Güncelleme Tarihi:
ÖZEL OLARAK MAXWELL'E SESLENDİ
İngiliz kraliyet ailesinden Prens Andrew'nun monarşi içindeki yerini de sarsan Jeffrey Epstein- Ghislaine Maxwell seks ticareti davasının en çok bilinen kurbanı olan Virginia Giuffre'nin mağdur etki beyanı yani bu olup bitenlerden nasıl etkilendiğini anlatan ifadesi gün yüzüne çıktı. Prens Andrew aleyhine de cinsel taciz davası açınca bütün dünyanın dikkatini üzerine çeken Virginia Giuffre ifadesinde özellikle Ghislaine Maxwell'e seslendi ve "Ghislaine, sen bana cehennemin kapılarını açtın" dedi.
16 YAŞINDAN 19 YAŞINA KADAR
Virginia Roberts Giuffre yazılı ifadesine adını söyleyerek başladı. Kendisinin iki yıldan fazla bir süre boyunca yani 16 ile 19 yaşları arasında Ghishlaine Maxwell'ın kurbanı olduğunu belirtti. Öncelikle bu soruşturmada görev alan bütün polislere, dedektiflere ve FBI'ya teşekkür eden Giuffre, anlattıklarıyla diğer taciz kurbanlarına umut olmayı istediğini de belirtti.
'BENİ TAKİP EDİP EPSTEIN'A SUNMAYI SEÇTİN'
İfadesinde doğrudan Ghislaine Maxwell'e seslenmek istediğini vurgulayan Giuffre Sözlerini şöyle sürdürdü: " Ghislaine, 22 yıl önce, 2000 yılının yaz mevsiminde sen beni Florida'daki Mar a Lago Otel'de fark ettin ve bir tercih yaptın. Beni takip edip Jeffrey Epstein'a sunmayı seçtin. Sadece birkaç saat sonra sen ve o beni ilk kez taciz ettiniz."
'SÖZCÜKLERLE ANLATILAMAYACAK ŞEYLER YAPTINIZ'
Giuffre, yine Maxwell'e hitaben ifadesini sürdürdü: "Siz birlikte bana fiziksel, ruhsal, cinsel ve duygusal olarak zarar verdiniz. Siz, bana sözcüklerle tarif edilemeyecek şeyler yaptınız." Giuffre, o dönemde uğradığı tacizin zarar verici etkilerinin şu anda bile devam ettiğini sözlerine ekledi.
'SEN OLMASAYDIN BEN ONUNLA ASLA TANIŞMAZDIM'
Virginia Giuffre, eğer Ghislaine Maxwell olmasaydı Jeffrey Epstein ile asla tanışmamış olacağını da söyledi. Genç kadın bu konudaki fikirlerini şöyle ifade etti: " Bir konuda açık olmak istiyorum. Sorgusuz sualsiz Jeffrey Epstein korkunç bir pedofildi. Ama sen olmasaydın ben Epstein ile asla tanışmazdım."
Giuffre, Maxwell'in hem kendisi için hem de diğer kurbanlar için cehennemin kapılarını açtığını söyledi. Maxwell'i "koyun postuna bürünmüş bir kurt" olarak tanımlayan Giuffre ona "Bize ihanet etmek için kadınlığını kullandın ve bizi bütün bunların içine attın" diye seslendi.
PRENS' CİNSEL TACİZ DAVASI AÇTI
Virginia Giuffre'nin adı özellikle de Prens Andrew'ya karşı açtığı cinsel taciz davasıyla gündemin ilk sıralarına yerleşti. Genç kadın, Jeffrey Epstein ve Ghislaine Mexwell tarafından Prens Andrew ile birlikte olmaya zorlandığını da ileri sürdü. andrew ile Giuffre'nin avukatları 12 milyon dolarlık bir anlaşma yaparak davayı mahkemeye çıkmadan anlaşmayla bitirdiler. Andrew'nun ise bütün bu iddiaları ısrarla reddettiğini, fakat bu olay yüzündün bütün itibarını kaybettiğini hatırlatalım.
