Güncelleme Tarihi:
Fevkalade önemsiyorum bu kampanyayı: “Saçım Saçın Olsun.” Sosyal medyada nasıl hızla yayıldığını görünce de çok mutlu oluyorum. İnsanlar, kanser hastalarına destek olmak için 30 santim saçlarını kestiriyorlar, kemoterapi görmüş bir hastaya peruk olsun diye. Bu da benim kalbime dokunuyor, ağlamak istiyorum.
Kızımın bir arkadaşı, İdil mesela, kestirdi saçlarını, küçücük çocuk, bunu çok inanarak, isteyerek yaptı. Bunu çok değerli buluyorum. Avuçlarım patlayıncaya kadar bu kampanyaya katılanları alkışlıyorum. Ama ille de saçınızı kestirmenize gerek yok. Kampanyanın hashtag’lerini paylaşmak da önemli. Aslında her şey farkındalık yaratmak için, birlikte güçlü olduğumuzu göstermek için...
Kanser Savaşçıları Derneği’nin başlattığı, Elidor’un desteklediği kampanyanın sözcüsü Belçim Bilgin. “Kanser, sadece tanı alanın ya da onun yakınlarının omzuna bırakılacak bir yük olmamalı! Bu hastalık hepimizi ilgilendiriyor. Birbirimize destek olmalıyız. Farkında olmalıyız. Kanserle savaşanların yanında durmalıyız. Biz, birlikteyken güçlüyüz!” diyor. Çok inanarak, hissederek söylüyor çünkü kendi annesi de kanser...
Sorduğum her soruya açık yüreklilikle yanıt verdi, teşekkür ederim.
◊ İşte karşımda Belçim Bilgin... Duruşunu, yeteneğini, anneliğini, duyarlılığını ve oyunculuğunu çok seviyorum. “Rüzgar”ı izlemedim ama “Cebimdeki Yabancı”daki performansın müthişti!
- Ne güzel senden bunları duymak, çok teşekkür ederim.
◊ Bu son proje de beni kalbimden yakaladı: “Saçım Saçın Olsun.” Nedir? Sen nasıl dahil oldun?
- Kanser Savaşçıları Derneği’nin başlattığı, Elidor’un da desteklediği bir sosyal proje. Amacı da kanser hastalarına destek olmak. "Fi Çi" dizisinde yaptığımız entegrasyon ile projeyi daha da büyüttük.
Ben diziye kanser hastası bir kadın olarak girdim. Saçları kemoterapiden dökülmüş bir kadını canlandırdım. Kısa ama etkili bir roldü. Tabii altını çizmek istediğim şeyler vardı...
◊ Nelerdi onlar?
- Kanser sadece tanı alanın ya da onun yakınlarının omzuna bırakılacak bir yük olmamalı. Bu hastalık hepimizi ilgilendiriyor. Hem de çok... Kafamızı kuma gömmekten vazgeçmeliyiz. Birbirimize destek olmalıyız. Farkında olmalıyız. Fark ettirmeliyiz. Kanserle savaşanların yanında durmalıyız. Biz birlikteyken güçlüyüz!
◊ Harika...
- Ve inan bu söylediklerime bütün kalbimle inanıyorum. Kanser konusundaki farkındalığı artırmak için her zaman canla başla uğraşırım. Elimden ne geliyorsa da yaparım. Çünkü benim için başka bir anlamı da var. Ben bizzat yaşıyorum. Çekirdek ailemden biri, canım gibi sevdiğim biri kanser...
RODİN’DEN SONRA DEĞİŞTİM
◊ Annenin tepkisi ne oldu?
- Annem çok mutlu oldu! “Kalbime dokundun kızım!” dedi. Şunu da belirtmek isterim; saçları kemoterapi yüzünden dökülmüş birini canlandırmış olmam, bir kanser hastasının ne hissettiğini anlayabileceğim anlamına gelmiyor. Böyle bir iddiam da yok. Ama en azından bir farkındalık yaratılmasına vesile olabilirim.
◊ İnsan anne olduktan sonra daha mı duyarlı oluyor?
- Bence öyle. Tamam, kendimce hep duyarlıydım. Ama Rodin’den sonra değiştim. Bir başkasını kendinden daha çok sevebilmeyi öğrendim. Tuhaf bir şey annelik, yeri gelince kendinden bile vazgeçebilmek. Bir de tabii koşulsuz sevgiyi öğrendim.
