Ona 'Ahlaksız düşes' adını takmışlardı: Varlık içinde başlayan hayatı huzurevinde son buldu
Güncelleme Tarihi:
İlk bakışta yaptıkları işin sıradan bir parçası gibi görünen sevişme sahneleri ünlü oyuncuların da kafasını meşgul eden bir durum. Son projesinde, tarihe "ahlaksız düşes" olarak geçen bir kadını canlandıran güzel yıldızın açıklamaları da işin bu yanını bir kez daha gündeme getirdi. Foy'un rol aldığı bu projenin bu kadar konuşulmasının nedeni ise yapımda hayatı konu edilen kadın. Yani bir döneme "ahlaksız düşes" olarak adı yazılan Margaret Campbell.
HAYATI GERÇEKTEN DE FİLM GİBİ
Çok varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gözlerini açan, güzelliğiyle toplumda çok dikkat çeken, ilk evliliğinde zengin bir adamın, ikincisinde de bir dükün karısı olan ama hayatı beş parasız bir şekilde bir huzurevinde son bulan Campbell... Onun yaşam öyküsünden esinlenen A Very British Scandal adlı dizi hem artık tarihin tozlu sayfalarına karışmış olan bu kadını gündeme getirmesi hem de onu canlandıran Claire Foy'un yaptığı açıklamalarla konuşuluyor.
'BİR KADIN OLARAK KENDİNİZİ SÖMÜRÜLMÜŞ HİSSEDİYORSUNUZ'
A Very British Scandal adlı mini dizide kamera karşısına geçen Claire Foy, senaryo gereği oynadığı sevişme sahnelerinde ne hissettiği hakkında konuştu. BBC Radio 4'e bir röportaj veren 37 yaşındaki Foy, kamera karşısındaki sevişme sahnelerinin tehlikesinden söz edip "bir kadın olarak kendinizi sömürülmüş hissediyorsunuz" dedi.
'YAPABİLECEĞİNİZ EN TATSIZ ŞEY'
Claire Foy dizide, 1963 yılında adının karıştığı skandal nedeniyle "ahlaksız düşes" olarak anılan Margareth Campbell'ı canlandırdığı dizinin cüretkar sahneleri hakkında şunları söyledi: "Eğer bir kadınsanız ve kamera karşısında "sahte" seks sahneleri çekiyorsanız, kendinizi sömürülmüş hissediyorsunuz. Herkes size böyle hissetmemeniz gerektiğini söyler. Ama ne yazık ki işin gerçeği bu." Foy, bu tür sahneleri "yapabileceğiniz en tatsız şey" olarak da nitelendirdi.
'YİNE DE TÜNELİN UCUNDA BİR IŞIK VAR'
Oyuncu, bu "sömürülmüşlük" duygusuna rağmen, sektörün durumuna bakılırsa tünelin ucunda bir ışık göründüğünü de sözlerine ekledi. "Bir bütün olarak her ne kadar sinema endüstrisinde kat edilecek çok yol varsa da kadınların nihayet seslerinin duyulduğunu görmek takdir edilecek bir durum" diye konuştu.
AŞIRI ZENGİNLİĞİN İÇİNDE BAŞLAYIP HUZUREVİNDE SONA EREN BİR YAŞAM
Claire Foy'un A Very British Scandal adlı mini dizide canlandırdığı Margaret Campbell'e gelirsek... Aslında tarih sayfalarına adı "ahlaksız düşes" olarak yazılan Campbell'ın hayatı gerçekten de filmlere konu olacak türden. Böyle anılmasının nedeni ise Argyll Dükü Ian Campbell ile evli olmasına rağmen bakanlardan kraliyet ailesi üyelerine oradan Hollywood oyuncularına kadar bir dizi erkekle yaşadığı ilişkiler, ortaya saçılan müstehcen fotoğrafları, olaylı boşanması ve bu dava sırasında kocasının onun aleyhine yaptıkları.
ÇOK ZENGİN BİR AİLEDE DÜNYAYA GÖZLERİNİ AÇTI
1912 yılında Margaret Whigham adıyla İskoç bir milyarderin kızı olarak dünyaya geldi Margaret Campbell. Hayatının ilk 14 yılını da New York'ta geçirdi. Yetişme çağında da dillere destan güzelliğiyle sosyetenin gözbebeği oldu. O yıllarda dönemin en çapkın erkeklerinden biri olarak nitelendirilen Aly Khan ve milyarder Glen Kidston ile yaşadığı ilişkilerle konuşuldu.
DAVID NIVEN'DAN HAMİLE KALDI
Ama toplum içinde adının daha fazla duyulması dönemin en ünlü oyuncularından David Niven'dan hamile kalması oldu. O sırada Margaret Campbell 15, David Niven ise 18 yaşındaydı. Margaret Cambpell ya da o dönemdeki adıyla Margaret Whigham, ilk evliliğini 1933 yılında Amerikalı Charles Sweeny ile yaptı. O düğün gerçekten de çok gösterişli oldu ve yankıları da uzun süre devam etti. Bu evlilikten üç tane çocukları oldu. Bunlardan iki tanesi hayatta kaldı ama biri ölü doğdu. Fakat çiftin evliliği çok uzun sürmedi, 1947'de boşandılar.
