Nur Yerlitaş’ın o açıklaması hataydı

- Ömür Gedik: Hadise’nin de, annesinin de ve Nur Yerlitaş’ın da Hadise’nin ablasıyla problemi var. Sanat dünyasında akrabalarıyla sorunsuz çalışan pek çok sanatçı varken Hadise cephesinde hep bir sorun söz konusuydu.

İntihara teşebbüs eden annelerinin mektubundan ve Hadise’nin işleri ayırma kararından da anlaşılacağı üzere, sorun bugüne dek devam etmiş. Bu intihar teşebbüsü er ya da geç ortaya çıkacaktı tabii ama keşke kıvılcımı ateşleyen Nur Yerlitaş olmasaydı.

Durup dururken Hadise’nin tepkisini çekti. Olay baştan sona üzücü. Açıkgöz ailesine geçmiş olsun diyorum. Hayatlarında yanlış giden şeyleri düzeltmek adına bu olaydan bir ders çıkarmışlardır umarım.

- Onur Baştürk: “Bana doktor sordular ama teşekkür etmediler” ne kadar ayıp bir söz. Üstelik bunu televizyon kanalına bağlanarak açıklamak. İnsanlar zor durumdayken birbirlerini ararlar, yardım isterler.

O anda teşekkür etmeyi de unutabilirler, gayet doğal. Nur Yerlitaş’ın cümlesi çok yersiz olmuş maalesef.

Ben intihar mektubunun bir iştahla yayınlanmasını da tuhaf buluyorum. Çok özel bir şey o. Mektuptaki bütün detaylar keşke yayınlanmasaydı. Sanki biri özellikle sızdırmış gibi bu mektubu.

- Cengiz Semercioğlu: Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya, Hadise bin musibet yaşamasına rağmen kendisine söylenenleri dinlemedi, eleştirileri kulak arkası etti. Sonunda çok geç olsa da doğru kararı aldı ve kardeşleriyle yolunu ayırdı. Ünlüler dünyasında bu akraba meselesi çoğu zaman sıkıntıdır. İnsan kardeşinin kötülüğünü istemez ama bu iyi niyet de bir markayı yönetmeye yetmeyebilir.

Hadise yıllardır kötü yönetiliyordu, şu son 6 ayda bile yaşadıklarına bakın: Hacizler, Londra Moda Haftası bilet parası, annesinin intihar teşebbüsü gibi haberlerle gündemde...

Neden? Çünkü kötü yönetiliyor...

Bu yüzden başkasına değil, kendisine kızsın diyorum.

 YANINA HER GELENE ‘HOŞ GELDiN’ DEME O ZAMAN

Rafet El Roman, Bodrum’da görüntülendiği iki genç kadının kendisine magazinciler tarafından gönderildiğini, 20’li yaşlarda değil 30’larında olduklarını söyledi ve medyaya ateş püskürdü. “Yaşıtım bir kadına âşık olmak istiyorum” diyen Roman’ın bitmeyen genç sevgili sorunsalına konsey ne diyor?

- Ömür Gedik: Rafet El Roman “Yaşıtım bir kadına âşık olmak istiyorum” diyor ama etrafından da genç kızlar eksik olmuyor. Kızlar da belli ki onun peşini bırakmıyor. Niyeti küçük yaştaki kızlardan uzaklaşmaksa, çevresini biraz değiştirmesi ve her “Gel buluşalım” diyeni buyur etmemesi gerek.

Umarım aradığı aşkı ve düzenli ilişkiyi bulur.

- Onur Baştürk: Cidden anlamadım, “Magazinciler gönderdi” ne demek? Magazinciler cast ajansı mı?

Çok manasız geldi bu açıklama bana. Aynı şekilde Rafet El Roman’ın yaşıtı birini bulamamış olması da ne bizi ne de başkalarını ilgilendiriyor.

Kendini bu kadar önemseyenler diyarından koşaradım kaçmak istiyorum.

- Cengiz Semercioğlu: Ben bu ünlülerin dönüp aynaya bakmak yerine her olayda suçu magazin basınına atmalarını anlamıyorum. “Neden bu benim başıma geliyor?” diye kendilerine sorsalar, belki çözümünü de bulacaklar.

Rafet de öyle... Kâh spordan tanıştığı arkadaşı, kâh hayranı, kâh yaşı küçük arkadaşlarıyla görülüyor.

Son olayda da “Kadınları magazinciler gönderdi yanıma” diyor.

Öyle bir şey yok da hadi diyelim doğru, başkasının yanına niye göndermiyorlar kardeşim de Rafet’e yapıyorlar bunu! Yanına gelen her kadına “Hoş geldin” deme o zaman.

GÜLŞEN DOĞRU OLANI YAPTI

Ordu’da konser veren Gülşen, kendisine “Başkan geliyor, çorabını çek” diyen sunucuya ateş püskürdü. Gülşen’in tepkisine ne diyorsunuz...

