Merve neden sessiz?

Onur Baştürk: Evet, çok olumlu, çok pozitif, çok değerbilir sözler yazmış Murat. Ama Merve Boluğur sessiz kaldı ve aynı dakikalarda arkadaşlarıyla çektiği bir fotoğrafını paylaştı Instagram’da. Bir taraf sessiz kalırken diğerinin aşırı minnet dolu satırlar döşenmesi ilginç geldi bana. Çok mu detaycıyım acaba?

Ömür Gedik: Murat’ın yazısı, yaklaşımı kibar ve olumlu tabii ama hiçbir ayrılık bu kadar sorunsuz olamaz gibi geliyor bana. Zaman içinde bu güzel sözleri unutturacak dedikodu ve iddialar ortaya çıkacaktır. Umarım o süreç de çabuk atlatılır, taraflar yeni yaşamlarına bir an önce adapte olurlar.

Melike Karakartal: Onur’a katılmamak elde değil, bir taraf sessiz kalırken, bir taraf son derece olumlu bir paylaşımda bulunuyorsa insan bir bit yeniği arıyor. Gerçi herkesin üzüntüyü yaşama şekli farklı, bu tercihlerine saygı göstermeli...

Cengiz Semercioğlu: Bu evliliğin bittiğini, uzatmaları oynadıklarını daha mart-nisan ayında ilk söyleyenlerden biri benim... Belki birlikte oynayacakları film için ilişkiyi sürdürüyorlar diye bekledik ama olmadı. En azından kavgasız gürültüsüz, düzgün bir şekilde boşanabildikleri için her iki tarafı da tebrik ediyorum. Bu arada Murat’ın tektaşı geri almamasına “bravo” deniyor. Normal olan almaması zaten, alsaydı ayıplardık...

 

 

Tacize “Yeter!” dedi

Sibel Kekilli, sosyal medya paylaşımlarının altındaki hakaret ve kötü niyetli yorumlara isyan etti. Kekilli’ye destek mesajları yağdı. Porno filmde oynamış olmak, sosyal medya üzerinden tacizi haklı çıkarır mı? Konsey yorumluyor...

Ömür Gedik: Porno filminde oynamış olmak tabii ki insanlara taciz eden, cinsel içerikli sözler söyleme hakkı vermez. Ama kabul etmek gerekir ki böyle yorumlara da davetiye çıkarır, insanların ağzı torba değil ki büzesin! Sibel’in yapacağı en mantıklı hareket hesabını yorumlara kapatmak olacaktır bence. Ya hiç takmayacak, ki bu da halinden belli, zor görünüyor. Ya da önlem alacak.

Melike Karakartal: Bugünden baktıklarında geçmişlerinde kendilerini hata olarak değerlendirdikleri durumlar içine sokan kişiler, özellikle kadınlar bugünün dünyasında zor bir psikolojik savaş veriyorlar. Bunun bir başka büyük örneği Monica Lewinsky’dir. “Utancın bedeli” isimli bir TED konuşması var, izlemenizi isterim. Maalesef bazı erkeklerin aklında “taciz edilmeyi hak etmiş” başlıklı bir kategori var ve bu kategorideki kadınlara her türlü taciz ve davranış hak görülüyor. Kekilli’nin yerinde geçmişinde benzer bir öykü olan bir erkek olsaydı, acaba ne konuşuyor olurduk? Bu çifte standart üzerine düşünmek gerekir.

Cengiz Semercioğlu: Farkında mısınız orada Türk takipçilerine yönelik olarak söylüyor bunları. Demek ki Kekilli’nin geçmişi, eski filmleri falan dünyanın dört bir tarafındaki takipçilerinin umurunda değil. Neden bizim umurumuzda? Neden biz bunu yapıyoruz? Gerçekten Sibel’in dediği gibi ikiyüzlü, haset ve nefret mi doluyuz? Hepimizin aynaya bakıp düşünmesi gerekiyor...

Onur Baştürk: Kabul edelim, kadınımızla erkeğimizle hepimiz çok Brütüs’üz! Arkadan bıçaklamaya çok meyilliyiz. Sibel Kekilli bırakın “Game of Thrones” gibi bir dizide oynamayı, isterse Oscar alsın, bazılarımızın zihninde hâlâ o porno meselesi olacak. Kadın aşmış gitmiş, kendini geliştirmiş, biz oralı bile değiliz. Durmadan sırtından bıçaklama hevesindeyiz başarılı insanları. Twitter’da bir erkek kullanıcının aptalca bir esprisi vardı, en son kadınlar bile retweet yapıyordu bunu. “Porno tuzağına düşmeyeyim diye kredi kartı borcumu hiç geciktirmiyorum” diyen salakça bir espri. Sibel Kekilli’yi çok üzdük, bırakalım artık yakasını. Ne istiyoruz ondan, bu hırsımız ne?

