Güncelleme Tarihi:
Eliz Sakuçoğlu, “Tek eşliliğe inanmıyorum, doğamıza aykırı. Biz zoru başarmaya çalışıyoruz. Ben yaşamış biri de olarak her türlü aldatılmayı kabul ederim. Ettim de. Angelina Jolie aldatıldı abi” dedi. Haydi gelsin yorumlar...
Ömür Gedik:İkinci bir Hülya Avşar vakası. O da bir ara “erkekler çaktırmadan da olsa eşlerini aldatsın” demişti ne yazık ki. Bu kadınları gerçekten anlamıyorum. Tamam, tek eşlilik bazılarına zor gelebilir ama zoru başaranlardır kazananlar. Ayrıca Angelina Jolie aldatıldı ve terk etti. “Aldatılmayı kabul ederim, tek eşliliğe inanmıyorum” gibi cümleler kurarak saçmalamadı. Ben Eliz’i modern görünümünden dolayı severim, bu son lakırdılarını hiç yakıştıramadım.
Onur Baştürk: “Angelina Jolie aldatıldı abi” lafına takıldım. Yani o bile aldatıldıysa biz ölümlüler bu durumu kabullenmeliyiz diyor sanırım sayın Sakuçoğlu. Aslında söylediklerine katılıyorum. Tek eşlilik doğamıza aykırı, evet. Ama bunu böyle ifade etmek? Pek olmamış, hayli komik kaçmış.
Cengiz Semercioğlu: Ertuğrul Özkök’ün dün köşesinde yazdığına katılıyorum, röportaj eksik kalmış. “Peki sen aldattın mı?” sorusu yok... “Erkeğin tek eşli olduğuna inanmıyorsun da, kadının olduğuna inanıyor musun?” diye Eliz’in üzerine gidilmemiş. Belki öyle olsa çok daha güzel malzemeler çıkacaktı. Çünkü Eliz özgür yaşamayı seven, cesur, aklındakini de küt küt söyleyen bir kadın. Kimseye müdanası yok. O yüzden de bu kadar rahat yanıtlamış riskli soruları zaten...
Nejat İşler, Yıldız Tilbe’nin klibinde sevgilisini oynadı. Tilbe, İşler için “hem yakışıklı hem yaşıtım” dedi. Bu ikiliyi nasıl buldunuz?
Onur Baştürk: Bu enerji bir yere gitmez. Çünkü hayatımda gördüğüm en acayip klip. Köşede de yazdım. İki ünlü arızayı yan yana görmek çok güzel ama klipte yaptıkları tek şey birbirlerine bakıp durmak. Ha bir de Yıldız durmadan Nejat’ın saçlarını okşayıp durmuş. O kadar. Madem bir araya geldiler, bari azıcık emek verselerdi. Bir hikaye yaratsalardı.
Cengiz Semercioğlu: Bence de hiçbir yere gitmez. Nejat’la Yıldız’ın sevgili olduklarını düşünsenize; bütün gün uyurlar, uyanık oldukları zaman da kavga ederler. Bu ilişki klipte kalsın, bu kadarı çok güzel. Yıldız Tilbe daha önce de klibinde Gürkan Uygun’u oynatmıştı, bilgisayarının masa üstünde Timuçin Esen’in fotoğrafı var. Yıldız oyuncuları seviyor. Nejat’ın klipte oynamayı kabul etmesi güzel hareket aslında...
Ömür Gedik: İkisi de ne yapacağını bilemiyor çoğu sahnede. Son yılların en absürt ve ilginç klibi olmuş bence. İki aykırı ve kendine has karakterden de böyle bir klip beklenirdi tabii. Bu enerji, ikisinin başrol oynayacağı bir sinema filmine gitse diyorum. Valla çok iyi olur.
Hadise en çok konser veren sanatçılardan. Televizyon programında jüri üyeliği yapıyor... Bodrum’daki plajıyla ilgili borcu araştırılınca ülkemizde üzerine mal varlığı olmadığı ortaya çıktı. Bu normal mi? Konsey değerlendiriyor...
