Özge mi haklı öğrenci mi?

Güncelleme Tarihi:

Özge mi haklı öğrenci mi
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2017 15:05

Özge Ulusoy’un Kıbrıs Lefke Üniversitesi’ndeki söyleşi sırasında bir öğrencinin “Parasız yaşar mısınız?” sorusuyla başlayan diyaloğu, Ulusoy’un “Mankenler gidip fakirlerle mi çıksın yani?” cümlesiyle akıllara kazındı. Bu cümle hafta sonu çok konuşuldu. Konsey tartıştı: Öğrenci mi, yoksa Özge mi haklı?

Haberin Devamı

Ömür Gedik: Özge Ulusoy bunu durup dururken söylememiş ki. Öğrencilerden birinin “Neden mankenler hep zengin işadamlarıyla çıkıyor?” tarzındaki kışkırtıcı sorusuna bu yanıtı yapıştırmış. Ayrıca sevdim hazırcevaplığını. Öyle soruya böyle cevap!
Melike Karakartal:
Özge Ulusoy burada açıkça “hazine avcısı” imasına sinirlenmiş görünüyor. Kızgınlıkla söylenen sözler bağlamından kolaylıkla çıkarılabilen ifadelere dönüşür, farklı yankılanabilir.
Üstelik dünyada da pek çok örneği bulunan “manken-varlıklı işadamı” eşleşmesi varken... Görünen o ki, ilişkilere bakışı buna bir örnek teşkil etmiyor, bunu doğru cümlelerle ortaya koysaydı böyle bir tepki almazdı.
Türkiye’de ve dünyada mankenlerle ilgili böyle bir algı varken bu kurduğu cümlenin başka şekilde anlaşılması, tepki çekmemesi mümkün değil.

Haberin Devamı

Özge mi haklı öğrenci mi


Onur Baştürk:
Öğrencinin sorusu manasız. Özge’yi kışkırtmaya ve sinirlendirmeye çalışmış, apaçık belli. Özge de tuzağa düşmüş ve yanlış bir kelime kullanarak öğrencinin istediğini elde etmesine yardımcı olmuş.
Dolayısıyla kim haklı kim haksız sorusundan öte asıl mesele şu: Kim tuzak kurmuş, kim bu tuzağa şahane bir şekilde düşmüş?
Cengiz Semercioğlu:
Görüntülerin ham halini izledim, öğrenciler söyleşide akıl oyunları oynuyor Özge’ye.
Sorular sürekli mankenlerin para ve zengin adamlarla ilişkisini ima eden türden. Sonunda da başarıyorlar ve Özge’ye “Ne yani fakirlerle mi olsunlar” lafını ettiriyorlar.
Kendi bile hatırlamaz, yıllar önce Sinan Çetin’le “Prenses” filmi üzerine İstanbul Üniversitesi’nde bir söyleşide tartışmıştık böyle. Öğrenci karşısına çıkacaksanız, sağlam bir argümanınız olmalı, yoksa Özge gibi bir noktada çuvallarsınız.

Özge mi haklı öğrenci mi

ARI GİBİ ÇALIŞMAMA RAĞMEN

Özge Ulusoy, çok konuşulan o söyleşinin ardından sosyal medyada şu açıklamayı yaptı: “Beni ve meslektaşlarımı imalarıyla para avcısı olmakla suçlayan, 6 yıl sevgiyle emek verdiğim ilişkim süresince arı gibi çalışmama rağmen para odaklı olduğumu iddia ederek beni köşeye sıkıştırmaya çalışan kişiye cevabımın öyle olması gerekti.
Amacım da kendisine kendi zihniyetiyle cevap vermekti. Üstelik lafın sonunda ‘Sen eşinin kız arkadaşının eli ekmek tutsun, maddi durumu iyi olsun istemez misin’ deyince salonda bir alkış koptu. Ama onu gösteren yok tabii. Herkes anlamak istediği yerden anlayabilir.”

Haberin Devamı

"Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır"

Sarp Levendoğlu, Birce Akalay’dan boşanmasına neden olduğu iddia edilen Derya Şensoy’la ilk kez görüntülendi. Fenerbahçe-Real Madrid basketbol maçını birlikte izleyen çift, objektifleri görünce panikledi. Derya Şensoy, ilişki iddiası ortaya atıldığı dönem “Ben kimsenin yuvasını yıkmadım, söylenenlerin hepsi iftira” demişti.