 

İzdivaç seneye

Murat Boz ile Aslı Enver, 2018 yazında evlenmeye karar verdi. Bu yıl içinde kısa bir ayrılık yaşayan çiftin evliliği sizce ömürlük olur mu? Yoksa şöhretler dünyasının pek çok evliliği gibi bitmeye mahkûm mu?

Melike Karakartal: Şöhretler dünyasındaki evliliklere, onları “iki büyük egonun evliliği” olarak gördüğümüz için kısa ömür biçiyoruz galiba. İlginin merkezi olmaya alışkın insanların beraberliği de zor olur diyoruz. Eğer birbirlerine iyi geliyorlarsa, önemli konularda ortaklık edebiliyorlarsa evlilikleri güzel bir hayat arkadaşlığına dönüşebilir ve bir ömür boyu da sürebilir, örnekleri var. Belki onlar bu örneklerin yeni nesildeki temsilcileri olurlar.

Cengiz Semercioğlu: Büyük ayrılıkların sonunda gelen barışmalar genellikle böyle evlilikle noktalanır. Yaraları sarmaları, birbirlerini anlamaları, aşklarını sürdürmeleri çok güzel. Umarım son ayrılıkları olur bu ve mutlu, sağlıklı, bol çocuklu bir yuvaları olur. Allah her şeyi gönüllerine göre versin.

Onur Baştürk: Artık hiçbir ilişkiye “ömürlük” diye başlanmıyor. “Gittiği yere kadar” diye başlanıyor. Dolayısıyla Murat ve Aslı da gittiği yere kadar devam eder, olmadı yollarını ayırır. Bir yastıkta kocama fikri, dayanışması çook eskilerde kaldı Konsey.

Ömür Gedik: Daha evlenmeden boşatmayalım insanları. Zor günler atlattılar ve bence birbirlerine daha da kenetlendiler. Benzer hataları tekrarlamadıkları sürece, uzun ömürlü bir evlilikleri olabilir. 

 

Nasıl kilo verdi?

Selin İmer, Çeşme tatilinde çekilen fotoğraflarından sonra şaşırttı. Çubuklu’daki yeni evinin balkonunda poz veren İmer’in 1 haftada nasıl bu kadar zayıfladığı merak konusu oldu.  Sizce ne oldu?

Cengiz Semercioğlu: Hamile mi diye konuşmuştuk hatta geçen hafta, aileye yakın kaynaklardan öğrendim; değilmiş. Kilo problemi mi var, fotoğraf karesinin azizliğine mi uğradı bilemiyorum. Ama diğer karede her kadının yaptığı gibi sihirli dokunuşlar yaptığı açık, akıllı telefonların sihirli programlarını kullanarak...

Ömür Gedik: Yeni fotoğraflar 2-3 gün değil, sıkı bir diyet sonrası 2-3 ay sonra çekilmiş olsa inandırıcı olabilirdi. Ama bu halleriyle yan yana koyunca sadece photoshop’u akla getiriyor. Evet incelmiş ama diyetle sporla değil, teknoloji ile. 

Onur Baştürk: Photoshop tabii ki. Özellikle bel bölgesindeki yağlar bir anda gider mi hiç... İnandırıcı değil.

Melike Karakartal: Photoshop’tan ziyade “şok diyet” türü bir kür yapmış gibi de geliyor bana. Dilerim sağlığa zararlı olan ve ölüme dahi sürükleyen tehlikeli haplardan kullanmıyordur. Hiçbir şey sağlıktan daha değerli değil, varsın 4-5 kilo fazlası olsun. Görüntüsü hakkında söylenenlere gülüp geçsin. Kilo bu, alınır, verilir...

 

Aplikasyon tartışması

“Sosyal medya mahkemelerinde” bu hafta... Ebru Şancı, eşi Alparslan Öztürk’le tanışmak isteyen kadının sosyal medya üzerinden gönderdiği mesajı ifşa etti. Bir başka genç kadın ise sosyal medyada paylaştığı video üzerinden Şeyma Subaşı’yı “projesini çalmakla” suçladı, Şeyma Subaşı ise tüm yasal haklarını kullanacağını belirtti. Ünlülerle kurulan bu tür “temas”ları nasıl yorumluyorsunuz?