Onur Baştürk: Hadise’nin tam da konserinde RTÜK’ü kızdıran sözler söylemesi, hayli sert çıkması ve “Atatürk çocuğuyum” demesinin ardından bir anda mal varlığının gündeme gelmesi ne kadar da manidar! Üzerine ister mal yapar ister yapmaz; doğrusu beni ilgilendirmiyor. Neden başka şarkıcıların vergisi, malı şimdiye dek ortaya dökülmedi? O zaman Hadise’nin malını mülkünü niye tartışalım ki, absürt.
Ömür Gedik: Hadise’nin bu iddiaları yalanlamasını dilerim. Çünkü şahsen ülkesine yatırım yapmayan, burada kazandıklarını yurtdışına çıkaran sanatçıları hoş karşılamak pek mümkün değil.
Cengiz Semercioğlu: Hadise’yle ilgili yıllar önce de böyle iddialar ortaya atılmıştı. Ancak bu sefer durum vahim galiba. Bodrum’daki beach’in sahibi söylüyor, Hadise’nin üzerinde bir şey olmadığını, hatta kredi kartı bile kullanmadığını, hukuken işlem yapamadıklarını... Sadece beach’in sahibi değil, terzisinden body guard’ına, sahneye teknik hizmet veren firmaya kadar pek çok kişi Hadise’den alacaklarını tahsil edemediklerini söylüyor. Hadise ve ailesinin para ödememek gibi bir alışkanlıkları var galiba.
Kitap tanıtımı için Türkiye’ye dönen Metin Hara, Adriana Lima’nın annesinin elini öptüğünü söyledi. İlişkisiyle ilgili dedikodular için de “Kalbimdeki insana ‘bir tanıtımın parçası’ demek bize yakışmaz” dedi. El öpme olayını ve Hara’nın serzenişlerini değerlendirelim...
Cengiz Semercioğlu: Metin Hara’nın iki yeni kitabının çıktığı ve tanıtımının sürdüğü bir dönemde Adriana Lima’nın İstanbul’a gelmesi PR desteği midir, değil midir? Adriana’yla ilişkisi olmasa Metin Hara böyle kanal kanal gezebilir miydi? Adriana İstanbul’a gelmese, Metin’in yeni kitapları bu kadar konuşulur muydu?
Sonra ben bu ilişki reklam deyince bozuluyorlar. Tamamen reklam üzerine kurulu olmasa da, reklam için kullanılan bir ilişkidir bu...
Onur Baştürk: Metin Hara’nın yakınmalarından cümle âlem bıktı. Bu kadar yakınmak spiritüel işlerle uğraşan birine hiç yakışmıyor. El öpme olayı, tekne turları gibi şeyler ise kitap tanıtımı için şahane olmuş. Hara bunu kabul etmese de maalesef dışarıdan her şey öyle görünüyor. Büyük resme dönüp bakmalı. Hem neden daha önce gelmedi de Adriana şimdi geldi İstanbul’a? Bu da karışık ve tuhaf.
Ömür Gedik: Bence yakınmakta haklı. İlişkisine bu kadar çamur atılan kim olsa yakınır. Kitap tanıtımına ben de katıldım. Adriana Lima’yı konuşmak için hiç de sanıldığı gibi can atmıyor. Kibarlığından kırmıyor, birkaç cümleyle cevaplıyor.
Ben Metin Hara’nın iyilik ve güzellik üzerine kurulu dünyasını seviyorum. Keşke yazdıkları daha fazla insana yayılsa, dünya daha iyi bir yer olsa.
Fİ'NİN TV'DE TUTMAMASI NORMAL
İnternette fırtınalar estiren “Fi” dizisinin televizyon reytingleri düşük geldi. Bunu neye bağlıyorsunuz? “Fi”ye özel bir durum mu, yoksa internetle televizyon ekranı ve izleyicileri birbirinden gerçekten bu kadar uzak mı?
Cengiz Semercioğlu: Zaten tahmin ediyorduk da, bu örnekle bir kez daha kanıtlandı: İnternetle geleneksel TV seyircisi aynı değil. İstedikleri kadar sosyal medyada fırtınalar estirsinler, yüzlerce haberi yapılsın, reyting arenasına çıktığında internet dizileri izlenmiyor.