Bundan iki ay önce de Jeffrey Epstein ve Ghislaine Maxwell'ın bir başka kurbanı yıllar sonra yaşadıklarını anlatmış ve Karayipler'deki özel adalarda yaşanan tüyler ürpertici gerçekleri gözler önüne sermişti. 20 yaşındayken Epstein ve Maxwell'ın tuzağına düşen genç kadın neden şimdi konuştuğunu da şöyle anlatmıştı: "Ben de bütün bunları unutmayı, sessiz kalıp hayatıma devam etmeyi istiyordum. Fakat hiçbirini unutamadım. Artık konuşamayacak olanlar adına da konuşmaya karar verdim."
CİNSEL TACİZ FABRİKASI
Dünyanın en büyük ve en korkunç seks ticareti ağının başındaki kişi olarak hafızalarda yer eden Jeffrey Epstein'ın çocuk yaştaki kurbanlarına yaşattıklarıyla ilgili yeni gerçekler ortaya çıktı. 2019 yılında tutuklu bulunduğu hücrede intihar eden Epstein'ın, ABD Virgin Adaları'nda yer alan iki adasından birinde defalarca tacize uğrayan genç bir kadın, o süreçte yaşadığı dehşeti anlattı. Epstein'ın Porto Riko yakınlarındaki Little St. James (Küçük St. James) adasındaki konutunda tutulan ve o sırada 20 yaşında olan genç kadın, kurbanı olduğu o düzeni "Cinsel taciz fabrikası gibiydi" sözleriyle tanımladı. Model olmak hayaliyle yola çıkan, ancak Jeffrey Epstein ile suç ortağı Ghislaine Maxwell'ın "ağına düşen" Güney Afrikalı Juliette Bryant, BBC'de ekrana gelecek olan House of Maxwell (Maxwell'ın Evi) adlı belgeselde yaşadıklarını anlattı.
VICTORIA'S SECRET HAYALİ
Juliette Bryant, model olma hayaliyle Epstein ve Maxwell'ın tuzağına düştüğünü itiraf etti. Kendisini korkunç bir deneyim yaşadığı, Jeffrey Epstein'a ait Little St. James adasına götüren olayları anlattı. O dönemde hayallerini gerçekleştirmeye yani model olmaya çalışan 20 yaşında bir genç kız olduğunu hatırlattı Bryant. Sonra da sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir gün ünlü Amerikalı model Naja Hill yanıma yaklaştı ve model olup olmadığımı sordu. Ona kariyerime henüz başladığımı söyledim. Bana Victoria's Secret'ın sahibi olan arkadaşından söz etti ve onunla tanışmak isteyip istemediğimi sordu. Onunla tanışmak istedim, çünkü kariyerim için gerçekten yardımı olabilirdi." O konuşmadan sonra hayallerinin gerçeğe dönüştüğüne inandığını anlattı Bryant. Sonra da hazırladığı tanıtım dosyasını Esptein'a göstermek için Naja Hill'e verdiğini söyledi.
HAYATIMIN FIRSATI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM': İşte o noktadan sonra da Epstein ile tanışması gerçekleşti. Bir otel odasında Epstein ile bir araya geldiğini anlattı Bryant: "Bana 'hayatında gördüğü en güzel fiziğe sahip olduğumu' söyledi. Sonra da 'Seni kesinlikle Güney Afrika'dan New York'a getirmek istiyoruz" dedi. Bilet ve vize temin edeceklerini ekledi. Bunun hayatım için mükemmel bir fırsat olduğunu düşündüm."