- Ömür Gedik: Sunucu kime ne dediğini şaşırmış, görev tanımının dışına çıkmış. Gülşen’in tepkisini haklı buluyorum. Yine de kimsenin ekmeğiyle oynamamak lazım. Sunucu eminim hatasını anlamıştır, Ordu Belediye Başkanı’na sesleniyorum; sunucunuz bu olay yüzünden işinden olmasın.

- Onur Baştürk: Tabii ki normal değil! Böyle bir şey olabilir mi? Gülşen doğru olanı yapmış. Tepkisini anında orada vererek, sinmeyerek, güçlü ve dik durarak olayın manasızlığını herkese iletmiş. Kimse kimseye “Şu kıyafetini düzelt” diyemez. 

- Cengiz Semercioğlu: Sunucunun “çorap” dediği çorap değil... Dekolte desen dekolte değil çünkü çok daha fazlası Gülşen’in mini eteğinde ve dansçılarında var... Öyleyse olay ne?

Belki espri yapıyor, belki hiçbir samimiyeti olmadığı Gülşen’e takılmaya çalışıyor ama neresinden baksan saçmalık...

Gülşen tepki göstermeseydi garip olurdu zaten. Doğrusunu yaptı...

BÜYÜK NEFRETLER BÜYÜK AŞKLA BAŞLAR

Berk Oktay’ın çıplak fotoğraflarının eşi tarafından yayıldığı iddia edildi. Neden en büyük ve kötü hamleler hep insanın en yakınındakilerden geliyor?

- Ömür Gedik: Birbirlerinin çocukluk aşkı olan bu çiftin evlendikten sonra düşmana dönüşmesi çok üzücü.

En büyük aşklar nefretle başlar derler. Sanırım en büyük nefretler de büyük aşklardan sonra başlıyor.

- Onur Baştürk: Durun bir dakika! Bu Berk Oktay’ın iddiası.

Siber Suçlar raporunu incelemiş ve “Baş şüpheli Merve” demiş. Doğru mu değil mi bilmiyoruz.

Bu açıklamanın amacını da... Dolayısıyla bizim hemen bir yargıya varmamız çok doğru olmaz.

İki taraflı düşünmek lazım. Bir kere insan kendisinin de çıplak göründüğü fotoğrafları neden yaysın? Ve bir avukat neden böyle bir açıklama yapma gereği duysun? Bu noktada Merve Hanım’a söz hakkı doğuyor, bakalım o ne diyecek? 

- Cengiz Semercioğlu: Son dönemde en şaşırdığım olaylardan biri oldu bu. Hâlâ da inanamıyorum, insan hem kendi hem kocasının uygunsuz fotoğraflarını neden servis eder?

Üstelik Berk’in eşi Merve Şarapçıoğlu avukat, bunun suç olduğunu en iyi bilecek kişilerden biri.

İnsan eşine bile güvenemeyecekse kime güvenecek, bu modern zamanlar meselesinde işin çivisi çıktı artık...

HANGiMiZ CiLVELEŞiRKEN ŞEKiLDEN ŞEKLE GiRMiYORUZ?

Umut Evirgen’in plajda Tuba Büyüküstün’e sarılarak öptüğü görüntülere tepki yağdı. Açık alanda bu kadar samimiyet fazla mı? Konsey yorumlarını alalım.

- Ömür Gedik: Kimine göre fazla, kimine göre normal bir yakınlaşma bu. Göreceli bir durum. Ama eminim ki Tuba da Umut da bundan sonra böyle fotoğraflanıp önümüze konulma ihtimaline karşı daha dikkatli olmak isteyecekler.

- Onur Baştürk: “Açık alanda bu kadar samimiyet fazla mı?” çok tehlikeli bir soru. İki sevgiliden bahsediyoruz. Elbette samimi olacaklar.

Samimiyetlerinin derecesini bizler ölçüp yargılama hakkına sahip değiliz. Bunun beş adım ötesi “The Handmaid’s Tale” dizisindeki totaliter ortamla aynı.

Aslında herkes Umut’un dilini çıkardığı o fotoğrafa takılmış.

Bu da olabilir. Hangimiz sevgilimizle cilveleşirken şekilden şekle girmiyoruz ki? Ti’ye alalım tamam, ama yargılamayalım....  

- Cengiz Semercioğlu: Bu yaz güneyden gelmiş en iyi çift fotoğraflarında ilk sıraya koyarım bu kareleri...

Bekar bir adam, bekar bir kadın, şezlongda samimi şekilde yatmalarının nesinden rahatsız oluyoruz?

Kadına şiddet uygulayan, kötü davranan kareleri, kadını kesip biçip öldürenleri tartışacağımıza şu aşk karelerini tartışıyoruz!

Bunlarda şiddet yok, sevgi var. Sevginin de korkulacak bir tarafı yoktur.

ALDATILMANIN SERENAY KRİTERİ

Uğur Akkuş’un eski eşi Gonca Sağlam, Ebru Şallı için “Karşımda bir Serenay Sarıkaya olsaydı daha kötü olurdum ama Ebru Şallı’da o kadar da kötü olmadım” dedi. Bu planlanmış bir intikam cümlesi mi, haklılık payı var mı?

