Güncelleme Tarihi:
* Öncelikle hoş geldiniz diyeyim...
- Hoş bulduk.
* New York’tan dün geldiniz, bugün benimle buluştunuz... Dinlenebilmiş miydiniz bari?
- Evet dinlendim, dün tüm gün kitap okudum. Ama sorularına başlamadan önce ben sana sormak istiyorum, neler oluyor Türkiye’de? Her şey yolunda mı?
* Evet, şükürler olsun ki yolunda. Haberiniz var olanlardan değil mi?
- Olmaz mı, nasıl üzüldüğümü anlatamam. O kadar çok Türk arkadaşım var ki... Hatta bazıları Türkiye’de tatildeydi, hemen onları aradım, mesajlaştım. Çok endişelendim onlar için. Günlerce televizyondan takip ettim olayları, hiçbir detayı kaçırmak istemedim. Kontrol altına alındığını görünce de derin bir ohhhh çektim.
* Çok teşekkürler ilginiz için...
- Ne demek, gerçekten çok endişelendim ve dua ettim. Bu röportaj sonrası detayları konuşmak istiyorum seninle... Umarım ailen ve arkadaşların iyilerdir.
* İyiler... Tekrar teşekkürler. Dilerseniz artık sizden konuşmaya başlayalım... Uzun aradan sonra yeni projeniz yolda ve yine bir televizyon dizisiyle sevenlerinizin karşısına çıkacaksınız. Neydi bu yeni projede size cazip gelen?
- Ben bu projenin aynı zamanda yapımcısıyım. Zaten dört senedir üzerinde çalıştığımız bir işti. En başından beri de çok inandığım, çok güvendiğim bir dizi diyebilirim. İlk başta deneme bölümü çektik ve HBO’ya yolladık. Çok geçmeden “Yuvana dönmeye hazır mısın?” diye bir e-mail geldi. Hiç düşünmeden “evet” dedim ve yeni bir maceranın içine girdik.
* Adı nedir bu dizinin?
- “Divorce” (Boşanma)...
* Ya konusu?
- Dediğim gibi uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir projeydi. Evlilikler ve boşanmalar üzerine... Hikaye çevremde gördüğüm mutlu/mutsuz tüm evlilik öykülerinden esinlenilerek oluşturuldu.
AYAKKABI MARKAM İÇİN GEREKİRSE UYKUSUZ DA KALIRIM
* Bir ayakkabı markanız var, modayla hep iç içesiniz. O marka ile ilgilenmek, tasarımlar yapmak çok vaktinizi almıyor mu?
- Markam en hassas olduğum konu... O nedenle ne kadar vakit gerekiyorsa ayırıyorum, hatta vakit yaratıyorum. Belki daha az uyuyorum ya da daha çok yoruluyorum ama her toplantıya katılıyorum, modeller üzerinde çalışıyorum, her detayda yer almak istiyorum. Ayakkabılarımın satıldığı mağazalara gidiyorum, satış elemanları ile görüşüyorum. Müşterilerimizle buluşmak benim için onur. İlk aşamadan son aşamaya kadar işin içinde olmam lazım, çünkü bu benim görevim. Ayrıca böyle bir markanın sahibi olduğum için kendimi çok şanslı görüyorum.
HÂLÂ GÜZELİM, ÇÜNKÜ YAŞLANMAKTAN KORKMUYORUM
* Gelelim size... 51 yaşındasınız ve zamana meydan okuyorsunuz. Nedir bu güzelliğin sırrı?
- Sırrım şu; yaşımı hiç düşünmüyorum, yaşlanmaktan korkmuyorum. Yaş bence ne zaman önem kazanır biliyor musunuz, bir sağlık probleminiz ya da fiziksel bir sakatlığınız olduğunda... Şükürler olsun ki tedavi edilmesi gereken bir hastalığım yok, gayet sağlıklıyım. Tabii ki yaşımın farkındayım, vücudumdaki değişimleri görüyorum ama üzerinde durmuyor, bunlara kafayı takmıyorum.
* Beğendiğiniz genç oyuncular kimler?
- Jennifer Lawrence ve Emma Watson... İkisini de çok beğeniyorum, kazandıkları başarıları kesinlikle hak ediyorlar.