Özge mi haklı öğrenci mi

Onur Baştürk: Sarp Levendoğlu, Birce Akalay’ın Can Tunalı ile ilişkisi ortaya çıkınca “Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır” diye imalı bir paylaşım yapmıştı ya hani. Şimdi Derya Şensoy’la onun da ilişkisi ortaya çıktığına göre -ki bu ilişkinin dumanı daha evliyken tütmeye başlamıştı- aynı cümleyi Birce Hanım da kurabilir o vakit: Gerçeklerin durmadan ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır diye diye...
Melike Karakartal: Evet, Derya Şensoy ve Sarp Levendoğlu’nun ilişki yaşadığı haberleri, Levendoğlu Birce Akalay’la evliyken çıkmıştı. Ayrılığın sebebi ihanet mi, yoksa ruhen anlaşmazlık yaşamak mı, ayrılık zamanı bir açıklama yapmadıkları için kafalar karıştı. Özel hayatlarını konuşmak istemiyor olabilirler, bu anlaşılabilir.
Ancak şöhretli isimler konuşmaktan kaçındıklarında, yoruma açık bir kapı bırakarak gerçekle ilgisi olmayan söylentilerin yayılmasına neden olabiliyorlar. Şu koşullarda ihanet var mı, ayrılığın sebebi neydi, bu ilişki ne zaman başladı, önce mi başladı, şimdi mi alevlendi bilemiyoruz. Panik olmanın ne alemi var, açıklık, samimiyet, dürüstlük, olduğu gibi görünmek ve yaşamak iyidir, zararı olmaz kimseye.
Cengiz Semercioğlu: Fenerbahçe-Real Madrid maçında tribündeydim, maç başlamadan önce ben de gördüm Sarp Levendoğlu ve Derya Şensoy’u...
Birce Akalay yeni ilişkisini deklare ettikten sonra belli ki onlar da rahatlamış. Birlikte maça gitmeleri de bu ilişkiyi artık gözlerden uzak yaşamayacaklarını gösteriyor. Zaten bu kadar uzun süredir susmalarından belli değil miydi aralarında bir şeyler olduğu...
Ömür Gedik: Ben buradan magazinci arkadaşları tebrik ediyorum. Sarp’le Birce arasında sorunların haberi çıktığı günün ertesi Derya Şensoy’un adını yazmışlardı. Herkes, magazincilere laf ediyor ama iki ay önceden böyle istihbaratlar da sadece onlarda oluyor.

Haberin Devamı

Bu fotoğraflar neden açık olsun ki?

Didem Soydan’ın Instagram profilinde farklı mayo modelleriyle banyoda verdiği pozları çok konuşuldu. “İşini yapıyor” diyen de oldu, “Fazla çıplak” bulan da. Konsey bu pozlar hakkında yorum yaptı.

Özge mi haklı öğrenci mi

 

Ömür Gedik: Didem Soydan, sosyal medyada keyifle takip ettiğim, tarzına bayıldığım biri. Banyodaki mayolu pozlarına bakarken de şahane göründüğünü düşünmüştüm. Açık seçik de bulmadım hiç.
Bu yaz plajlarda giymeyecek miyiz o mayoları? Bu fotoğraflar neden fazla açık olsun ki!
Melike Karakartal: Fazla çıplak bulmadım ama şık bir çekim olduğunu söyleyemem. Farklı firmaların ona gönderdiği mayoları giyerek bir nevi moda şovu yapmış ama Didem Soydan deyince akıllara her fotoğrafı incelikli düşünülmüş, styling konusuna kafa yorulmuş işler gelir. “Banyoda selfie” onun kalemi gibi değil, alelade görünüyor, bu tip çekimleri bedenini sergileyerek beğeni toplayan çok takipçili kızlar da yapıyor, daha şık bir iş yapabilirdi.
Onur Baştürk: Melike’ye katılıyorum, çekimler çok kötü ve sıradan. Didem Soydan’a yakışmamış. Ya uğraşmak istememiş ya da böyle takılmak hoşuna gitmiş. Yoksa mayolar açık filan değil. Ne alakası var? Ömür’ün dediği gibi bu mayoları yazın tüm kadınların üzerinde görüyoruz sonuçta. Kapalı mayo mu olur zaten? İyice muhafazakâr olduk!
Cengiz Semercioğlu: Bugün dünyada Didem Soydan’ın fiziğine sahip, bırakın model olmayı pek çok kadın Didem’in paylaştığı fotoğraflardan fazlasını paylaşır. Didem gibi olmayanlar bile neler paylaşıyor. Üstelik bu kadının işi modellik, mankenlik. Bırakın da paylaşsın bu fotoğrafları.
Kaldı ki paylaştıklarında hiçbir şey yok. Mayolu haliyle banyoda... Ne var bunda? Korkarım Didem gibi batı standartlarında bir modelimizi bile konservatif bir çizgiye çektik...