Onur Baştürk: DM’den yürüyenleri ifşa etmek artık moda. Fakat şunu anlamıyorum, madem böyle mesajlardan rahatsız olunuyor, neden kapatılmıyor DM mesajı? Bu da bana biraz gösteriş yapmak gibi geldi. Şeyma Subaşı’ya “Projemi çaldın” diyen kullanıcı ise sanki dünyanın çok mühim bir fikrini bulmuş gibi. Onlarca proje var böyle. Sen de yap, Şeyma da yapsın. Hem daha ortada Şeyma’nın projesi bile yok. Önce bir çıksın sonra itirazını yine yap. Ne bu çığlık çığlığa hâl? “Dava açacağım” diye ortaya dökülmeler?

Cengiz Semercioğlu: Ebru Şancı ve eşiyle ilgili bu şekilde çıkan 5’inci haber bu... Ebru sıkıldıkça kocasına yazdığını söyleyen kadınlara ayar veriyor ve haber oluyor. Takipçiye ayar vermek ünlüler için de haber olma yoluna dönüştü. Öte yandan Şeyma Subaşı’nın hayata geçireceği uygulama, akla gelmeyecek, düşünülmeyecek bir şey değil. Bu fikri dünyanın dört bir yanında yüzlerce insan aynı anda düşünmüş olabilir. Mars’ı keşfetmiyorlar sonunda...

Melike Karakartal: Sanki Şeyma Subaşı Edison, videodaki kızımız Tesla ve “Doğru akım mı alternatif akım mı iyidir?” tartışması dönüyor! Birbirlerini dava etmesinler, çünkü kazanamazlar. Bu app’ler, onlar bu fikirleri “bulmadan” çok önce vardı. Closetspace isimli app 2011’den beri var mesela. Şimdi closetspace’in yaratıcıları video çekip “Bizimkinin aynısı bunlar, her ikinizi de mahkemeye vereceğiz” mi desin? Gülünç olmayın Allah aşkına...

Ömür Gedik: Hesabın yoruma açıksa bunları doğal karşılayacaksın. Bence en doğrusu silmek ya da cevap yazmamak. Bakın, söz konusu ünlüler cevap yazmasalar bu iki yorumu konuşuyor bile olmazdık.

 

Evlilik programlarının kaderinde ne var?

Evlilik programları kalkacak mı, kalkmayacak mı? Son olarak Esra Erol, bu sezon da devam etme kararı aldıklarını açıkladı. Diğer kanallardaki durum ise hâlâ belirsiz. Sizce ne olmalı, ne olacak?

 

Cengiz Semercioğlu: Sunucular ve yapımcılar 3 yıllık anlaşmalarının sonuncu yılına geldikleri için bu sezon da devam edecekler. Önümüzdeki 10 ay içinde evrilecek, değişiklik yaşayacak bu programlar. RTÜK cezaları geldikçe yumuşayacaklar, formatları değişecek ama bir şekilde 10 ay boyunca ekranda olmaya devam edecekler. 2018 Haziran’ında biter evlilik programları...

Melike Karakartal: Evlilik programları kaldırılsa bile programcıların kanallarla anlaşmalarından ötürü şekil değiştire değiştire yine bir çare bulunur, benzer programlar görürüz bu sezon da. Baharda vizyondaydı, “Hayat” (Life) isimli bir film var, astronotlar Mars’ta yok edilemeyen bir canlı buluyor ve olaylar gelişiyor... Evlilik programları da öyle. Astronot kardeşlerimin Mars’a gitmelerine gerek yok, buyursunlar Türkiye’ye.

Onur Baştürk: RTÜK evlilik programlarını istemiyor, orası net. Eninde sonunda kalkacak o programlar. Ama asıl gözden kaçan, RTÜK’ün dizilerin senaryolarına karışmaya başlaması. Bazı yapımcıların ve kanal yöneticilerinin aranıp “Hadi şu çocukları evlendirin, çok flört ettiler” denildiğini biliyor muydunuz? Bence TV dünyası bayağı açmazlarda. Çok yazık.

Ömür Gedik: Kalkacak, kalksın dedikçe kalıyor ve devam ediyorlar. Orta yolu bulalım, kalkmıyorlarsa da kaliteyi artırsınlar, içine kültür sanat, sosyal sorumluluk vs. koysunlar, bunlara da kafa yorsunlar. 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR