Güncelleme Tarihi:
ESKİ 'BAHARAT KIZ' DA ŞİDDET MAĞDURU
Kendileri de eşlerinden ya da sevgililerinden şiddet gören bu ünlüler, hayatlarındaki bu acı gerçeği, bütün açıklığıyla gözler önüne serip, sorunun çözümü için çaba harcıyor. Bir dönem müzik dünyasına damgasını vuran Spice Girls (Baharat Kızlar) grubunun üyesi olarak tanınan Mel B de bunlardan biri.
HEMEN BABASININ MEZARINA KOŞTU
2017'de 10 yıl boyunca evli olduğu Stephen Belafonte'den şiddet gördüğünü saklamayan Mel B. hemcinslerini aile içi şiddetten korumak ve bundan etkilenen kadınlara yardım elini uzatmak için kurulan Women's Aid adlı bir vakıfla ortak ve ses getiren çalışmalar yürütüyor. Bu konudaki aktif çalışmaları nedeniyle de bu yıl Britanya'nın en saygın ödüllerinden biri olan Britanya İmparatorluk Nişanı'na değer görüldü. Onur Listesi'ne girmeye hak kazanan Mel B, mutluluğunu da artık hayatta olmayan ama son nefesine kadar kızına kendisine şiddet uygulayan Belafonte'den ayrılması için cesaret veren babasının mezarına giderek kutladı. Mel B. 2017 yılında, 63 yaşında hayata veda eden babası Martin Brown'un mezarını ziyaret ederken çekilen bir fotoğrafını da sosyal medya sayfasında paylaştı.
ACI HABERİ BÖYLE DUYURMUŞTU
Mel B, fotoğrafın çekildiği anda babasına ödülü kazandığını söylediğini belirterek " Babam ölüm döşeğindeyken ona, sürekli taciz edildiğim bu evliliği bitireceğime dair söz verdim. Babam bana o gücü verdi" diye yazdı. Mel B, babası hayatta olsaydı, kendisiyle gurur duyacağını da paylaşımına ekledi. Eski Spice Girls üyesi bu konudaki çabalarına devam edeceğini belirterek mesajını sonlandırdı. Mel B., babasını kaybettiğini de onun ellerini tuttuğu bu fotoğrafı paylaşarak duyurmuştu.
'BOŞANMA GÜCÜNÜ BANA BABAM VERDİ'
Babasının ölümünün kendisini ne kadar çok etkilediğini sık sık ifade eden Mel B, evli kaldıkları 10 yıl boyunca kendisine şiddet uygulayan kocası Stephen Belafonte'den boşanmak için gereken gücü kendisine babasının verdiğini de hatırlatıyor. Mel B, yaşam tecrübelerini kaleme aldığı Brutally Honest adlı kitabında o dönemi şöyle anlatmıştı: " Babamın cenaze törenine gitmedim. Kendime bir ev ve bir de boşanma avukatı buldum."
BAŞINA GELENLERİ KAMUOYUNDAN GİZLEMEMİŞTİ
Mel B ile Harry Belafonte'nin boşanması, 2017 yılında uzun süre dünya kamuoyunun gündeminde kalmıştı. Ünlü şarkıcı, evliliği sırasında gördüğü şiddetin bedeninde bıraktığı izleri hiçbir zaman saklamadı. Mel B., Belafonte'nin boğazını sıktığını, yüzünü ısırdığını, dudağını patlattığını söyledi. Kimi zaman katıldığı TV programı ve etkinliklerde Belafonte tarafından uygulanan şiddet sonucu oluşan morlukları ve bereleri, kıyafetlerinin altına saklama gereği bile duymadı.
AİLE İÇİ ŞİDDETE DİKKAT ÇEKEN BİR KLİP HAZIRLADI
Tam adı Melanie Janine Brown olan 46 yaşındaki üç çocuk annesi İngiliz şarkıcı, geçen yıl da aile içi şiddeti konu alan klibiyle konuşulmuştu. Brown, bu klipte gördüğü şiddet sonucu yüzü- gözü morluklar ve kanlar içinde kalan bir kadını canlandırmıştı.
