Güncelleme Tarihi:
Menderes-Ebru Türel, Deniz Çakır, Mustafa Alabora, Serdal Güzel ve Elif Dağdeviren’in hep birlikte kurdele kesmesiyle başlayan açılış töreni renkli görüntülere sahne oldu. Türel, törende yaptığı konuşmada “Seslendirme sanatçıları sinema perdeleri için çok önemlidir. Ama kamera arkasında oldukları hep geride kalırlar. Bugün onları bir adım öne çıkarıyoruz” dedi. Mustafa Alabora, Yeşim Gül, Erdal Tosun, Erhan Yazıcıoğlu gibi pek çok ünlü oyuncunun katıldığı açılışta, dublaj sanatçıları kendi portrelerini tebeşirle imzaladı.
Fotoğraf aşkım tekrar ateşlendi
Deniz Çakır, fotoğraf tutkusunun ne zaman başladığı sorusuna “Ben ‘Yaprak Dökümü’ zamanında çok fotoğraf çekiyordum. Yönetmenim Mesude Eraslan, ‘Kadrajın çok güzel, bunun üstüne gitsene’ demişti. Öyle başladı. Bu sergiyle beraber de fotoğraf aşkım ateşlendi. Tekrar makinemi elime alasım var” diye yanıt verdi.
Göksel, festival kapsamında konser verdi. Konserinde Yeşilçam filmlerinin unutulmaz şarkılarını seslendiren Göksel, “Antalya’da olmaktan çok mutluyum. Bu şehri seviyorum. Bu festival nice yıllar devam etmeli” dedi.
Festival içinde festival filmi tartışması
“Dondurmam Gaymak”, “Entelköy Efeköy’e Karşı”, “İftarlık Gazoz” filmlerinin yönetmeni Yüksel Aksu, Antalya Film Festivali kapsamında bir söyleşi düzenledi. “Sinema Sinemadır, Sadece Arthouse Değildir” başlıklı söyleşide Aksu, tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.
İyi gişe yapan filmlere “sanat” gözüyle bakılmamasını eleştiren Yüksel Aksu, şöyle dedi: “Kimsenin gitmediği sinema filmi eşittir yüksek sanat, kalabalıkların gittiği ise arkaik diye bir denklemden söz edemeyiz. Bir sektör çalışanı olarak alarm veriyorum. Sinema sanatı sadece festival filmleri olarak anılan kategoriye sığmayacak kadar geniştir. Seyirci ile ilişki kurmuş, kalabalıklara ulaşmış filmler, sanki sinema değil de kendi içine kapanmış ve yüksek sanatın temsilcisi olarak algılanıyor. Son yıllarda birbirinden çakma Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz taklitleriyle karşılaşıyoruz. Bu arkadaşlarımın özgünlüğüne de zarar veren bir durum. Bir film gişe gördüyse festivaller almamayı tercih ediyor. Bir koleksiyon alanı mı festivaller?”
NIelsen’In Kenya öfkesi
“Şeytanın Avukatı” ve “Gladyatör” gibi ses getirmiş filmlerde rol alan Connie Nielsen, önceki gün Hadrian Salonu’nda düzenlenen söyleşiye katıldı. Alin Taşçıyan moderatörlüğünde sinemaseverlerin sorularını cevaplayan Nielsen, Kenya’nın başkenti Nairobi’de inşa ettirdiği okullar ilgili soru üzerine şunları söyledi: “Kenya’ya ilk kez ‘Lost in Africa’nın çekimleri için gittim. Ömrümde bu derece yoksulluk görmedim. Bunu görünce çok öfkelendim, bir şey yapmak istedim. Oradaki insanların temiz suya ve işe ihtiyaçları vardı. İş için meslek edinmeye ihtiyaçları vardı. Meslek edinmek için de eğitime ihtiyaçları vardı. Toplum merkezi açtık. Gönüllülük esasına göre çalışmalarda bulunuyoruz.”
Connie Nielsen, festival kapsamında gösterilen yeni filmi “İtiraflar” için 13 kilo aldığını söyledi: “Filmin çekimlerine haziranda başladım. 13 kilo almam gerekti. At binme eğitimi alıyordum, gerçekten çok yoruldum.”