Güncelleme Tarihi:
◊ “The Pink Floyd Exhibition: Their Mortal Remains”, büyüleyici bir sergi. İlk gördüğünüzde neler hissettiniz?
- Daha önce birkaç başka şehirde sergiledik ama Hollywood’un tamamen farklı bir havası var. Her şey biraz daha acayip. Kullanılacak kelime sanırım bu; “acayip”. Ve ben Hollywood’daki atmosferi çok sevdim.
◊ Sizin için sergide yer alan en değerli parça hangisi? Pink Floyd için değil, sizin için özel olanı soruyorum...
- Hokusai boyalı bateri seti. Yaklaşık 50 yıl önce yapıldı ve bence hâlâ dikkat çekici görünüyor. Boyası şahane ve fırsat buldukça o bateriyi kullanmaya meyilliyim. Muhtemelen favorim o bateri...
GERİ DÖNMEYİ NE KADAR ÇARESİZCE BEKLEDİĞİMİZİ ANLATAMAM
◊ Grubunuz “Nick Mason’s Saucerful Of Secrets” ile turneye ne zaman çıkıyorsunuz?
- Önümüzdeki hafta provalara başlamayı düşünüyoruz. Amerika’da yeni yılın başlarında tura çıkmayı umuyoruz. Plan; önce Amerika, sonra İngiltere ve ardından Avrupa... Avrupa bahar sonu, yaz başı gibi olacak sanırım. Gerçekten geri dönmeyi dört gözle bekliyoruz. Ne kadar çaresizce beklediğimizi anlatamam.
◊ Şu anda neredesiniz?
- İngiltere kırsalındayım. Wilshire’de, Middlewick’teki evimde.
◊ Hava nasıl orada?
- Korkunç! Hava korkunç olsa da yaşamak için güzel bir yer. Geçen yıl karantinadayken burada insanlarla değil, hayvanlarla zaman geçirdik...
GRUBU KURDUKTAN 1 YIL SONRA ÜNİVERSİTEYE DÖNECEĞİMİ SANIYORDUM
◊ Serginin Hollywood’daki açılışına katılmadım ama basından takip ettim. 19 yaşındaki Pink Floyd hayranının sizi görünce ağlaması gerçekten etkileyiciydi. Merak ettiğim; Pink Floyd’un zamansızlığı ve yeni nesillerin gruba olan sevgisi...
- Bu çok garip ve çok gurur verici. 18 yaş grubu için olgun bir baba figürüyüm. 50 yıl önce kendimiz hakkında bir müze yapacağımız hiçbirimizin aklına gelmezdi. Gerçekten olağanüstü. Aslında iz bırakan oldukça fazla müzik, oldukça fazla şarkı sözü ve oldukça fazla insan var. Bob Dylan, rock and roll’u düşündüğümüzden çok daha öteye götürdü. Elvis’in rock müziği mesela zamansız. O dönemde özellikle genç erkekler her zaman geçici, 1 veya 2 yıl sürüp sönecek gibi düşünülürdü. Dinle; ben bile grubu kurduktan 1 yıl sonra üniversiteye geri döneceğimi sanıyordum! (Gülüyor) Hâlâ şaşkınım.
◊ Siz yeni şarkıcılardan kimleri dinliyorsunuz? Ya da ne tür müzikler dinlersiniz?
- Bence insanlar kendi neslinin müziğine takılıp kalma eğiliminde. Yenileri pek dinleyemiyorum. Umarım genç müzisyenler için yeni fikirleri ve fırsatları denemek, tanıtmak adına elimden gelenin en iyisini yapmışımdır. Çünkü endüstri olarak düşünürsek, şimdiki dönem her zamankinden çok daha zor.
Bir bakıma biz altın yılları yaşadık. Sadece müzik için değil, müzikten iyi kazandığımız için de altın yıllardı. Şimdi, gerçekten yetenekli pek çok müzisyen sadece hayatta kalabilmek için yarı profesyonel gibi çalışıyor. Kaçınılmaz olarak duyduğum yeni müzisyenlerde etkileyici olan şey; müzisyenlik standardı. Elbette birçoğu çok iyi eğitim alıyor. Okullar şimdi eski rock’çılarla dolu. Çocuklara gitar ve diğer enstrümanları öğretiyorlar. Benim torunum da rock davulunda harika.
BENİM TAVSİYEM: MÜZİK YARIŞMALARINA BEL BAĞLAMAYIN
◊ Yetenek yarışmaları hakkında neler düşünüyorsunuz? Özellikle “The Voice”, “American Idol” gibi müzik merkezli olanlar büyük ilgi görüyor. O yarışmaları sadece bir eğlence olarak mı görüyorsunuz, yoksa müzik dünyasına gerçekten katkıları var mı?