'TOPARLAN, KARAYİPLER'E GİDİYORUZ'
Juliette Bryant, model olarak kariyer yapacağını hem de böylesine büyük bir firmayla çalışacağını düşünürken Epstein'in ofisinden aldığı bir telefon, kaderinin başka bir yöne doğru gittiğinin ilk işareti oldu. Ama o heyecanla bunu fark etmedi. Başına gelenleri anladığında ise artık çok geçti! Gelin Juliette Bryant'tan dinleyelim gerisini: "Epstein'ın ofisinden aradılar ve eşyalarımı toplamamı, Karayipler'e gideceğimizi söylediler. Bunun bir fotoğraf çekimi olduğunu düşündüm ve hemen 'evet' dedim."
DAVETİN ASIL NEDENİNİ GEÇ FARK ETTİ
Bryant, Karayiplerdeki Little St. James adasının ilk bakışta büyüleyici olduğunu anlattı. "Onun adası hayatımda gördüğüm en güzel yerdi. Turkuaz deniz enfesti." Fakat adaya ayak bastıktan kısa bir süre sonra genç kadın, aslında olayların hayal ettiğinden çok farklı bir yöne gittiğini fark etti. Adaya başka kızlar da geldi ve sonunda Bryant'ın zihninde, bu davetin gerçek nedeninin ne olduğu bir şimşek gibi çaktı. Fakat artık yapabileceği bir şey yoktu.
'GÜNDE ÜÇ KEZ ODASINA ÇAĞIRIYORDU': Bryant'ın adada yaşadıklarına dair anlattıkları da kelimenin tam anlamıyla tüyler ürpertici. İşte Bryant'ın belgeselde anlattıkları: "Günde üç kez Epstein'ın odasına çağrılıyordum. Bir keresinde en az 60 kızın o odaya girip çıktığını gördüm. O dönemde 20 yaşındaydım ve dolayısıyla şanslıydım. Oradaki bazı kızlar kadar genç değildim."
İKİ CÜMLEYLE ÖZETLEDİ
Bryant, Epstein'ın adasında yaşadıklarını da şu çarpıcı cümlelerle açıkladı: "Orası tam bir cinsel taciz fabrikası gibiydi. Ghislaine Maxwell de o fabrikayı çalıştıran kişiydi." Juliette Bryant, Ghishlaine Maxwell'in, Epstein'in seks ticaretindeki rolü hakkında da bazı ayrıntıları anlattı. "Ghislaine, kızları idare ediyordu. Bize Epstein'in yatak odasına ne zaman gitmemiz gerektiğini söylüyordu. Ona "hayır" diyemezdik. Başka bir seçenek yoktu."
'ONDAN ÇOK KORKTUM'
"İnsanlar oraya neden geri döndüğümü soruyor" diye anlatan Juliette Bryant sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç kimse Epstein'e itaatsizlik etmedi. Evime gönderilmeden önce beni ofisine götürdü ve kendisini tecavüzle suçlayan bir kadının yaşadığı yere uyuşturucu koyup onu hapse gönderdiğini anlattı. Sonra da listede ailemin adının bulunduğunu söyledi. Ben de bana söylediklerini yaptım, çünkü ondan korkmuştum. Dediklerini yapmamanın kötü bir fikir olduğunu biliyordum." Bryant, konuşmasında, kimsenin Epstein ve Maxwell'i kızdırmak istemeyeceğini de belirtti. Sonra da " Kimse onlara karşı durmaya çalışamazdı" diye konuştu.
'MAXWELL GENÇ KIZLARI KANDIRIP TUZAĞA DÜŞÜRÜYORDU'
Juliette Bryant; Ghislaine Maxwell ile tanışmasını da belgeselde anlattı: "Onunla ilk tanıştığımda bana Epstein'ın sevgilisi olduğu söylendi. Fakat dürüst olmak gerekirse onları asla birbirlerine sarılırken ya da öpüşürken görmedim. Onları hiç bu şekilde birbirlerine yakın görmedim. Yani bu kesinlikle romantik bir ilişki değildi." Belgeselde, Ghislaine Maxwell'ın, Epstein'a bağımlı hale geldiği ve genç kızları onun evine çekmek için her şeyi yaptığı vurgulandı. Maxwell'in bunu yaparken genellikle kullandığı yöntem ise genç kızlara kariyerlerine ya da finansal durumlarına yardım vaadinde bulunmaktı.