Mel B'nin aile içi şiddete yönelik çalışmaları nedeniyle değer görüldüğü Britanya İmparatorluk Nişanı, ülkenin en saygın ödüllerinden biri. Bu yıl bu nişana değer görülüp Onur Listesi'ne adını yazdıranlar arasında Mel B'nin yanı sıra oyuncu Vanessa Redgrave, komedyen Adam Hills, sunucu ve dansçı Ashley Banjo da bulunuyor. İlk olarak 4 Haziran 1917 yılında Kral 5. George tarafından verilen nişanın sivil ve askeri olarak beş sınıfı bulunuyor. Bunlar arasında ilk iki rütbede yer alan Büyük Haç Şövalye ve Komutan Şövalye nişanlarına değer görülen kişiler aynı zamanda "Sir" (erkekler için) ve "Damme" (bayanlar için) unvanları da alıyor.
GÖSTERİ DÜNYANININ AİLE İÇİ ŞİDDET MAĞDURLARI
Aslına bakılırsa Mel B gösteri dünyasında eşinden ya da sevgilisinden şiddet gören tek ünlü değil. Her ne kadar sıradan insanlardan farklı bir hayatları olsa da, gösterişli evlerde yaşayıp dudak uçuklatan paralar kazansalar da bu durum da onları milyonlarca hemcinsinden ayrıcalıklı bir hale getirmiyor. Eşi ya da sevgilisinden şiddet gören hatta bu yüzden hayatını kaybeden o ünlüleri bir hatırlayalım.
SEVGİLİSİ DÖVE DÖVE ÖLDÜRDÜ
Benzerine ancak gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde rastlanabilecek bir öykü onlarınki... Biri Fransa'nın önde gelen sinemacı ailelerinden birinin kızı Marie Trintignant. Diğeri de aynı ülkenin bir döneme damga vurmuş müzik gruplarından birinin üyesi. Litvanya'da bir otel odasında tutuştukları kıskançlık kavgası birini mezara diğerini de hapse sürükledi.
KÜÇÜCÜK YAŞTA ANNE VE BABA MESLEĞİNİ SEÇMİŞTİ
Fransız oyuncu Jean-Louis Trintignant ile yönetmen Nadine'in kızı olan Marie daha 4 yaşındayken ebeveyninin mesleğini seçmişti. Annesinin yönettiği ''Mon Amour, Mon Amour'' (Aşkım, Aşkım) filminde rol almıştı. Aslında veteriner olmak isteyen ve sinemada utangaçlık çektiğinden yakınan Trintignant, 1971 ve 1978'te yine annesinin yönettiği filmlerle sinema kariyerine devam etti.
ÜNLÜ MÜZİK GRUBUNUN ÜYESİ
Her biri farklı erkeklerden dünyaya gelen dört çocuğun annesiydi... Noir Desire adlı grubun üyelerinden Bertrand Cantat ile aşk yaşıyordu. Cantat ise Macar asıllı Kristina Rady ile evliydi. İki çocuğu vardı. Ama kocası Marie'ye aşık olunca kenara çekilmiş olup bitenleri izlemişti. Ancak Cantat'nın başı derde girince mahkeme boyunca hep onun yanında oldu. Cantat'nın ''Marie kendinde değildi, ben de kendimde değildim, bunu yapmadan orayı terk etmeliydim" diye anlattığı o gece Marie Trintignant yediği darbeler yüzünden ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırıldı, ama kurtarılamadı. Geride dört çocuk ve gözü yaşlı bir anne baba bırakarak yaşama veda etti.
SEVGİLİSİNİN ÖLDÜĞÜNÜ DUYUNCA AĞLAMIŞTI
Sevgilisinin öldüğünü duruşmada öğrenen Bertrand Cantat'nın gözyaşlarına boğulduğu an ise bir çok gazeteye haber olmuştu. Marie Trintignant verdiği yaşam savaşını kaybedip 41 yaşında bu dünyaya veda etti. Onu dayaktan komaya sokan Cantat ise önce 8 yıl hapse mahkum oldu. 2004 yılında cezaevine girdi, 2007 yılında ise şartlı tahliye edildi.
GÜZEL YÜZÜ DARMADAĞIN OLDU
Müzik piyasasından sonra moda dünyasında da başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Rihanna yıllar önce tüyler ürperten bir aile içi şiddet olayının kurbanı olmuştu. 2009 yılında 51'ncisi düzenlenen Grammy ödül gecesine katılması beklenen Rihanna son anda bu katılamayacağını açıklayınca ilk anda herkes bunu normal karşıladı. Ama güzel yıldızın törene neden katılamadığı kısa bir süre sonra ortaya çıktı. Rihanna evlenmeyi planladığı sevgilisi Chris Brown'dan dayak yemişti. Hem de öyle sıradan bir dayak değildi bu. Güzel yıldızın yüzü kelimenin tam anlamıyla darmadağın olmuştu.
