'Para Odası' Kanal D'de başlıyor

◊ “Para Odası” yarın akşam Kanal D’de izleyiciyle buluşacak. Nasıl bir program bu?
- İzleyenlerin keyif alacağı, katılanların para kazanacağı çok keyifli bir program. Hem keyifle izlenecek hem de çok rahat para kazanılacak. Ortada büyük bir para olunca otomatikman heyecan da artacak. Sadece yarışmacılar değil, seyirciler de stüdyodaki atmosferi tadacak. Daha önce benzeri görülmemiş bir program diyebilirim.

◊ Programın formatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Anlatsam da çok net anlaşılmayabilir. Şöyle söyleyeyim; 3 tane yarışmacı var. Ben tahmin soruları soruyorum, onlar da ya doğru ya da doğru cevaba en yakın tahmini yapmaya çalışıyor. En iyi tahminde bulunan, para için yarışmaya hak kazanıyor.

◊ Diğer turda ne oluyor peki?
- Şöyle; soruyu bildikten sonra para odasına bağlanıyorlar. Para odası bizim stüdyoyla bağımsız. Bizleri görmüyorlar, duymuyorlar. Orada yarışmacının ailesi ve yakınları var. Onlar da butonların başına geliyorlar. 5 farklı butonun altında görmedikleri para miktarları var.

◊ Seçecekleri butonların para miktarları ne kadar?
- 5 lira, 10 lira, 5 bin lira hatta 100 veya 200 bin lira. İşin kötü yanı yönlendiremiyorlar ve o butonları aileleri seçiyor. Ama yarışmacı stüdyodan onları da görebiliyor, butonların altında kaç para olduğunu da.

◊ Yarışmacıların istediği parayı gördüğü halde kaybettiklerinde tepkileri nasıl oluyor?
- Yarışmacı müthiş bir heyecanla “Ona basma, öbürüne bas” diye kendini parçalıyor. Ama aile ne görüyor, ne duyuyor. Gördüğü, bildiği halde kaybedince de ister istemez değişik tepkiler verebiliyor, ailelerine kızabiliyorlar.

700 BİN LİRA İÇİN YARIŞIYORLAR

◊ Yarışmanın sonunda maksimum ne kadar kazanılabiliyor?
- Bütün soruları da doğru bilirse yaklaşık 700 bin lira kazanılıyor.

◊ Toplamda kaç soru var?
- Finaldeki son soruyla birlikte sekiz...

◊ Bilgi yarışması olsun, yetenek yarışması olsun, para kazandıran birçok farklı format izledik. İzleyici gözünden bakacak olursak “Para Odası”nın farkı nedir?
- İzleyicinin bu kadar büyük bir parayı kazanma şansı olduğunu görmesi ve kendini yarışmacının yerine koyması...

FORMATI NİJERYA VE İSPANYA’YA DA SATTILAR

◊ Neden sizi uzun zamandır ekranlarda görmüyorduk?
- Bana bu teklif ilk geldiğinde “Görüşür, kabul etmem” diye düşünüyordum. Çünkü normal şartlarda kabul etmiyorum böyle şeyleri. Çok uzun süredir de bir şey yapmıyordum. Ama ekiple bir araya gelip de formatı ilk duyduğumda çok etkilendim. Formatı İspanya’dan Nijerya’ya kadar satmışlar. En önemlisi yüzde yüz Türk formatı olması. Yarışmanın kurallarını, nasıl olacağını dinlerken ben heyecanlanmıştım. O yüzden izleyicinin de heyecanlanacağını düşündüm.

◊ Bilgi yarışması sunmanın avantajları ve dezavantajları neler size göre?
- Bu tür yarışmalarda bilgilerinizi tazeleyebiliyorsunuz, ya da bilmediğiniz şeyleri öğrenme şansınız oluyor.

◊ Sektörde fenomen olmuş yarışma ve sunucular var. Hiç karşılaştırma yaptınız mı?
- Hayır, hayır, hayır. Hem de hiç. Ben kimseyle kendimi kıyaslamam. Herkesi kendi sınırları içinde değerlendirmek gerekir.