Haberin Devamı

‘Arıza ilişki’ bağımlısı

Meryem Uzerli bir mekan çıkışı gazetecilerin, “Alp Özcan’la ihanet yüzünden mi ayrıldınız?” sorusuna “O adamı artık konuşmayalım” diye yanıt verdi. Konsey, Can Ateş’ten Alp Özcan’a uzanan zincirde Meryem Uzerli’nin ilişkilerini değerlendirdi.

Özge mi haklı öğrenci mi


Onur Baştürk:
Meryem böyle giderse mutlu olmayacak gibi görünüyor. Çünkü o da habire yanlış adamları seçtiğini biliyor. Ama ben bu yanlış adamlarla anlık mutluluklar yaşadığını düşünüyorum. Bu yüzden çok da umru değil ilişkinin gün gelip de bitmesi. Arızayı, arıza çıkaranı seven kadınlar vardır. Meryem de onlardan biri olabilir. Bu ilişki türüne bağımlı da olabilir. Yani Meryem bu tarz ilişki modeliyle mutludur, kim bilir?
Ömür Gedik:
Meryem, konuyu uzatmamış, “konuşmak istemiyorum” diyerek gayet doğru bir yol izlemiş aslında. Bazen kötü tecrübeler doğru insanların habercisi olur. Meryem’in karşısına da daha iyi anlaşacağı biri çıkar inşallah. 
Cengiz Semercioğlu: Meryem geçen yıl Altın Kelebek’te “Hayatımda doğru adamı seçemiyorum, burada en iyi erkek oyuncuyu açıklıyorum” diyerek olayı özetlemişti . Meryem’in bize görünen yüzü çok eğlenceli...
Belki de görmediğimiz yüzünde, ilişkilerinde bambaşka bir Meryem ortaya çıkıyor. Bu kadar ilişki yürütemediğine göre, problemi Meryem’de de aramaya başladım.
Melike Karakartal: Meryem ya ruhen kendine uymayacak adamlar ya da kendine güvenli gibi görünen, fakat başka kadınların beğenisi üzerinden kendine güven tesis etmeye çalışan özgüvensiz erkekler seçiyor. Ortada “aldatılma” kelimesi dolaşıyorsa bu iki seçenekten başka ihtimal kalmıyor.

Haberin Devamı

Estetik yok, aplikasyon
müdahalesi var!

Konsey’den bir ‘poz’ yorumu daha! Bu kez konu Seda Sayan’ın profilinde paylaştığı ve “Yeni estetik yaptırmış” diye yorumlanan poz. Peki gerçekten Seda Sayan estetiği fazla mı abartmış?