- Ömür Gedik: Gonca Hanım belli ki Ebru Şallı’nın canını yakmak istiyor. Bir kadının kendisini kötü hissetmesini sağlamak istiyorsanız onu beğenmediğinizi söyleyin yeter zaten.

Gonca Sağlam’ın aklına Serenay Sarıkaya nereden gelmiş acaba, onu da merak ettim doğrusu. Ama yanlış yapmış. Çıtayı Serenay’la o kadar yükseğe koymasaydı, can yakma konusunda daha etkili olurdu.

- Onur Baştürk: Off, böyle söylenir mi yahu?  Ne demek şimdi bu? Şu demek: “Serenay olsa içim cız etmeyecekti, hatta hak verecektim. Ama Ebru olunca ‘Aman ya, bu muymuş’ oldum”.

Oysa aldatılmanın A kişisi B kişisi mi olur?

Yoksa kadınlar gerçekten hep böyle mi düşünüyor?

- Cengiz Semercioğlu: Yuvası yıkılmış bir kadın var ortada...

Hani bu kadarını dediyse yine iyi valla!

Ebru Şallı için çok daha sert konuşabilirdi... Gonca Hanım’ın bu konuyla ilgili yaptığı açıklamalar, geçmişte söyledikleri ortada... Ben elbette bu meselede Ebru Şallı tarafında olamayacağım.

NE DERSENiZ DEYiN NUSRET OLDU ARKADAŞLAR

Mykonos’ta star gibi gezen ve herkesin fotoğraf çektirdiği Nusret’in bu durumunu değerlendirelim. Nusret’in en şöhretli ünlülerden daha fazla ilgi görmesine ne diyorsunuz?

- Ömür Gedik: Şöhret artık sadece topçu ve popçularda değil. Farklı alanlar da dünyaca ünlü şöhretler çıkarabiliyor işte.

Üstelik bizden ünü Türkiye sınırlarını aşmış fazla kişi yokken, Nusret uluslararası bir şöhretin keyfini yaşıyor. Etli bıçaklı videolarını hiç sevmiyor ve onaylamıyorum ama yakaladığı şöhreti de inkar edemeyeceğim.

- Onur Baştürk: E normal değil mi? Nusret artık ünlü bir fenomen. Mykonos’ta ilgi görmesi bana tuhaf gelmiyor. Şimdi de “Peşine cast taktı” diyebilirler.

Ama adam cidden uluslararası ünlü oldu yani.

- Cengiz Semercioğlu: Nusret oldu arkadaşlar. Bu kadar popülerite PR’la açıklanacak bir durum değildir. Herkes gitsin PR şirketine milyon dolarlar versin bakalım bu başarıyı yakalayabiliyor mu?

Biz yükseleni paçasından aşağı çekmeyi severiz. Nusret başka bir yerde olsa, hiç değilse ülkenin tanıtımını yapıyor diye desteklenir.

TARKAN’IN EMZiRME KOÇU TUTMASI...

Bir iddia şimdilik ama yine de konuşulur. Tarkan eşine emzirme koçu tutmuş. Koç ona anne sütünü artırma yöntemlerini, süt sağmayı, saklama ve emzirme biçimlerini öğretiyormuş.

- Ömür Gedik: Çocuğu emzirmek, belli bir süre anne sütüyle beslemek çok önemli. Ben her konuda olduğu gibi bu konuda da bilinçlenmenin iyi olacağını düşünüyorum. Anneler kendi annelerinden, ondan bundan, kulaktan dolma bilgilerle emzirmeye çalışacağına bir bilenden yardım alsalar çok da güzel olur. Haber doğruysa Tarkan ve Pınar’ı bu bilinçlendirme ve örnek alınacak hareket için tebrik ediyorum.

- Onur Baştürk: Valla anlamadığım konular. Emzirme koçu tam olarak ne iş yapıyor bilen varsa anlatsın. Bu haberlerin biraz abartılı olduğunu düşünüyorum. Biraz titizlenmiştir Tarkan ve eşi. Ondan dolayı bu tarz haberler çıkmıştır herhalde...

- Cengiz Semercioğlu: Emzirme koçu da tutabilir, uyku koçu da... Göreceksiniz bebeğin uyku problemi varsa uyku koçu da tutacaklardır. İlk çocuk sahibi çiftlerde görülen bir durumdur bu...

İkinci çocukları olsa bu kadar titizlenmezler ama şimdi üzerine titreyecekler. Tarkan’ın emzirme koçu, uyku koçu tutmasında abartılı bir durum yok. Benim tanıdığım bir çift bile uyku koçu tuttuktan sonra Tarkan koçlarla büyütüyormuş bebeğini, çok mu?

Onur BAŞTÜRK - Cengiz SEMERCİOĞLU - Ömür GEDİK

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR