Güncelleme Tarihi:
IndIana Jones’tan yumruk yemek benim için onurdu
◊ Sinema dünyasında son zamanların modası, yeniden çevrimler ve devam filmleri. Siz de “Blade Runner”ın yeni filminde rol aldınız. Böyle kült bir klasiğin senaryosu elinize geldiğinde ne hissettiniz?
Ryan Gosling: Orijinal filmin herkes gibi ben de hayranıyım. Senaryo geldiğinde merak içerisindeydim. Hikayenin nasıl geliştiğini, karakterlerin ne yönde değiştiğini merak ediyordum. Kültürümüze bu kadar etkisi olan, ben dahil birçok aktöre, yapımcıya, yönetmene, müzisyene ilham veren ekol bir yapımın parçası olacağımı düşünerek senaryoyu okumaya başladım ve hatıralarımı daha senaryoyu okurken yeniden ziyaret ettim.
BANA GETİRİLEN BUZU KENDİ ELİNE KOYDU
◊ Bu projede yönetmeniniz Denis Villeneuve’nun ilham kaynağı olduğunuzu okudum. Doğru mu bu?
- Evet! Bunu söylemesi için günde 50 dolar ödüyorum ona. (Gülüyor) Şaka bir yana Denis ile harika iki partner olduk. Çok işbirlikçi bir yönetmen. Zaten kafasında filmin yüzde 90’ını yaratmıştı. Benim için önemli olan da onun kafasının içine derin bir dalış yapıp film için yarattığı dünyayı yansıtmaktı.
◊ Harrison Ford ile çalışmak nasıldı peki?
- Attığı yumruk dışında mükemmeldi...
BU BENİM İLK BİLİMKURGUM
◊ Filmin hikayesinden yola çıkarak soruyorum; teknoloji bizi birbirimizden ayırıyor mu? Nereye doğru gidiyor dünyamız sizce?
Ryan Gosling: Bilmiyorum! İlk defa bu kadar büyük ölçekli bir filmde oynadım.
Hatta benim ilk bilimkurgu filmim bu.
Böyle filmler bize tahmin edilen geleceği gösterme imkanı sağlıyor.
Gelecek tasvirleri yapılan filmleri izleyelim, o deneyimi görüp “Kendimiz için böyle bir gelecek
istiyor muyuz?” sorusunu düşünelim ve o durumda olmamızı engelleyecek kararları verelim.
Çünkü bu gidiş ancak sağlam tedbirlerle durdurulabilir...
Ryan’la öpüşeceğimi bilmiyordum
◊ Bir gün Los Angeles’a taşınıp büyük yapımlarda Harrison Ford gibi dev isimlerle çalışmayı hayal ediyor muydunuz?
Ana de Armas: Hiç hayal etmemiştim. Çünkü biz Küba’da sahip olduklarımızla yetinmeyi öğreniyoruz. Ama ben imkansız gibi gelen şeyler için bile uğraşmayı, sınırlarımı aşmayı hep istedim. Her zaman aşırı meraklı, hırslı oldum ve sevdiğim işi merkezinde yapmak için 3.5 yıl önce Los Angeles’a taşınıp her şeye sıfırdan başladım. Küba ve İspanya’da yaptığım her şeyi bir kenara bıraktım, kendimi insanlara yeniden tanıtmak ve audition’larda (seçmelerde) rol kapabilmek için savaş verdim.
◊ Bu filmdeki rolü almak için nasıl bir süreçten geçtiniz?
- Üç ayrı audition’a girdim. Bana senaryo ya da karakterle ilgili hiçbir bilgi vermediler. İlk audition’da “Ex Machina” filminden bir sahneyi oynattılar. Diğerlerinde de bu filmden iki sahneyi canlandırdım. Sonra yönetmenimiz Denis beni odasına çağırdı ve en ciddi haliyle konuştu. “Sana iki şey söyleyeceğim” dedi; “Birincisi filmde çıplaklık var, eğer senin için sorun olmazsa devam ederiz. İkincisi de saçlarını kesmemiz gerekiyor.” Denis’e hiçbir problem çıkartmadan çalışacağımı söyledim ve çalışmalara başladık.