Güncelleme Tarihi:
◊ Manik Atak oyunu nasıl doğdu
- Bihter Dinçel: “Manik Atak” oyunu, Devrim (Yakut) ile arkadaşlığımızın başladığı gün doğdu. Geçen sene oynadığım tek kişilik oyunum “Aşiyan”ı izlemeye gelmişti Devrim. Öncesinde sadece bir ‘merhaba’mız vardı. Oyunun çıkışında oturup uzun uzun sohbet ettik. Yazdığım oyuna çok yakın bir hikaye varmış onun da aklında. “Sen yapmışsın ve iki senedir oynuyorsun, aynı yoldan aynı meselelere çarpıyor kalbimiz ve ben buna çok heyecanlandım” dedi. Beraber bir şeyler yapmak fikri hemen o gün oracıkta doğdu. Kararlılığı, inancı, yeteneği ve dünyaya bakışı ile beni hemen etkisi altına aldı. Birbirimizi çok sevdik ve çok sık görüşmeye başladık. Bir yolculuğa çıktık aslında ve oyunumuzun fikri böyle çıktı ortaya. Ben de hemen oturup çatısını kurdum ve oyunu yazmaya başladım.
◊ Oyunu yazarken temeldeki çıkış noktanız neydi?
- Bihter Dinçel: Bu ülkede kadın olarak birçok mesleği yapmak çok zor. Bizim işimizi yapmanın da ayrı zorlukları var. Bir de işin içine, ego, değer bilgisi ve yaş meselesi girince... Sağlıklı kalabilmek büyük bir var olma meselesine dönüşüyor. Bir de yaşadığınız çocukluk ve sonrası... Hangi yüklerle geldik bugüne. Çıkış noktalarım bu hassasiyetler üstüneydi aslında. İki kadın oyuncu, iki ayrı kuşak... Biri en güzel günlerini, diğeri en verimsiz ve tatsız zamanlarını yaşarken, bir oyunun provasına başlamak için tiyatro kulisinde buluşuyorlar. Önyargılar, egolar, sırlar, tesadüfler, hırslar havada uçarken, tuhaf bir yoldaşlık başlıyor aralarında. Hikaye tiyatro kulisinden taşıp, onların geçmişiyle ve geçmişlerindeki insanlarla bugün arasındaki rengarenk köprülerde yeşillenmeye başlıyor.
◊ Prova süreci nasıl geçti?
- Barış Dinçel: Tiyatro sindirilerek yapılmalı, insan en başından ne yapacağını bilmeli ve rotasını çizmeli. Biz hikayedeki malzeme derinliğinin farkına vararak, özellikle masa başı çalışmasını çok uzun tuttuk. Dayandığımız noktalar, psikolojik olarak aile içindeki iletişim, insan hayatına mal olmuş birtakım şeylerin hayata tezahürü, yaşanılan şeylerin sonraki yaşam dilimi içindeki yeri, karşılığı, yıkımlar, travmalar...
Herkes ceplerindekileri masaya koydu. İki oyuncumuzun da dramaturjik anlamda çözümlemeye iştahlı olmasından dolayı üçlü bir sac ayağı kurarak çok mantıklı ve uyumlu bir süreç geçirdik. Bunun sonucunda çok belirgin ve anlatımı sinematografik olan yaklaşımla seyirci karşısına çıktık.
EVDE İŞ KONUŞMAYIZ
◊ Eşinizin yazdığı ve oynadığı bir oyunu yönetmenin zorlukları oldu mu? Ya da avantajları?
- Barış Dinçel: Tanıdığınız ve zekasına çok güvendiğiniz biriyle bir şeyler yapmak şahane. Yazar duruşuyla ilgili bir iddiası olmadı Bihter’in. Sanki yazar başka biriymiş gibi, o sadece oyuncuymuş gibi, senaryoyu yoruma ve eleştiriye açıp bize çok fazla alan bıraktı.
◊ Evde iş çalışmalarınız nasıl oluyor?
- Bihter Dinçel: Biz 12 yıldır beraberiz ve ilk defa beraber bir iş yapıyoruz. Evde iş konuşmayız.
Barış Dinçel: Akşamları evde çok majör bir hikayemiz yoksa kendi işlerimizden bahsetmiyoruz. Ortak yaşam alanımızda böyle nefes almak daha sağlıklı.
Bihter Dinçel: Daha önce oynadığım iki oyunun dekorunu yapmıştı Barış ama böyle bir ortaklığı ilk defa yaşıyoruz. Çok keyifli.
Barış Dinçel: Yıllardır birlikte bir şeyler üretmek üstüne hayallerimiz vardı. Sanırım “Manik Atak”, bu hayallerin gerçekleşmesinin başlangıcı oldu.
GÜZEL BiR MASAL KURDUK
◊ Sizce seyirci neden bu oyunu izlemeli?
- Barış Dinçel: İnsanlar gündelik hayatın içinde bir sürü sıkıntıyla boğuşuyor. Tabii ki beklentimiz, yeni günler, güzel günler görmek adına. Seyirciye çocukluğu, ergenliği, hayata bakışı, ideolojisi dahil, gayet net ve naif bir biçimde “insanı” anlatmaya çalıştık. Bir insan hikayesini, çocukluğunu cebinde taşıyarak seyretmeleri adına güzel bir masal kurduk. Onun için izlemeliler bence.
Bihter Dinçel: Buradan alacakları, kendi hayatlarında geriye dönecekleri çocukluklarını hatırlamalarına sebep olan ufacık tefecik bir şeyler bile bulsalar, bu onlar adına müthiş bir kazanım olur. Oyunda eğlenceli, dinamik, bazen çok komik, bazen gerilimli ve bunlarla birlikte geçmiş zamanlara yolculuk yapabileceğiniz sürprizli anlar var. Seyircimiz hem gülüyor hem de ağlıyor. Oyun çıkışında herkesi gözleri dolu dolu gülümserken görüyorum ve çocuk gibi bakıyorlar bize. İşte bu paha biçilemez bir duygu. “Manik Atak”, içinizdeki dönme dolapları döndürecek dedik tanıtımda. Öyle de oluyor.
DEVRİM’LE SAHNEDE OLMAK ŞAHANE
◊ Rol arkadaşınız Devrim Yakut ile çalışmanız nasıl geçti?
- Bihter Dinçel: Devrim tecrübeli ve çok yetenekli ama bunun ötesinde kulakları ve kalbi sonuna kadar açık ve hatta kapılarını kırmış bir oyuncu. Vicdani değerleri, meziyetleriyle birleşince çok daha acayip bir şey oluyor işte. Bizim yolumuz uzun ve yolculuğumuz çok derin bir yerden başladı. Onunla sohbet etmeyi ve sahnede olmayı çok seviyorum.
◊ Oyunu yönetmen gözüyle değerlendirirsek neler söylersiniz?
- Barış Dinçel: “Yönetmen gözüyle” tabiri bence çok doğru değil. En önemli ayrıntı, biz bu oyunda bir değer anlatmaya çalıştık. Aslında hayat içinde “hiç” olabilmenin önemini anlatmaya çalıştık. Yönetmen gözü değil, her insanın gözüne değen ortak noktalar ve beğeniler daha kıymetli ve ben de oradan görmeye çalışıyorum.