'YATAK ODASI ZİFİRİ KARANLIK VE BUZ GİBİ SOĞUKTU': Juliette Bryant, Jeffrey Epstein'ın yatak odası hakkında da şunları söyledi: "Onun yatak odası zifiri karanlık ve buz gibi soğuktu. Sadece vücudumu kontrol ettim ve sonra bana yapmak istediklerini yapmasına izin verdim. Çünkü başka ne yapacağımı bilmiyordum."
ZİHNİMDE ORADAN KAÇIYORDUM
Epstein ve Maxwell'in kurbanlarından Juliette Bryant, her ne kadar gerçek hayatta bunu yapamıyor olsa da zihninde Epstein'ın odasından kaçtığını hayal ettiğini de anlattı. Orada yaşadıklarının kendisini çok korkuttuğunu anlatan Bryant, o karanlık ve soğuk yatak odasında yaşadıklarını, yaşamıyormuş gibi yaptığını da sözlerine ekledi.
TUHAF SANAT ESERLERİ VE MAXWELL'İN ÇIPLAK FOTOĞRAFLARI
Little St. James adasında kaldığı köşkte tuhaf sanat eserleri bulunduğunu da anlattı Bryant. Ona en ilginç gelen de duvarda asılı tablolardan biriydi. Genç kadın, o tabloda çıplak bir genç kız ile bir deniz ayısı olduğunu söyledi. Bu deniz ayısının sanki kızı taciz ediyormuş gibi göründüğünü de sözlerine ekledi. Bryant "Çok rahatsız edici bir tabloydu. Daha önce hiç böyle bir sanat eseri görmemiştim. Evin her yerinde böyle tuhaf sanat eserleri vardı" dedi. Juliette Bryant, kaldığı köşkte Ghishaine Maxwell'in de çok sayıda çıplak fotoğrafının bulunduğunu sözlerine ekledi. Bryant bu belgeselde konuşmayı neden kabul ettiğini de şöyle anlattı: " Sessiz kalmayı ve hayatımı yaşamayı istedim. Bu olup bitenleri unutmak istedim ama unutamadım. Utanç duygusundan yoruldum. Artık konuşamayan insanlar için konuşmak istedim.
Bir dönem her yıl sonu düzenlediği gösterişli defilelerle moda dünyasına damgasını vuran Victoria's Secret ile Jeffrey Epstein'ın bağlantısına gelirsek... Aslında bu konu geçen yılın ekim ayında yayınlanan bir pod cast'te de ayrıntısıyla masaya yatırılmıştı. Fallen Angel (Düşkün Melek) adlı podcast yayınında Epstein ile Victoria's Secret'ın sahibi Les Wexner'ın arasındaki hem ticari hem de arkadaşlık ilişkisi. Söz konusu podcast'in sunucularından gazeteci Vanessa Grigoriadis, "Sanırım Wexner ile Eppstein'in çok derin bir ilişkisi vardı" diyerek bu konunun altını çizdi. Grigoriadis ayrıca Epstein'in, zengin iş insanlarını etkilemek, sahip olduğu lüks mülkleri satın almak daha da ötesinde bütün o kadınlara ve genç kızlara tacizde bulunmasının yolunu açan nüfuzunun yani maddi gücünün Wexner'den geldiğini de ileri sürdü. Jeffrel Epstein, 2019'da seks ticareti suçlamasıyla gözaltına alındı. 45 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Epstein, canına kıydı. Bu olayın ardından Wexner, Epstein'in kendisiyle olan yakınlığından faydalandığını ileri sürdü ve onunla bu kadar yakın dost olduğu için utandığını belirtti.