◊ İki ülkede birden yaşıyorsun. Ve inanılmaz üretken bir dönemindesin...
- Evet ya... Çocuk insana enerji de veriyor! Karşında onun güzel gözlerini görünce, “Her şeyin üstesinden gelirim ben” diyorsun.
◊ Rodin çok bilinen bir isim değil...
- Hamileydim, isim arıyorduk Yılmaz’la. Rodin’i duyunca çığlık attık, “Tamam budur!” dedik. “Aydınlığın habercisi, ışığın müjdecisi” anlamına geliyor. Oğlumuzun bize ışık getirdiğine inandığımız için isminin ona yakıştığını düşünüyoruz.
◊ Peki Belçim ne anlama geliyor?
- Çim yaprağı. Benim ismimin hikayesi de ilginç. Babamın kanser hastası olmuş bir arkadaşı var. Hastalığın ileri evrelerinde. Annemin hamilelik haberini duyunca diyor ki, “Benim hiçbir zaman çocuğum olamayacak. Oysa hayalim, hep Belçim isminde bir kız çocuğun olmasıydı!” Babam da, ona sevgisinden benim ismimi Belçim koyuyor. Ben de hep çok sevdim ismimi...
ANNE, ÇOK ACIKLI KALBİM AĞLADI
◊ Rodin aşık mı sana?
- Rodin, tam babasının oğlu. Her şeyi biraz ti’ye alan bir hali var. Aslında çok derin bir çocuk ama kendine saklıyor. Bir gün Londra’daki evde şöyle bir şeye denk geldim. O beni görmüyordu. Sırtı bana dönüktü. Baktım pencereden dışarı bakıyor ve ağlıyor. Fonda da Justin Bieber’in en acıklı şarkısı çalıyor. Bir de küçükken Nemo’yu izlerken bana döndü ve “Anne benim kalbim ağladı, bu çok acıklı!” dedi. Oğlumu bilemem ama ben oğluma aşığım!
◊ Nasıl bir ilişkiniz var?
- Tatlı bir ilişkimiz var. Her şeyi konuşuyoruz.
◊ Bir yıldır İngiltere’desiniz.
- Evet, tam bir yıl oldu. Okuluna da alıştı. İki kültürde büyümek onu geliştiriyor diye düşünüyoruz.
◊ Senin Londra’da, kocanın Köyceğiz’de olması genellikle şaşkınlık yaratıyor. Bir şeyler yolunda değilmiş duygusu uyandırıyor. Çünkü biz tek ilişki biçimine inanıyoruz. Oysa farklı ilişki biçimleri de olabilir. Araya mesafe girmesi, insanın ilişkisine nasıl bir katkıda bulunuyor?
- Oh iyi ki sordun bu soruyu! Ben kategorize edilmiş ilişkilere inanmıyorum. Kuralların boğucu olduğunu düşünüyorum. Bir ilişkinin bütün dinamikleri oturduktan sonra, aile olmayı da tüm hücrelerinde benimsemişsen kime ne... Mesafe kaç yazar?
◊ Sürekli açıklama yapma durumunda mı hissediyorsun?
- Aslına bakarsan, artık nasıl algılandığı umurumuzda bile değil. Konuşmamayı tercih etmek gerekiyor. Çünkü söylenecek her şeyi söyledik. “Biz böyle tercih ediyoruz” deyip geçiyorum.
YAŞASIN KADIN GÜCÜ VE DAYANIŞMASI!
Kanserle mücadele edenlerin yanında olduğunu göstermek için Hande Şekerciler, “Ecstasy” serisine ek olarak özel bir heykel tasarladı. Yaşadıkları zorluklar karşısında birbirine destek olmak isteyen kadınların gücünü ve dayanışmasını ifade eden bu heykel birkaç gün önce bir müzayedede satışa sunuldu. Satıştan elde edilen gelirde -ki az buz bir para değil 20 bin dolar- Kanser Savaşçıları Derneği’ne bağışlandı! Şu ana kadar da 221 kişi saç bağışladı. Bu da 1 haftada yaklaşık 70-75 kişiye peruk yapılabilmesi demek. Çok çok mutluyum.