“Fi”nin yarattığı rüzgara bakın, bir de aldığı reytinge...
Bu internet işinde şimdilik kazanan sadece yapımcılar ve oyuncular...
Ömür Gedik: Evet, televizyon karşısındaki kitle ile bilgisayar başındaki kitle birbirinden o kadar farklı ki. “Başka dünyaların insanları” diyebiliriz onlar için.
Bu nedenle internette tutan bir işin televizyonda aynı başarıyı yakalaması zor. Aynı “Fi” örneğinde olduğu gibi.
Onur Baştürk: Bir kere üzerinde aylarca konuşulmuş ve çoğu izleyici tarafından bir şekilde izlenmiş bir diziden bahsediyoruz.
Yani bu bir tekrar yayındı. Seyirci aptal değil, heyecanlanmaması da doğal. Ama evet, dizi genel izleyiciye azıcık uzak. Bunu da kabul etmek gerek.
Ajda Pekkan, “Beni taşıyacak erkek karşıma çıkmıyor. Güvenebileceğim birini bulsam her şeyi bırakır giderim” dedi. Pekkan’ın “beni taşıyacak erkek” tanımını ve aşka hiç bitmeyen inancını yorumlayalım...
Onur Baştürk: Ajda’nın o erkeği bulsa dahi her şeyi bırakıp gideceğini sanmam. “Beni taşıyacak erkek” tanımlaması da haklı, çünkü kolay değil. Ajda bir marka. Kendine bakması gerekiyor. Her erkek de bunu kaldıramaz. Keşke Ajda yabancı bir adama âşık olsa. Çok mutlu olacağına eminim...
Ömür Gedik: Ajda mükemmeliyetçi bir kadın. Hep el üstünde tutulmuş, en iyisini görmüş ve buna alışmış. Ona ayak uyduracak kalitede erkek olması lazım karşısında. Hadi oldu diyelim, bir de bir süper starla birlikteliği sindirebilmesi, ego savaşına girmemesi, Ajda’nın değerine zarar vermeden yaşaması, yaşatması lazım. Tüm bunların aynı kişide toplanması gerekiyor bir de. Etrafta böyle erkekler görmüyorum.
Cengiz Semercioğlu: Ajda’yı bildim bileli aynı şeyi söylüyor ama haksız da sayılmaz. Bütün ünlü kadınların derdi bu. Çünkü erkek, kadının şöhreti karşısında komplekse giriyor. Restorana gidiyorlar ilgi kadına, sokakta ilgi kadına, erkek bir süre sonra arızaya bağlıyor. Ünlü kadınların bunu aşacak, komplekssiz erkek bulmaları zor. Olsa Ajda bulurdu zaten...
ALİŞAN DAHA ROMANTİK BİR YER BULAMADI MI?
Alişan, Buse Varol’a rol aldığı “Payitaht Abdülhamid” dizisinin setinde evlenme teklif etti. Bu teklifin şeklini ve yerini nasıl buldunuz?
Ömür Gedik: Alişan kolaya getirmiş, masrafsız halletmiş evlilik teklifi işini. Balayında affettirir artık kendini. Bize şu noktada artık mutluluklar dilemek düşüyor.
Onur Baştürk: Ben tuhaf buldum. Başka yer mi yok? Daha romantik bir yer? Acelesi mi varmış? Neden set? Kafam karıştı Konsey!
Cengiz Semercioğlu: Son derece sıradan... Sonuçta dizi seti de olsa, işyeri orası. Buse doktor olsa, hastaneye mi gidip evlenme teklif edecekti Alişan? Keşke daha özenli, düşünülmüş bir evlenme teklifi planlasaydı. Ama sonuçta önemsiz bir detay bu, evleniyorlar ya ona bakın. Düğün 6 Mayıs’ta. Belki de az kaldığı için Alişan bir an önce bu işi aradan çıkarmak istedi. Allah tamamına erdirsin.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR