Felek, Ben Bilmem Eşim Bilir, Aileler Yarışıyor gibi... Bu isimleri farklı kişiler sundu. Ama ben bu işin altından layıkıyla kalktığıma inanıyorum. Sevenlerim sağ olsunlar izliyorlar. Sosyal medyada aldığım olumsuz mesajlar oldu. Ancak bunlar beni motive etti.
- Yarışmada yeni sürprizler var mı?
- Yine zor ama aynı zamanda çok eğlenceli, editör ekibimiz bir sürü oyunlar hazırlıyor. Tüyo vermeyeyim sürprizi kaçmasın.
- Evde kimin sözü geçiyor? Evin reisi Nazan Hanımmış?
- Şöyle bir söz vardır; “Dünyanın yarısı kadınlar oluşturur, diğer yarısını da kadınlar yetiştirir” o yüzden kadınlarımız başımızın tacıdır.
-Bu “evet” demek mi?
- Evet tabii ki reis eşimdir.
- Çocuğun Eren’le aran nasıl, yetirince vakit ayırıyor musun?
- Çok yoğun çalışıyorum. Fakat ona gerekli zamanı da mutlaka ayırırım. Yazın Marmaris’te bir sinema filmi çekmiştim. Eren ve eşimi de oraya götürdüm. Çekimlerden arta kalan zamanda oğlumla kaliteli vakit geçirdim. Setlere götürüyorum. Yeni bir dizim yayına girdi. Onun çekimlerine götürüyorum ara sıra.
-Eren de rol alacak mı oynayacak mı?
- (Gülerek) Evet ama o bahçede oyun oynayacak.
MERAK EDİLEN 5 SORU
- Sürekli gittiğiniz, müdavimi olduğunuz bir yer var mı?
- Bayram Efendi Osmanlı kahvesinin ürünlerine bayılırım, oraya giderim.
- Yemekle aranız nasıl yapar mısınız?
- Sadece yerim. Yapamam
- Ne tarz giyimi seversiniz?
- Spor giyim.
- Burcunuz? Özelliklerini taşır mısınız?
- Koç burcuyum ama yükselenim Terazi. Ondan etkileniyorum.
- Kendinizde en çok sevdiğiniz şey nedir?
- Kinci değilim. Hiç bir şeyi büyütmem.