- O yarışmalar gerçekten eğlence. Hem de çok iyi eğlence. Çok nadiren gerçekten yetenekli biri çıkıyor ve müzik dünyasında var oluyor. Genel olarak müzikte kariyer yapmak isteyenlere tavsiyem, bir yetenek yarışmasına bel bağlamamaları. O programlar iyi televizyon, iyi eğlence ama sorun şu ki cumartesi günü 11 milyon kişi tarafından 1 numara olarak derecelendirilen adam, sonraki hafta elenebiliyor. Yani yarışma eğlence, müzik sektörü ise farklı bir dünya.
◊ Pink Floyd’u bilmeyen yok. Müzik dünyasına iz bırakan bir başarı hikayesi var grubun. Şöhretin size yük olduğu bir nokta oldu mu hiç?
- Hayır, hiç olmadı. Ama genel olarak daha şanslı olduğumu düşünüyorum, çünkü davul çalıyorum. Sokakta yürüyemediğim olmuyor, beni takip eden, benden bir şey yapmamı talep eden insanlar yok. Fakat tanınan insanlarla çok zaman geçirdim ve bunun bir yük olabileceğini biliyorum.
KOLEKSİYONUMDAKİ ESKİ FERRARI’LER BENİM İÇİN GURUR KAYNAĞI
◊ Sizi müzik dışında araba tutkunuzla da tanıyoruz. Hâlâ araba koleksiyonunuz var mı?
- Evet, hâlâ var. Bazen bir veya iki tanesini değiştiririm. Özellikle eski Ferrari’ler koleksiyondaki gurur kaynaklarım. Michael Schumacher ile birkaç kez bir araya gelmiştim, Niki Lauda’yı oldukça iyi tanıyordum. Onunla birkaç röportaj yaptım. Kesinlikle çok iyi biriydi. Keyifli olmaktan çok, gerçekten ilginç biriydi, çünkü röportajı tersine çevirip benimle röportaj yaptı. “Bunu neden yapıyorsun?” deyip durdu. “Bunu neden yapıyorsun, neden sadece müzik yapmıyorsun?” Ve her zaman şöyle bir derdi vardı; kendisi hakkında konuşmaktan çok neden diğer insanların onunla konuştuğuyla ilgilenirdi.
◊ Arabanın yanı sıra sanat koleksiyonunuz da var ve şu an ekranda arkanızdaki kitap koleksiyonunuzu görüyorum. Nasıl başladı koleksiyon merakınız?
- Geniş bir sanat koleksiyonum yok. Gerçekten arabalar çok daha ciddi bir koleksiyon. Ve fırsat verildiğinde bir tablo yerine her zaman arabayı almayı tercih edeceğimi söyleyebilirim.
◊ Neden?
- Çünkü arabalar benim için özel. Ve asla bir araba koleksiyoncusu olmak istemedim, aslında yapmak istediğim şey motor yarışlarına girmekti. Albümler satmaya başladığında, ikinci yarış arabasını almak için ilk yarış arabamı satmama gerek yoktu. 30 yıl önce Le Mans 24 Saat Yarışı’nda kullandığım iki arabam var. Bütün arabalarım bir şekilde çok kişiseller. Koleksiyon başka hiç kimse için bir anlam ifade etmiyor, çünkü hepsinin benim için kişisel bir anlamı var. Sadece favorilerimden oluşan bir koleksiyon.
◊ Peki aldığınız en pahalı şey nedir ve neye hiç para harcamazsınız?
- Sanat konusunda resim, illüstrasyon, çizim gibi eserleri çok severim. Projektör ya da ekran gerektiren, bu tür tasarlanmış sanat eserlerinden ise hiçbirini gerçekten isteyeceğimi düşünemiyorum. Sanırım bu tür şeylerle alışveriş yapmakta biraz zorlanıyorum.
DAVID VE ROGER’IN ARASININ İYİ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEM
◊ 2 Temmuz 2005’teki “Live 8” konserinden sonra Pink Floyd’un tekrar bir araya gelmeyeceğini açıkladınız. Peki grubun hayatta kalan üyeleriyle aranızda nasıl bir ilişki var? Hâlâ irtibatta mısınız?
- Evet, iletişim var tabii. Ancak David (Gilmour) ve Roger (Waters) arasındaki “entente cordiale”nin (dostluk anlaşması) iyi olduğunu söyleyemem. Bense Roger’ı hâlâ en eski arkadaşlarımdan biri olarak görüyorum.,
EN SEVDİĞİM PINK FLOYD ALBÜMÜ...
◊ En sevdiğiniz Pink Floyd albümü hangisi ve neden?
- “A Saucerful of Secrets” deme eğilimindeyim, çünkü içinde o kadar çok şey var ki... Syd’e (Barrett) olağanüstü bir veda olduğunu düşündüğüm “Jugband Blues” var mesela. Bir davulcu için çalması hoş bir parça olan “Set the Controls for the Heart of the Sun” var... Eski albümlerden “Atom Heart Mother”ı da çok seviyorum.