DÜNYAYI ŞOKE ETTİ
Rihanna'nın yüzünün görüntüsü ortaya çıktığında bütün dünya şok geçirdi. Dayağın hemen ardından polis tarafından aranan Brown, “aile içi şiddet” suçlamasıyla tutuklandı. Brown, 50 bin dolar kefalet ödeyerek serbest kaldı.Ama Chris Brown için olay bununla da bitmedi. Brown Rihanna'ya şiddet uygulamaktan suçlu bulundu ve 5 yıl gözetim altında tutulma ve 6 ay kamu hizmeti verme cezasına çarptırıldı.
AFFETTİ AMA SONRA KESİN OLARAK AYRILDI
Los Angeles mahkemesinin aldığı karar uyarınca Brown ayrıca, bir yıl boyunca danışmanlık programına katıldı ve Rihanna'ya 91 metreden fazla yaklaşmama cezası aldı. Çift bir ara tekrar barışıp görüşmeye başladı. Ancak Rihanna kendisine şiddet uygulayan Brown'ı hayatından uzaklaştırdı.
Amber Heard, Johnny Depp ile olaylı boşanma davası sırasında ünlü aktörden şiddet gördüğünü ileri sürmüştü. Bunu kanıtlamak için de yüzünün morluklar içindeki görüntülerini mahkemeye sunmuştu. Buna karşılık olarak Depp de Heard'ün kendisine fiziksel şiddet uyguladığını iddia etmişti.
Amber Heard, Johnny Depp ile olaylı boşanma davası sırasında ünlü aktörden şiddet gördüğünü ileri sürmüştü. Bunu kanıtlamak için de yüzünün morluklar içindeki görüntülerini mahkemeye sunmuştu. Buna karşılık olarak Depp de Heard'ün kendisine fiziksel şiddet uyguladığını iddia etmişti.
BU GÖRÜNTÜLERİ MAHKEMEYE SUNDU
FİLM YILDIZI OLMAK İSTİYORDU
Elizabeth Taylor misali menekşe rengi gözleriyle tanınıyordu Linda Pugach.. Ya da o dönemdeki adıyla Linda Riss... Sene 1957'ydi. Amacı bir film yıldızı olmaktı Linda'nın. Balık eti vücudu ama en çok da güzel gözleriyle çevresinin hayranlığını kazanmıştı. Kim bilir belki de bu çılgın aşka tutulmasaydı bugün Hollywood'un en ünlü yıldızlarından biri olarak tarihe geçecekti. Ama olmadı.
SAHTE BOŞANMA BELGESİ
Onun hayatının dönüm noktası Bronx'ta bir parkta Burt Pugach ile tanışması oldu... 31 yaşındaki evli Pugach bu genç ve güzel kadına sırılsıklam aşık oldu. Bu karşılıksız da kalmadı. Ama bir türlü boşanmaya yanaşmıyordu. Bir karısı ve özürlü bir kızı vardı Pugach'ın. Linda'nın baskısına dayanamayıp sahte bir belge ile boşandığını söyledi genç kadına. Ama Linda bunun bir yalan olduğunu kısa zamanda öğrendi. Burt'ü terk edip başkasıyla nişanlandı.
ŞEYTANİ PLAN
Ama Burt, aşkını kolay bırakacak değildi. Şeytani bir plan uyguladı. "Benim olmazsan sana dünyayı zindan ederim" dedi ve gerçekten de dediğini yaptı. Sevgilisini zindan gibi bir karanlığın içine hapsetti. Hem de sonsuza kadar. Bir gece Linda'nın evini basan üç kişi Burt'ün isteğiyle genç kadının gözlerine zehirli kül suyu döküp kör ettiler.. Gerçekten de artık zifiri bir karanlığın içindeydi Linda Pugach. 1974'de şartlı olarak serbest bırakıldığında milyonlarca kişinin seyrettiği bir TV bir programında Linda'ya aşkını tazeleyip evlenme teklifinde bulunuyor. Sekiz ay sonra tekrar biraraya gelen çift resmen evlendi.
ÖYKÜLERİ BELGESEL OLDU
Aşkları bir belgesele de konu olan çift, hayatlarının sonuna kadar evli kaldı. Şaşırtıcı belki ama Burt, sevgilisini kendi elleriyle kapattığı o karanlık zindanda 2013 yılındaki ölümüne kadar yalnız bırakmadı. Burt Pugach da 2020 yılında hayata veda etti.