Nihat Doğan, “Ben asla, ‘Necati Şaşmaz Fetö’cüdür’ demedim

Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Nihat Doğan ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunmasını yapan Nihat Doğan, “15 Temmuz, devletimize ve milletimize, Atatürk’ün kurduğu gazi meclisin bombalandığı bir zamandı. 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden muhtemelen iki hafta sonra basına ve medyaya, Pana Film’in, ‘Kurtlar Vadisi Darbe’ ismini satın aldığı gündeme düştü. Ulusal yazılı ve görsel medyada bu konu zaten sonuna kadar yeterince işlendi. Biz de Beyaz Tv’de yapmış olduğumuz, ‘Söylemezsem olmaz’ adlı programda yorumcu olarak şüphelerimiz noktasında kendilerine birkaç soru yönelttik. Zaten yöneltmiş olduğumuz sorular da, basında ve medyada sorulan sorulardı. Açıkçası Necati Şaşmaz beyi tanımam ve kendisi ile hiç bir husumetim de yoktur. Buradaki yapmış olduğum eleştirinin tamamı, yapım firmasının eylemiydi. Neticede ‘Kurtlar Vadisi Darbe’ ismini Necati bey değil, yapım şirketi satın almıştır. Bu konu da, Necati beyi değil, yapımcıyı bağlar. Bizler de, milli, vatanperver bir sanatçı duyarlılığı ile üzerimize düşen görevimizi yapma ve kendi kapımızın önünü süpürme noktasında bulunduğumuz görevdi. Ben asla, ‘Necati Şaşmaz Fetö’cüdür demedim. ‘Necati Şaşmaz vatan hainidir’ hiç demedim. Böyle bir şeyi kabul etmem de zaten söz konusu değildir. Necati Şaşmaz, insanların teveccüh duyduğu, filmleri de başarılı olan sanatçı bir arkadaşımızdır. Sosyal medyada yüzlerce, belki binlerce haber çıktı. Haber çıkmasına rağmen sadece Nihat Doğan’ın içinde bulunduğu projeyi mahkeme yoluyla sindirmeye çalışmasını açıkçası anlamış değilim. Son olarak söyleyeceğim şudur ki; Necati Şaşmaz, gördüğümüz, filmlerini izlediğimiz kadarıyla da milli şuurun topluma empoze edilmesi noktasında da zaman zaman önemli bir misyon üstlenmiştir. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

Mahkeme hakimi, tarafların, bilirkişi raporu ve dayanağı olan CD’leri izleyerek dosya hakkında yazılı beyanda bulunmalarına karar vererek duruşmayı erteledi.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların üzerlerine atılı "hakaret" ve "iftira" suçlarını işledikleri gerekçesiyle, 1 yıl 9 ay 15'er günden 8 yıl 4’er aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edilmişti.