Michael Kelly: Çocuklarla aynı sette olmak cehennem gibiydi

Güncelleme Tarihi:

Michael Kelly: Çocuklarla aynı sette olmak cehennem gibiydi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2016 12:28

Politik hayatın acımasız gerçekleri, yalanlar ve güç savaşları... “House of Cards” bu başlıklar etrafında dönen hikayesiyle ses getirmeye devam ediyor. Netflix’in en beğenilen dizilerinden olan “House of Cards”ta Frank Underwood’un (Kevin Spacey) danışmanını canlandıran Michael Kelly, Barbaros Tapan’a konuştu.

Haberin Devamı

◊ “House of Cards”taki karakterinizden başlayalım mı, ne dersiniz?
- Doug Stanford, bir oyuncunun alabileceği en güzel rollerden biri... Ben karakteri çözdüm, Doug ile gayet iyi anlaşıyoruz. Karmaşık ama beni çok tatmin eden bir rol... 4’üncü senenin sonunda hâlâ çekimlere zevkle gidiyorum onun sayesinde...

◊ Doug’un Frank Underwood (Kevin Spacey) ile ilişkisi için ne düşünüyorsunuz?
- Doug bir bağımlı... En büyük iki bağımlılığı da işi ve Frank... Ayrıca gayet zeki, zirveye tırmanırken nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini iyi biliyor. Kötü biri de değil ama kötü şeyler yapıyor (gülüyor).

◊ Kötü biri değilse neden kötü şeyler yapıyor?
- Frank’e ve işine olan bağımlılığından dolayı işte...

TRUMP BU ÜLKENİN BAŞINA GELEBİLECEK EN KORKUNÇ ŞEY

◊ Frank Underwood mu Donald Trump mı desem?
- Aman Allah’ım! Donald Trump, bu ülkenin başına gelebilecek en korkunç şey olur! Kesinlikle Frank...

◊ Adam öldürten ya da öldüren biri daha korkutucu değil mi?
- Ama en azından Frank ülkeyi nasıl yönetebileceğini biliyor. Trump kesinlikle tecrübesiz ve bilgisiz. İş hayatında önemli anlaşmalar yapıp zengin olması, ülkeyi idare edebileceği anlamına gelmiyor.

◊ Politikayı bir tarafa bırakırsak, bu diziyi bu kadar hit yapan nedir?
- Her şeyin karışımı... Ekipçe güzel bir aile olduk. Tüm oyuncu arkadaşlarım çekim başladığı anda ellerinden gelenin en iyisini yapmak için gayret ediyor. Herkes potansiyelinin tamamını kullanma çabası içinde.

Michael Kelly: Çocuklarla aynı sette olmak cehennem gibiydi



HER YENİ SENARYO GELDİĞİNDE ÖLDÜM MÜ DİYE KONTROL EDİYORUM

◊ Dizinin bir bölümünde çocuklarınız da konuk oyuncu olarak kamera karşısına geçti. Nasıl bir tecrübeydi onlarla oynamak?
- Facia, cehennem gibiydi. Oğlum o zaman 2 yaşındaydı ve tüm çekim boyunca çığlık attı, sonunda dayanamayıp sete ara verdiler (gülüyor). Kızımınsa çok hoşuna gitti, sette yıllardır bu işi yapan bir oyuncu gibi davranıyordu. Bölümü izlediğinde ise bana dönüp “Sadece bu kadar mı?” diye sordu. Çünkü toplamda sadece 1 dakika göründüler (gülüyor).

◊ Sizin ekipteki oyuncular, her yeni bölüm öncesi senaryo gereği öldürülme endişesi yaşıyormuş, doğru mu bu?
- Doğru. Ben “The Sopranos”un son iki sezonunda da rol almıştım, o yılları hatırladım şimdi. O zaman da oyuncular senaryo gelir gelmez hayatta kalıp kalmadıklarını kontrol için hızla sayfaları çevirirdi. Bu sette de durum aynı. İtiraf edeyim, bazen senaristimize gelecek bölümlerle ilgili sorular sorup tüyo almaya çalışıyorum.

◊ İpucu veriyor mu bari?
- Yok canım, hem de hiç... Birçok şeyi son dakika kararları ile değiştirdiğini ya da yeniden yazdığını biliyorum ayrıca. Her sezon sonunda bitik ve korkunç görünüyor zaten. Normal bir insan o kadar kahve içip o kadar saat uykusuz kalamaz, buna asla dayanamaz.

Haberin Devamı

BABALIK EN SEVDİĞİM ROLLERDEN BİRİ

Haberin Devamı

◊ BBC/FX’in yeni projesi “Taboo” için de çalışmalar başladı mı?
- Evet, Tom Hardy ile birlikte rol alıyoruz. Tom ayrıca projenin yaratıcısı. Dizi 1800’lü yılların başında geçiyor. Ben de Amerikan casusunu oynuyorum.

◊ Bu yoğunlukta kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?
- Ne zaman bir boşluk bulsam, eşime ve çocuklarıma zaman ayırıyorum. Çocuklarımla sörf yapıyorum, oyunlar oynuyorum. Babalık da en sevdiğim rollerden biri (gülüyor).

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!