Güncelleme Tarihi:
Habertürk'te yer alan habere göre Atillla Yılmaz, Manuş Baba’nın ‘Eteği Belinde’ eserinin kendisinin 2005 yılında piyasaya çıkardığı albümündeki ‘Senden Gayrı’dan çalıntı olduğuna dair Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği'ne (MSG) başvurmuştu.
Konuyu değerlendiren MSG, “Yapılan başvuru doğrultusunda dijital ortamda sunulan ses kayıtları değerlendirilmiştir. Bestesi Atilla Yılmaz’a ait ‘Senden Gayrı’ isimli eseri ile Manuş Baba’nın yorumladığı ‘Eteği Belinde’ isimli eserin tempoları farklı olsa da ara nağmelerin birebir aynı olduğu tespit edildi” şeklinde görüş bildirdi.
Manuş Baba, konuyla ilgili bir açıklama yaparak, "MSG dışında, MESAM'a başvurulmuş çalıntı, benzerlik adına başka bir eser sahibine ait başka bir dilekçe daha bulunuyor. Nasıl çıkacağız bu işin içinden bilemiyorum" dedi.
‘VİCDANIMLA İLGİLİ HERHANGİ BİR TELAŞ YAŞAMIYORUM’
Manuş Baba çıkan haberlerden sonra açıklama yaptı:
"Nereden bulaştık bu işe bilmiyorum.. Vaktiyle atari salonunda oyun oynamak için evden ufak tefek bir şeyler arakladığımız oldu da böyle ‘hırsız’ damgası vurularak ortada dolaşan haberler mevzusu biraz ağır yani.
Benim, bizim, dostlarım, ailem için. Kaldı ki ’emek’ ailemden öğrendiğim, içimde taşıdığım, bunu hayatım boyunca yol arkadaşlarımla, dostlarımla bu zamana dek beni destekleyenler ile paylaşmaktan mutluluk ve onur duyacağım bir şeyken, böyle emek hırsızlığı ithamıyla karşılaşmak çok da ezici bir şey değil benim için açıkçası! Vicdanım ile ilgili herhangi bir telaş yaşamıyorum.
Üzüldüğüm tek nokta var ki ‘tanımadığım, bilmediğim, dinlemediğim, iyi niyetten yoksun, benim için müzikal olarak çok uç bir noktada olan eser sahibi (sahipleriyle) ile öyle bir benzerliğin olma ihtimali ve kendimin aynı hisleri paylaşmış olma ihtimali’dir beni yaralayan… ‘Ben yazdım, ben ürettim’ derken o özel hislerimin çok da özel kılınamayacağı bir durumla karşılaşmaktır beni kıran. Gelelim şuna ki söylemem gereken bir şey daha var: MSG dışında, MESAM’a başvurulmuş çalıntı, benzerlik adına başka bir eser sahibine ait başka bir dilekçe daha bulunuyor. Nasıl çıkacağız bu işin içinden bilememekle birlikte popülerlik, ün mevzusu da kolay iş değilmiş arkadaş. Ne karakter kaldı, ne ana, ne baba. Memleketin dört bir yanında şarkılar, türküler ile bir araya geldiğim her sahnede bizi bir arada tutan ne varsa ona inanıyor ve bu güzelliğin bizi iyileştireceğini, kurtaracağını düşünüyorum dedim…
Memlekette her şey artık o kadar anormal ki kötü adamlar, kötü kadınlar çiçeğe, doğaya, sevgiye, dostluğa, insanca yaşam taleplerine karşı durup bunun mizahını yapıp gülünç buluyorlar. Şimdilik buralardayım. hayatımda popülerlik, ünden, şöhretten daha öte şeyler var. Ahlaklı olmak, insan olmak, memleketin, dünyanın farkında olmak, ailem, dostlarım, sevdiklerim. Varsın sizin olsun ününüz, şöhretiniz...Şu memlekette hiçbir şeyin benim istediğim gibi olmayacağını anlamış olmakla beraber asla bu hayal kırıklıklarından dolayı da vazgeçecek değilim.”