Özge mi haklı öğrenci mi


Melike Karakartal: Çok abartılacak bir estetik durumu göremedim, müdahale var yüzünde ancak kötü bir örnek değil Sayan’ınki. Kaşları doğal görünmüyor sadece, kaşlar ifadeyi belirlediği için bakan kişiyi rahatlıkla yanıltabilir. Genel olarak iyi görünüyor, bence yorumlar biraz abartılı olmuş.
Cengiz Semercioğlu: Instagram fotoğraflarında neyin estetik neyin filtre uygulama olduğunu anlayamıyoruz artık. Yüzü pürüzsüz gösteren akıllı telefon uygulamaları da var hatta, geçen hafta Ebru Şallı fotoğrafında gördüğümüz gibi boyu uzatan uygulamalar da var. Seda Sayan haftanın 5 günü canlı yayına çıkıyor ekrana, yüzünde anormal bir durum olsa ortalık yıkılmaz mıydı?
Onur Baştürk:
Bence de estetik yok, aplikasyon müdahalesi var. Mesela kadınların çok sık kullandığı Face Tune diye bir aplikasyon var. İnanılmaz rötuşlar yapıyor fotoğrafa. İnceltiyor, uzatıyor, cildi pürüzsüz hale getiriyor. Artık herkes Nihat Odabaşı oldu yani.
Ömür Gedik:
Söz konusu Instagram fotoğraflarına baktım; estetikli ama bilgisayar estetikli gibi geldi bana. Özellikle kadınlar arasında yaygın olan Insta Beauty, Meitu gibi fotoğraf güzelleştiren, cildi pürüzsüzleştiren, hatta istenirse yüzün şeklini bile biraz değiştiren uygulamaları kullanmış bence.

Deniz’in kazanacağı
para normal

Deniz Seki, 5 Haziran’da tahliye oluyor. Şimdilerde “Şu kadar milyona konser anlaşması yaptı” haberleri ve yeni kitabındaki Ali Ağaoğlu çıkışıyla gündemde. Konsey hem bu rakamların doğruluğunu tartıştı hem de Seki’nin Ağaoğlu’nun kadınlara bakışına yanıt verdiği o cümleleri...

Özge mi haklı öğrenci mi

 

Ömür Gedik: Deniz Seki’nin dışarı çıktığında çok konser vereceğini tahmin ediyoruz zaten. Fiyatı da yüksek olacaktır. Normal. Ali Ağaoğlu ve kadınları hakkında yazdıkları ise hepimizin içinden geçenler. Kadınların bu şekilde küçük düşürüldüğü her duruma tepkimiz, lafımız, eleştirimiz böyle olur.
Melike Karakartal: Seki şimdi kendine yeni bir hayat kuracak. Uzun süren ayrılıktan sonra geri dönüşü nasıl olacak, neler yapacak, bu elbette herkesin merak ettiği bir konu. Abartılı haberler olacaktır dolayısıyla. Bana kalırsa bu abartılı hallerin önüne geçmek, kendi ruh halini olduğu gibi ortaya dökmek için yazdı o kitabı. Ağaoğlu ile ilgili olan kısımda, kadınların tarafından bakıyor. Kadınlar bu durumdan memnun ya da değil, ama çok tuhaf bir bakış var ortada. Kadınlar bir adamın eşyası gibi. Adamın ismi ortada ama kadınların ismi yok. “Ortanca eş” “büyük eş” diye biliniyorlar ve Seki, bu durumun acayipliğini dile getirmiş. Az bile söylemiş.
Onur Baştürk: Deniz’in kazanacağı paralar normal ama bunun durup durup haber yapılması anormal. Sanki bu kez de Deniz hakkında, “Bak mağduriyetini paraya çevirdi” gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ali Ağaoğlu hakkında isim vermeden söyledikleri ise gayet usturuplu ve içinden geçen samimi cümleler. Kadın ya da erkek, ünlü ya da ünsüz fark etmez; kim olsa sinirlenir/kızar Ağaoğlu’nun kadınlara bakışına. Deniz de doğru olanı yapmış. Mert davranmış.
Cengiz Semercioğlu: Deniz Seki’nin bundan 6 ay önce 1.6 milyon dolarlık konser anlaşması yaptığını yazan benim. Deniz iyi şarkıcı, bir de üzerine artık mağduriyeti var. İlgi görmemesi mümkün mü? Ali Ağaoğlu hakkında yazdıklarını ise hapishane psikolojisi olarak değerlendiriyorum. Daha geçen hafta Murat Boz, Ağaoğlu’nun projesinde konser verdi. Sezen Aksu, Uludağ’daki otelinde çıktı. Yarın Deniz bir Ağaoğlu projesinde sahneye çıkarsa bu satırlar önüne getirilir. Biz gazeteciler işadamlarını eleştirebiliriz, popçular da eleştirebilir ama bunu kitaplara konu edecek kadar vites büyütmemeli...

Özge mi haklı öğrenci mi

Bu hafta Sinefil'de Her Şey Mümkün!

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!