Neşet Ertaş dinleyerek büyüdüm

◊ Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

- 1991, Ankara doğumluyum. Liseyi Ankara’da bitirdikten sonra üniversite için ailemle birlikte İstanbul’a geldim. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mezunuyum. Mezun olur olmaz yine İTÜ Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. Haliç Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım ve şu an Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu’nda ses sanatçısı olarak yer alıyorum.

◊ Müzik piyasasına girme fikri nasıl oluştu?

- Çok küçük yaşlardan beri müziğe ilgim vardı zaten...
3 yaşımdayken babam bir org almıştı, hiç unutmuyorum bütün gün düzgün bir melodi çıkarmaya çalışır, akşam babam geldiğinde ona çalıştıklarımı göstermek için can atardım.

◊ Çocukken ne dinlerdiniz?

- Ankaralıyım ben, Neşet Ertaş dinleyerek büyüdüm. Türk halk müziğini çok severim. Hayatımın her döneminde Türk sanat müziği ve türküler vardı. Popüler müzik hiç aklımdan geçmedi açıkçası. Ta ki kendi bestelerimi yapmaya başlayana kadar. Ben buna “keşif dönemi” diyorum, kendi müziğimi yapmaya başladığım an kendimi keşfettiğimi gördüm. O zaman karar verdim işte popüler müziğe geçmeye. Şarkılarımda yaşanmışlık var, insanların seveceğini düşünüyorum.

RÜZGAR VE KIRMIZI SAHİL FİKRİ KALBİMİ ÇALDI

◊ Yeni single’dan söz edelim biraz da... Nasıl bir proje oldu?

- Çok kıymetli sanatçıların olduğu bir proje. Şarkımı Okay Barış’a dinlettiğimde çok beğendi ve aranjesini kendi yapmak istedi. Gece gündüz stüdyoda çalıştık ve ortaya böyle şahane bir aranje çıktı. Altan Turan, Hakan Yelbiz, Ali Yılmaz, Aykut Sütoğlu, Murat Bulut ve Çağlar Türkmen şarkının kahramanları. Menajerim de klibi kesinlikle Hasan Kuyucu’nun çekmesini tavsiye etti. Hasan’la görüştük ve klibi Santorini’de çekmeye karar verdik.

◊ Neden Santorini’de klip çekmek istediniz? Sizi etkileyen belli bir özelliği
var mı?

- Şarkı, ayrılığı anlatıyor. Ve genelinde yalnızlık teması hakim... Bizim vermek istediğimiz, insanlardan uzaklaşmış ve yalnızlığını en saf haliyle yaşayan güçlü bir kadın imajıydı. Nedense Türkiye fikri hiç oluşmadı kafamızda. Mevsimden dolayı kalabalık olmayan bir ada, biraz rüzgar ve kırmızı sahil fikri kalbimi çaldı açıkçası. O yüzden Santorini’de çektik.

◊ Klip çekiminde ilginç bir olay yaşadınız mı?

- Sahildeki sahneleri çektiğimiz yer Red Beach diye bir yerdi. Günler öncesinden biliyorduk, bizim çekimimiz “sarı kum fırtınası”na denk gelecekti. Fakat bunu bilmemize rağmen böyle şahane bir görsel şölen yaşanacağını tahmin etmemiştik. Biz çekim hazırlıklarını yaparken fırtına başladı, deniz inanılmaz dalgalı, sahil kırmızı, hava sapsarı ve sahilde kimse yok... Ortamı düşünebiliyor musunuz? Muhteşem. 7-8 saat suyun içinde kaldım, donuyorum aslında, ama öyle duygusal bir ortam oluştu ki hiç kesmedim. Bu sırada ekip ağlıyordu. Muhteşem bir 3 gün geçirdik Santorini’de, çok da güzel anılarla döndük.

◊ Şarkı çıktıktan sonra nasıl tepkiler aldınız? Beklentilerinizi karşıladı mı ilgi?

- Şarkı çok beğenildi. İnsanlar dinlerken kendilerinden bir parça buluyor ve hemen benimsiyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor tabii. Hayattan hiçbir zaman uç beklentilerim olmadı. Hedeflerimi hep yüksek tuttum ama hedefe ulaşmak için hep ufak ve sağlam adımlar atmayı tercih ettim. Bu da benim için öyle bir adım. Yavaş yavaş ilerleyip insanların duygularına dokunmak istiyorum.

 BEN GERiLiM SEVERiM

◊ Müzik sektörüyle ilgili neler söylemek istersiniz?

- Müzikalite ile popülaritenin yer değiştirdiği, tüketimin bolca yapıldığı bir dönemdeyiz maalesef. Çeşit fazla, tüketim daha da fazla. Her geçen gün yer edinmenin zor olduğu bir piyasaya girdiğimi görüyorum. Bu beni ürkütüyor ama ben gerilim severim.

◊ Müzik yolculuğunuz açısından nasıl bir planlama yaptınız, hedefleriniz ne?

- Müzik benim hayatım ve bu piyasada kalıcı olmak istiyorum. Ben şarkı yazayım, insanlar dinlesin, yaralarını sarsın, sevsin, onlar tükettikçe de ben daha çok yazayım istiyorum.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR