Güncelleme Tarihi:
◊ Kanal D’nin yeni dizisi “İki Yalancı” ile ekrana döndünüz... Dizinin konusunu bir de sizden dinleyelim...
- “İki Yalancı” hikayesi, aslına bakarsanız bize pek yabancı değil. O çok sevdiğimiz Yeşilçam hikayelerine bir atıf gibi duruyor adeta. Son zamanlarda sıkça işlenen zengin fakir aşkı hikayesi olmaması, karakterlerin ikisinin de fakir olması fakat zenginmiş gibi davranmaları ortaya vodvil tarzı bir komedi çıkartıyor.
◊ Dizide canlandırdığınız Naci nasıl biri?
- Naci, Serkan’ın Cenk’le beraber en yakın arkadaşı. Dizinin ilk bölümlerinde onu Bodrum’a yerleşmiş görüyoruz. Zenginlerin yanında çalışıp kendine bir yer edinmiş. Gizliden gizliye bir zengin hayatı yaşıyor. Hafif bıçkın, oldukça girişken biraz da kendini abartmayı seven sempatik bir karakter. İki yakın arkadaşı Serkan ve Cenk’i Bodrum’a davet ediyor. Sonra karşılarına Duygu ve Burcu çıkıyor. Serkan görür görmez Duygu’ya abayı yakarken Naci ve Cenk’in arasında tatlı bir “Burcu” rekabeti başlıyor.
◊ Naci arkadaşlarına oldukça düşkün, sizin gerçek hayatta arkadaşlık ilişkileriniz nasıldır?
- Evet, Naci arkadaşlarına son derece düşkün, arkadaşlık bağı onun için çok şey ifade ediyor. Benim de kendi hayatımda arkadaşlık ilişkileri önemlidir. Belki de bu yüzden çok da fazla değil arkadaşlarımın sayısı. Hayatımda, bazen zor biliyorum ama hayata olumlu bakan insanlar olsun istiyorum. Tabii ki arkadaşlarımın iyi ve kötü zamanlarında yanında olmak düşünmeden yapacağım şeyler arasında.
◊ Sizce yalan olmadan yaşamak mümkün müdür?
- Yalan olmadan yaşamak mümkün değilmiş gibi duruyor. Hayatta en iyi ihtimalle beyaz yalanlar söylüyoruz. Fakat kendi tecrübelerime dayanarak diyebilirim ki söylenen yalan yatsıdan önce sana geri dönüyor ve onun üzerini örtmek için bir yalan daha söylemek zorunda kalıyorsun. Yalan üstü yalan yani yalan şov oluyor. Ben kendi hayatımda bu şovun figüranı olmak istemediğim için yalan söylemeyi tercih etmiyorum. Zira bu çok yorucu.
30. sanat yılımı
kutlamama
3 yıl kaldı
◊ Uzun yıllar tiyatro sahnesinde de yer aldınız, tekrar bir tiyatro oyununda sizi görebilecek miyiz?
- Evet aslında benim için her şey tiyatro ile başladı. 8 yaşında ilk oyunumu oynadım ve sonrasında aralıksız tiyatro, televizyon ve sinema devam etti. Şu anda 35 yaşındayım yani 27 yıllık bir oyuncuyum. 30. sanat yılımı kutlamama üç sene kaldı. (Gülüyor) Kafamda daha önce yaptığım gibi hem Türkiye’de hem yurtdışında oynanabilecek bir tiyatro oyunu düşüncesi var.
◊ Günlük hayatta da enerjik ve hareketli misiniz?
- Canlandırdığım karakterler gibi her saniyesi enerji dolu biri değilim. Günlük hayatta olumlu ve sakinimdir ama arada neşeli coşmalar gelir.