SEKTÖRDEN KENDİMİ ÇEKTİM ÇÜNKÜ BANA GÖRE İŞ YOKTU

◊ Adınızı belirli dönemlerde “Şu diziden, filmden teklif geldi” haberleriyle duyuyoruz ama reddettiğinizi öğreniyoruz. Neden çektiniz kendinizi sektörden?
- Kendime uygun iş görmüyorum. Son dönemdeki işleri beğenmiyorum diyebilirim açık açık. Sinema filmi daha güzel, daha keyifli bana göre. Keşke yılda bir iki film çeksek ve kazandığımız para yetse.

◊ Bu yüzden mi para kazandıran bir program sunuyorsunuz?
- Evet, kesinlikle doğru (gülüyor). Oyuncuyuz evet ama ben de para kazanmak için yapıyorum bu işi. Kazandırmasa neden yapayım?

◊ “Bir oyuncu program sunmayı kabul ettiyse, kesin çok para teklif etmişlerdir” klişesi doğru yani...
- Öyle! Tabii ben de o yüzden kabul ettim.

◊ Kendinizi nasıl bir proje teklifine hazır görüyorsunuz ki?
- Bir düşünce yok kafamda. Açıkçası bir iş beklemiyorum. Bana projeler gelir, değerlendiririm. Şu anda kendi projemi yazdırıyorum.

◊ Nedir o proje?
- Televizyon dizisi planlıyorum. Tasarımı, hikayesi bana ait.

◊ Nasıl bir dizi olacak ve sizi de görecek miyiz?
- Evet ben de rol alacağım. Ama hikaye konusunda bir şey söyleyemem. Proje aşamasında konuşmayı sevmiyorum.

BASİT YAŞIYORUM

◊ Kızınız Zeyno ile yıllar sonra ilk kez geçtiğimiz günlerde objektife takıldınız. Neden onu magazinden soyutluyorsunuz?
- Aslında ben basit bir şekilde yaşıyorum. Uçlarda hareket etmediğim için bütün diğer ünlülerin şikayet ettiği şeyleri yaşamıyorum. Aile hayatımı ayrı bir dünyada tutabiliyorum. Gazete sayfalarında olmak isteseydik olurduk, gazetecilerin bulunduğu yerler belli sonuçta (gülüyor).

◊ “Babam oyuncu” kelimesini göz ardı mı ettiriyorsunuz?
- Oyunculuk profesyonel bir iş sonuçta. Başka işlerden bir farkı yok. Sadece benimki fazla göz önünde olan bir iş, o kadar.
Popüler bir dünyanın içindeyseniz, özel hayatınız kendi elinizde olmuyor.

KIZIM TEXAS’TA DOĞDU AMA KÜTÜĞÜ KARS’TA

◊ Kolunuzda Amerikan bayraklı bir Zeyno dövmesi görüyorum. Hikayesi nedir?
- Ben 40 yaşıma kadar “Dövme yaptırayım” demedim. Dövme yaptıranlara karşı değildim ama yaptırmayacağımı düşünüyordum. İnsanın hayatı çocuğu olunca değişir derler ya, doğru. Kızımı sürekli yanımda istedim. Sadece fotoğrafını bulundurmak yetmedi, adını kolumda görmek istedim. O yüzden yaptırdım. Zeyno Teksas’ta doğduğu için de Teksas’ı sembolize eden karakterlerle yazıldı. Kızım Teksas’ta doğdu ama yine de kütüğü Kars’ta. (Gülüyor)

KAZA GEÇİRDİK DİYE MOTORDAN İNMEYE NİYETİM YOK

◊ 2 sene önce ölümden döndüğünüz bir motor kazası geçirmiştiniz. Buraya motorla mı geldiniz?- Hayır ama motordan inmeye niyetim de yok. Neden bırakayım?
Keyifleniyorum motordan. Kazadan sonra da korkmadım. Neden korkayım? Kötü, büyük bir kazayı hafif atlattım, daha büyük sonuçlar olabilirdi. Ama doğru kıyafetleri giymiş olmam, eğitim almış olmam, kafamda kapalı bir kaskın olması en hafif şekilde atlatmamı sağladı. Çorbadan kıl çıktı diye çorba mı içmeyeyim!