DÜK İLE EVLENDİ
Margaret'in Argyll Düşesi olarak anılmasını sağlayan evlilik ise 1951 yılında gerçekleşti. O dönemde 38 yaşında olan Margaret, Agryll Dükü Ian Douglas Campbell ile yine gösterişli bir törenle hayatını birleştirdi. Bu, Margaret'in ikinci, Ian Argyll'ın ise üçüncü evliliğiydi. Çift, gösterişli hayatlarına İskoçya'daki Inverary Şatosu'nda başladı. Başlarda evlilikleri iyi gitse de birkaç yıl sonra işler rayından çıkmaya başladı. Duke Ian Campbell, ilişkilerinin bozulmasından karısı Margaret'i sorumlu tuttu. Onun yaşadığı yasak aşklarla dolu hayatın evliliklerini geri dönülmez bir noktaya getirdiğini ileri sürdü. 1959 yılında uzun süre gündemde kalan, hakkında dizi dizi söylentiler üretilen boşanma davası da başladı.
KOCASI ÇIPLAK FOTOĞRAFLARINI BULDU
Dük Campbell, karısının aleyhine delil toplamak için Londra'daki evini karıştırırken bir dolapta Margaret'in müstehcen fotoğraflarıyla bazı mektuplar buldu. Bu fotoğraflardan birinde Margaret, üzerinde bir inci kolyeden başka hiçbir şey bulunmaz bir şekilde bir erkekle birlikte görülüyordu. Bir diğer poz ise o dönemde kamuoyunun hafızasına "başsız adam" olarak geçti. O karede Margaret ve omuzundan yukarısı görünmeyen bir adam çıplak bir şekilde objektife poz veriyordu. Margaret Campbell, yanındaki o "başsız adamın" kim olduğunu hiçbir zaman açıklamadı.
88 KİŞİLİK SEVGİLİ LİSTESİ HAZIRLADI
Dük Campbell bu aramalar sırasında karısının ilişkide olduğunu düşündüğü 88 erkeğin isimlerinden oluşan bir liste hazırladı. Bu listede yer alan isimler arasında bakanlar, Hollywood yıldızları ve kraliyet ailesinden de üç kişi vardı. Bu çok konuşulan boşanma davası 1963 yılında sonuçlandı.
'AHLAKSIZ DÜŞES' DİYE ANMAYA BAŞLADILAR
O tarihe kadar Margaret Campbell, kamuoyunun hafızasına çoktan "kirli düşes" olarak kazınmıştı bile. Boşanmanın ardından birkaç başarısız girişimde bulunan Campbell, popülerliğini de yavaş yavaş yitirdi. Elbette sahip olduğu servet de ellerinden uçup gitti.
BİR HUZUREVİNDE HAYATA VEDA ETTİ
1978 yılında o kadar borçlanmıştı ki hizmetçisiyle birlikte Grosvenor Otel'de bir suite taşınmak zorunda kaldı. Fakat otel faturasını ödeyemediği için bir apartman dairesine çıktı. Margaret Campbell'in gösterişli ve skandallarla dolu hayatı 1993 yılında Pimlico'da bir huzur evinde son buldu. ilk eşi Charles Sweeney'in yanında toprağa verildi.
İşte Margaret Campbell'in, çok zengin bir ailenin kızı olarak başlayan, gösterişli ortamlarda skandallarla devam eden ve kaldığı huzurevinde sona eren yaşamı Claire Foy'un onu canlandırdığı A Very British Scandal adlı yapıma konu oldu. The Crown dizisinde Kraliçe 2. Elizabeth'i canlandırarak olumlu puan toplayan Foy'a dizide Düm Campbell'ı Paul Bettany canlandırıyor.
'İNTİKAM PORNOSU'NUN İLK KURBANI
Claire Foy, dizide canlandırdığı Margaret Campbell'ın aslında "intikam pornosuna kurban giden ilk kadın" olduğunu söylemişti bir röportajında. 1963 yılında görülen boşanma davası sırasında Margaret Campbell'ın bütün özel fotoğrafları, yazışmaları gazetelerde birinci sayfa haberi olmuştu. Claire Foy canlandırdığı karakter hakkında şöyle konuşmuştu: " Hayatı boyunca istediği her şeyi elde etti. Sanırım, Margaret'in sıkıcı ve ilgi çekici olamama korkusu vardı. Bence bu diziyi izleyen insanlar da ondan çok fazla hoşlanmayacak."
Dizinin senaryo yazarı ise Margaret Campbell'i şöyle tanımladı: " O erkekleri hep sevdi. Her şey onun güzel olmasıyla, erkeklerin hep dikkatini çekmesiyle ilgiliydi. Onun için her şey, erkekleri mutlu etmek ve onların sizi sevmesini sağlamaktı. Ahlaki durumu bir yana bırakırsak, Margaret bence cinsellik konusunda cesur, çekici ve atılgandı. Bu yüzden de cezalandırıldı."
ASLINDA BÖYLE BİR HAKKI YOKTU
Margaret Campbell'ın eşi Ian Campbell'ın onun çıplak fotoğraflarını bulması ve bunu boşanma davası sırasında kullanması da "intikam pornosu" olarak adlandırılan bu durumun ilk örneklerinden biri olarak nitelendiriliyor. Oysa günümüzün yaklaşımıyla bir kişinin kendi rızasıyla çektirdiği özel fotoğraflarını, onun iznini almadan habersiz olarak üçüncü kişilerle paylaşma hakkı bulunmuyor. Zaten Campbell çiftinin boşanma davası sırasında da en çok bu özel fotoğraflar gündemde tutuldu. Ian Campbell her ne kadar karısını uyuşturucu kullanma, hırsızlık, şiddet ve sahtekarlıkla da suçlasa da hep bu özel fotoğrafları ön plana çıkarıldı. Bu özel fotoğraflar halkı bir anlamda büyüledi ve skandalı iyice büyüttü. Sonunda da Margaret Campbell, her şeyini kaybetmiş bir halde ortada kaldı.