Güncelleme Tarihi:
◊ Moda tasarımcısı, müzisyen, çevre dostu, reality show sunucusu, tarım ve bahçe işleri tutkunu, hayvansever, anne... Sizin hakkınızda araştırma yaparken gözüme çarpanlar bunlar oldu. Bu saydıklarımdan hangisi hayatınızda daha öncelikli ve neden?
- Kesinlikle anne olmak her şeyden önce gelir. Bu içgüdüsel bir cevap. Kalbimin olduğu yer annelik. Yaratmayı seven biri olduğumu söyleyebilirim. Artık tek bir şapka takmak da şart değil. “Yapmak istediğim şey bu” diyemedim, çünkü gençken çok net bir yolum yoktu. Yaratıcılığımı bulmak için farklı birkaç şey denemek ve birkaç farklı yoldan gitmek zorunda kaldım. Örneğin oyunculuk ve moda tasarımı sevdiğim şeyler. İki çok farklı şey ve benim çok farklı iki parçamı ortaya çıkarıyor. Farklı dünyaları bir arada yaşayabilmeyi çok seviyorum.
Ayrıca arıların süper havalı hayvanlar olduklarını düşünüyorum.
◊ Kendi meyve sebzesini yetiştirmek isteyen ama bu konuda hiçbir bilgisi olmayanlara vereceğiniz ilk tavsiye ne olur?
- Lori Kranz’ın kitabını tavsiye ederim. Adı “A Garden Can Be Anywhere” (Bir Bahçe Her Yerde Olabilir). Lori, Los Angeles’ta yaşayan bir bahçıvan. Benim bahçeme de yardımcı oldu. Bahçenin nasıl her yerde olabileceği hakkında inanılmaz bilgiler veriyor. Sadece bir pencere pervazınız varsa, bir apartman dairesinde yaşıyorsanız bile bitki yetiştirebilirsiniz. Toprakla bağlantı kurmanın size kazandıracakları tarif edilemez. Sanırım hayatımızı bir şekilde sıfırlamanın ve “Tükettiğimiz yiyecekleri nereden alıyoruz?” demenin tam zamanı. Sadece kendinizle bu konuşmaları yapmak ve bunu kendi evinizde uygulamak bile dünya üzerinde büyük bir etki yaratacaktır.
BABAM ASLA SESSİZ MODDA DEĞİL HAYATI KUTLAMAYI SEVİYOR
◊ Babanız Lionel Richie de şova konuk oldu...
- Babam tamamen farklı bir hikâye. Ondan şova çıkmasını ben mi istedim, yoksa kendi mi şovda olacağını varsaymış onu bile bilmiyorum. Demek istediğim şu, babama sormaya gerek yok. O gülmek ve çalışmak için hazır.
◊ Peki Lionel Richie’yi bize birkaç kelimeyle tanımlamanızı istesem...
- Babam çok güler yüzlü bir adam. Profesyonel Lionel Richie olmayı seviyor ve asla sessiz modda değil. Bir yere gittiğinde eczane bile olsa insanlara selam verir. Çok arkadaş canlısı. Herkesle konuşur. Şakaları bitmez. Evde sadece o ve ben olduğumuzda da aynıdır. Kişiliği böyle. O hayatı ve hayatı kutlamayı seven bir adam.
PARİS VE BEN ŞOVUN BU KADAR BÜYÜK OLMASINI BEKLEMİYORDUK
◊ Paris Hilton’la birlikte yaptığınız “The Simple Life” (2003-2007) öyle büyük bir reality show olmuştu ki o günleri anmadan geçmek istemiyorum. Siz neler söylemek istersiniz “The Simple Life”la ilgili?
- Her şeyden önce ikimiz de çok gençtik. Sanırım başladığında ben 21 yaşındaydım. O gece şov yayınlandığında ikimiz de bu kadar büyük olmasını beklemiyorduk. Şovun yeni sezonları konuşuluyordu, bense ikinci sezonun olacağını bile düşünmüyordum. Gençtim, eğlenceli bir şeyler yapıyorduk. Şimdi 39 yaşındayım, ben farklıyım, zihnim farklı.
◊ Gelelim “Nikki Fre$h”e... İlk bölümde eşiniz ve eşinizin kardeşine fikrinizi sunuyorsunuz. Bizim televizyonda izlediğimizi gerçekte onlara sunduğunuzda tepkileri nasıl oldu?
- Evet, ilk bölüm gerçekte olan bir şeyin yeniden canlandırılmasıydı. Kocam, ikiz kardeşi ve o sırada 4 adam daha varken ben gayet profesyonel bir şekilde gittim ve fikrimi satma teklifinde bulundum. Bu gerçekten oldu. Gerçekten önemsediğim şeylerle ilgili bir komedi albümü yapmak istiyordum. Çevreyi sevmek, kendi meyve ve sebzemi yetiştirmek gibi...
Kocamla evde bu konu hakkında konuştum. Fakat evde bir şey hakkında konuşunca maalesef olmuyor. Ben de ofisini aradım, randevu aldım, bir görüşme ayarladım ve gittim. Tabii orası onların harika-cool müzik şirketi. Herkes siyah cool giyinmiş, ben elbise ve bir Rupi Kaur kitabıyla gittim. Albüm ve şov için büyük bir ilham kaynağı olan “The Sun and Her Flowers” adlı şiirini okudum. Onlara fikrimi anlattım.
KİTAPLARA MİNNETTARIM
◊ İki roman yazdınız; “The Truth About Diamond” ve “Priceless”. Yazmaktan, yazdığınız konulardan bahseder misiniz biraz?
- Uzun zamandır hikâye yazmadım. Daha geçen gün düşünüyordum. İlk iki kitabı yazdığımda kendimi olduğum kişiden kopmuş hissettim. Yazmak bana ne katıyor? Yazmak, rahatlamak. Yazmak, yaratıcılık. Büyük bir kitap okuyucusuyum. Kitaplara minnettarım ve çok seviyorum.