Prens ve prensesin aşkları dillere destan: Karısının en çok “normalliğine” vurulmuş
Güncelleme Tarihi:
İngiliz kraliyet ailesinin uzun yıllardır en sevilen yüzü olmayı başardılar. Hatta epeydir kraliyetin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünen halkın, buna rağmen sevgilisi olan Kraliçe II. Elizabeth’in ölümünden sonra bu durum daha da göze batar oldu.
KİMLER GELDİ, KİMLER GEÇTİ... EN ÇOK ONLAR SEVİLDİ
Çok uzun dönemler boyunca annesi tahtta oturduğu için “Galler Prensi Charles” olarak anılan 73 yaşındaki Kral III. Charles nihayet İngiltere’nin yeni kralı olarak tacını taktı. Ve tahta çıkan en yaşlı hükümdar olarak 64 yıl boyunca taşıdığı Galler Prensi unvanını büyük oğlu William’a devretti.
Uzun yıllardır eşi Kate Middleton’la birlikte kraliyetin en sevilen yüzü olmayı başaran William da böylelikle taht için ilk sıradaki aday olarak hükümdarlığa kavuşacağı günü başlamaya bekledi. Kate Middleton ve Prens William 2011’de muhteşem bir düğünle evlendiler ve üç çocuk sahibi oldular. Elizabeth’in ölümünün ardından değişen taht sıralaması ve yenilenen unvanlar sayesinde de karaliyet ailesinin kraldan sonraki en önemli iki üyesi oldular.
Charles, Prenses Diana’yla evli olduğu yıllar boyunca onu mutsuz ettiği ve o trajik bir şekilde öldükten sonra da unutamadığı aşkı Camilla Bowles’la evlendiği için halkın gözündeki sempatisini çoktan kaybetmişti. Aradan uzun yıllar geçti, köprülerin altından da bolca su aktı. 73 yaşında ancak tahta çıkabilen “yaşlı” kral artık o kadar da antipatik değildi ancak halkın (ve dünyanın da) gönlünü kazanan hep oğlu William ve gelini Kate oldu.
Oldukça sert ve sinirli bir mizacı olduğu söylenen Prens William ve özellikle çocuk yetiştirme konusundaki disipliniyle tanınan Prenses Kate arasında zaman zaman sürtüşmeler yaşandığı da basına yansıdı. Hatta çift bir ara William’ın Kate Middileton’ı aldattığı söylentileriyle de gündeme geldi. Ancak çok göz önünde yaşayan her kraliyet ailesi üyesi hakkında zaman zaman ortaya atılan bu iddialar her zaman geri planda kaldı.
Çiftin yakın çevresinden kaynakların People dergisine verdiği demeçlere göre Prens William’ın eşi Kate Middleton’a bu kadar vurgun olmasının (ya da en azından öyle görünmesinin) en temel sebebi güzeler güzelli prensesin “normalliği” idi. Kimi zaman saç boyasının zamanı gelmiş halleriyle, kimi zaman zıpırlık yapan küçük oğlu Louis’i zapt etmek için ecel terleri dökerken görüntülenen Kate Middleton bu imajıyla sadece onu dışarıdan izleyen dünyaya değil eşi William’a da normal bir insanla evli olduğu duygusunu tattırıyor ve onu rahatlatıyordu.
Bu normallik imajının en temel sebebi Kate Middleton’ın William için özel olarak seçilmiş soylu bir aileden gelen biri değil, sıradan bir ailenin soylu olmayan evladı olması elbette. Ancak burada hemen bir parantez açıp Harry ve Meghan Markle’a bakmakta fayda var. Malum, Harry de soylu olmayan hatta kraliyet ailesi için pek de uygun bir geçmişten gelmeyen Meghan Markle’la evlendi. Ancak çiftin bu normal “aşkı” ve Meghan’ın asil olmayan kökleri ve davranışları ileride onlara büyük bir antipati dalgası olarak geri döndü.
Biz dönelim İngiltere’nin en sevilen asillerine… Kate Middleton’ın hem Buckhingam Sarayı sakinleri hem de halkın gözünde bu kadar kıymetli olmasının temel sebeplerinden biri de prensesin, William’la evlendikten sonra üstlendiği unvanları ve kraliyet görevlerini sanki üzerine özel olarak biçilmiş bir elbise gibi rahatça giymesi yani çok doğal şekilde benimsemesi ve taşıması. William’ın da ciddiyeti ve kraliyet görevlerine bağlılığı zaten herkesin malumu. Çift bu görev ve sorumlulukları birlikte paylaşırken de aralarında bölüştürürken de oldukça başarılılar ve bu da hem ilişkilerine hem de imajlarına çok olumlu yansıyor.
Üstelik çocukları konusunda çok disiplinli ve hassas davrandığı bilinen Kate Middleton’ın bu konuda Elizabeth ve Charles’tan özel “izinler” aldığı biliniyor. Bun göre normal koşullarda kraliyet görevlerini her şeyin önünde tutması gereken Kate Middleton, (ve tabii ki onunla birlikte William da) normalde çocuklarını saray dadılarına emanet etmesi gerekiyorken bu durumdan muaf tutuluyor. Ve çiftin çocuklarının anne ve babalarıyla olması ve normal bir çocukluk geçirerek yetişmeleri çift için her zaman tüm görevlerinden öncelikli olabiliyor.
Doğayla, sporlar ve hayvanlarla iç içe büyüdüğü bilinen Kate Middleton, geçirdiği bu güzel çocukluğun çocukları için de söz konusu olması için elinden geleni yapıyor. Hatta Galler Prensesi 2020’de verdiği bir röportajda en mutlu olduğu anların tüm aile bir arada doğanın bağrında oldukları ve üzerlerinin kire pasağa büründüğü anlar olduğunu itiraf etmişti. Bucklebury adındaki küçük bir köyde yetişen Kate Middleton çocukları için de aynı imkanı sağlamaya çalışan bir anne olduğunu gizlemiyor.
William’ın da taht varisi ve İngiltere kraliyetinin geleceğini temsil eden üç çocuğunun bu mutluluğu sayesinde karısına olan aşkının katmerlendiği söyleniyor. Kate Middleton çoğu zaman çocuklarını kendi arabasıyla okula bırakıyor ve onlar okuldan döndüğünde ya kendisinin ya da babaları William’ın evde bulunmasını sağlıyor. Aristokrasinin içinde yetişmeyen Kate Middleton çocuklarının dadılar yerine anne babalarıyla mümkün olduğunca fazla vakit geçirmesi için çok çaba sarf ediyor.
ÇOCUKLAR MUTLU VE RAHAT AMA YİNE DE...
Ancak bu elbette gelecekte tahta oturacak Prens George, taht sıralamasında onun takip eden Prenses Charlotte ve çiftin en küçük çocuğu haylaz Prens Louis sıkı bir aristokrasi eğitimden geçmiyor anlamına geliyor. Küçük prensler ve prenses, bir yandan da ileride taşıyacakları görevlerin bilinciyle eğitim almaya devam ediyor.
