Güncelleme Tarihi:
Marco Bicego markası, dünyanın en seçkin ülkelerinde köklü bir yapıda. Bu başarı hikayesini anlatır mısınız?
- Yoğun bir şekilde geçen 15’inci yılımızı doldurduk. 1958’de babam Giuseppe ile birlikte başladım bu işe. Mücevher benim İtalya Vicenza’da büyüyen çocukluğumda var. Aileden gelen bir meslek ve DNA’mda var. Ben ikinci jenerasyonum. Altın geleneğine güçlü bir şekilde bağlılığım, bizim farkımızı ve başarımızı ortaya koyan bir etken. Okuldan sonra ister istemez de aile işinde çalışmamın verdiği bir altyapım var. En önemlisi tabii ki tutkum. Tutkuyla yapılan bir iş bu. 2000 yılına kadar babamla çalıştım, 1 Ocak 2000 yılında da tek başıma Marco Bicengo markasını kurdum.
Peki ya babanızın yanından ayrılıp da tek başınıza marka kurma fikri nereden doğdu?
- Tamamen kalbimden geldi. Planlanmış ve çocukken hayalini kurduğum bir şey değildi. Şansım ve iş bilirliğimle sağlanan bir marka oldu. Aile işinden edindiğim deneyim, kıymetli taş tutkusu ve yaratıcılığımı geliştirmem büyük katkı sağladı. Tabii ki mücevheri üretmek önemli ama doğru kanallarınız, iyi pazarlama yeteneğiniz ve sosyalliğiniz olmazsa yapamazsınız. Bu anlamda babamın çevresinden de faydalandım. 15 sene sürdü bu noktaya gelmem.
Mücevher dünya genelinde en çok nerelerde ilgi görüyor?
- İtalya’nın Venedik şehri. Zaten mücevherin doğduğu yer de orası.
Firmanızın en önemli özelliği, özel bir bıçak tekniğinizin olması. Gitar teli denilen bu tekniği açıklar mısınız?
- Gitar teli tekniği, hareket gibi bir dalga üreten ve markanın ayar damgası olan özel bir manuel büküm operasyonu. Oymacı kalemi oymacılığı, yani metale saten efekti veren ve ayrıca onu diş diş olmaya karşı koruyan bir şey. Orijinalliğini bozmadan vurgular yapıyor, markanın kozmopolitan ve dizaynlı duruşunu sağlıyor. Bu sayede altın bükülebiliyor, takılar yuvarlanabiliyor hatta istediğiniz şekilde kıvırabiliyorsunuz.
Türkiye için bu durum çok sakıncalı. Türkler altının gerçek olup olmadığını ısırarak anlarlar...
Bunu duymamıştım. Çok şaşırtıcı. Benim son tasarımlarım tamamen bükülüp, yuvarlanabiliyor. Sakıncalı desenize... (Gülüyor) Bu algıyı silmek için buradayız diyebiliriz o zaman. Onlara söz verebilirim gerçek olduklarına dair.