Güncelleme Tarihi:
Unitravel ev sahipliğinde gerçekleşen gençlik festivali “Spring Break 2016”, önceki gün sona erdi. Antalya Kemer Orange County Hotel’de gerçekleşen festivalde Erdem Kınay, Cihat Uğurel, Emrah Göktaş, Wolfson, Blackloud ve David Şaboy gibi ünlü DJ’ler, dinleyicilere müzik şöleni yaşattı. Festivalin kapanışını ise sunucu ÖyküSerter, dikkat çeken DJ performansı ile yaptı. Yaklaşık 2 bin kişi, ellerindeki Türk bayraklarıyla Serter’in çaldığı gençlik marşına eşlik etti. Meslek hayatına başladığı meslek olan DJ’likle dinleyicilerin karşısına geçen Öykü Serter, performans sonrasında açıklamalarda bulundu.
Ekranda sivri dilli olmasının kimi zaman tepki çektiğini belirten Serter, “ İnsanlar bazen eleştiriyor, kavgalı, gürültülü bir de doğru düzgün bir şey sun diye. Ama bizde reality böyle oluyor. Ben reality sunucusuyum ve Türkiye’de bunu ilk yapan, jargonunu oluşturan benim. Bu anlamda şuan istediğim bir şeyi yaptığımı söyleyemem. Ama müzik yarışmalarımın hepsinde çok mutluydum. Akademi, Rising… Hep mutluydum. Çünkü gerçekten Allah vergisi bir yetenek üzerinden iş yapılıyordu. Bir manipülasyon ya da reality içerisinde olan bir durum değil, ortada bir yetenek vardı. Ben oraya güzelim ya da iki lafı bir araya getirebiliyorum diye de konmadım. Aklım var fikrim var. Ortamın gerektirdiği bir duruş var. Her şey anlık, televizyon böyle bir şey. O zaman da benim orada söylediğim söz, benim fikrim. Gerekiyorsa da söylerim. Taraf oluyorsam olurum. Sunucu tarafsız olmalı. Neye tarafsız, kime tarafsız? Orada adaletle ilgili bir problem varsa tabii ki taraf olmak zorundayım” dedi.
Kendi zirvemde değilim
Kariyerinde yurt dışından örnek aldığını ve zaman içerisinde ideallerinin köreldiğini belirten Serter ,“Dünyada televizyonculuk neyse, ekranda bir proje nasıl sunuluyorsa onları takip ediyorum. O anlamda benim hiç Türkiye’yle işim yok. Bir şekilde buraya adapte etmeye çalışıyorum mecburen. Elindeki malzeme zaten Türk insanı ve o insanın dokusu, doğruları, örfü, geleneği, adeti o doku içerisinde dünyayı uygulamak zorunda kalıyorum. Ama tabii ki yapmak istediğim şeyleri benim burada yapabilmem için daha çok zaman var. Kendi zirvemde değilim. Çünkü Türk televizyonunda, medyada kadının olabileceği sınırlar var. Haber spikeri, kadın kuşağı programı… Gece şovu yapan bir kadın yok mesela. Bunu yapmak istediğimden değil, istemem zaten. Gece şovu da bizde zaten gece şovu gibi değil. Çünkü bizim şöhretlilerimiz, ünlülerimiz de o esprilere eşlik edebilecek özgüven olsaydı eğer… O şakalara bozulduğu anda ekranda iş bitiyor. Dünyadaki gece şovlarına bakarsanız saçmalamak ve eğlenmek için bir aradalar. O yüzden bizden çok fazla pozitif iş çıkamıyor. Hep bir kavga, gürültü, tartışma… Ben istemez miyim eğleneyim? Ünlülerin kendi zayıflıklarını, özelliklerini ortaya koyabilecek bir şeyler olması lazım. Saturday Night Live diye bir şey var, kaç yıldır gidiyor. Amerika’da Biri Bizi Gözetliyor on beş sene önce başladı, kadın benden beş sene önce başlamıştı hala sunuyor. Bizde niye bitti? Bitti, tüketiliyor” dedi.
Geleneksel ve mutaassıp bir kadınım
Günümüzde ilişkilerin çok çabuk ilerlediği ve tüketildiğine de değinen Serter “Ben mahremime çok önem veririm. Benim kadar özenli mahrem yaşayacak bir karşılığımı bulamadığım için de hayatımda kimse yok. Sosyal medyadan tanışılıp, iki yemek yiyip sonra da beraber olunuyor. Aslında marjinal gibi görünüp de çok geleneksel, klasik, bir o kadar da mutaassıp bir kadınım. Bu tarafa baktığım zaman ilişkilerin o çerçevede kalmadığını görüyorum. Üzüleceğime de yalnız kalırım, yalnız kalmaktan da hoşlanıyorum.” dedi. Çocuk yapmayı da istediğini dile getiren Serter, “Bunun için bir de baba lazım, gerçek bir baba lazım. Benim babam ve kafamdaki tablo kusursuz olduğu için yok yani… Babamızın yerine sevemiyoruz. Ama dediğim gibi hala umudumu yitirmedim” dedi.