Güncelleme Tarihi:
* “Top of the Lake: China Girl”ün ikinci sezonu BBC 2’de başladı. Neden bu projede olmak istediniz?
- 11 yaşımdan beri Jane’in (Campion) işlerinin hayranıyım. 11 yaşındayken annem “An Angel At My Table”ı izletti, film resmen içimde yankılandı. Birkaç yıl sonra Jane’in “The Piano”su geldi. O film de bende derin bir etki yarattı. Jane’in film yapış tarzı ilginçti, daha önce hiç görmediğim bir bakış açısına sahipti. “Top of the Lake”e gelince... Dizinin ilk sezonunu izledim, hiç alışık olmadığımız bir hikayeydi. Ben de oyuncu olarak kendimi tekrarlamaktan çok korkarım. Şimdiye kadar oynadığım rollerden memnun olsam da kendimi zorlamak istiyordum. Jane’e bir mektup yazdım, yaptığı işleri ne kadar çok beğendiğimi anlattım. Kendisinden çok tatlı bir yanıt geldi. 4 ay sonra da aradı, mektubu aldığından beri benimle çalışmayı hayal ettiğini, benim için “Top of the Lake: China Girl”de karakter yarattığını söyledi.
* Jane Campion’ın dizide sizin için yarattığı karakteri çok sevdim. “Game of Thrones”daki güçlü ve kılıçlı kadından sonra karşımıza çıkan bu tatlı ve esprili kadın tamamen senaryonun eseri mi doğaçlama yaptığınız oluyor mu?
- Aslında bu mizahi yön benim içimde de vardır. Ama dizideki her şey senaryonun eseri. Jane, kuralları yıkan yapıda karakterler oluşturuyor. Canlandırdığım Miranda karakteri iftira atılmış, işyerinde kadın düşmanlığı yaşayan, sosyal ilişkiler kurmakta zorlanan, karanlık ve üzgün bir kadın. Ama yumuşak bir tarafı da var; hatta gayet komik. Uzun zamandır komedi yapmak istiyordum. Böylesine ağır bir dramada bunu yapabilmek bana daha da farklı bir keyif yaşattı.
FEMİNİSTLER İÇİN ROL MODEL OLDU
* “Game of Thrones” ile birlikte feministlerin ikonu oldunuz. Madonna bile sizin hayranınızmış...
- “Game of Thrones”da hem fiziksel hem da karakter anlamında güçlü, kılıç kullanan bir kadınım... Bence kadın oyuncu için böyle bir rolü üstlenmek çok kıymetli. Seyircinin “Game of Thrones”un Brienne’ini bu kadar benimsemesinin sebebi geleneklere uymayan bir kadın olması. Drama okuluna giderken hocamız “Size bazı roller gelecek ve o rolleri oynarken sanki çalışmıyor gibi hissedeceksiniz. Çünkü rol seni anlatacak” demişti. Brienne benim için tam olarak öyle bir rol. Feministler için de rol model oldu. Madonna’ya gelirsek... İnsanlar benimle pozitif anlamda feminizmle ilgili bağlantı kurmaya çalıştıklarında dünyalar benim oluyor. Bir gün Sidney’deydim, Madonna’nın menajerinden mesaj geldi. “Merhaba Gwen, biliyorum akşam Madonna’nın konserinde olacaksın. Sahneye çıkıp Madonna ile şarkı söylemek ister misin? Çünkü kendisi senin büyük hayranın” diyordu. Telefonu bıraktım ve ağlamaya başladım. Mesajı bir saat sonra cevaplayabildim. “Onunla sahneye çıkmayı çok isterim” dedim. Daha önce hiç Madonna konserine gitmeyen ben, sahnede onunla şarkı söyleyecektim. İfade edemeyeceğim kadar özel ve anlamlı bir andı benim için.
* Hangi şarkıyı söylediniz?
- Unapologetic Bitch...
14 YAŞIMDA BOYUM 1.91’Dİ
* 1.91 boyundasınız... Bu sıkıntı yarattı mı hiç?
- 14 yaşımdan beri bu boydayım. Doğarken fiziksel özelliklerimizi seçme şansımız yok. Problem boyumuzda, kilomuzda değil, birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmememizde. Pek çok kadın “Boyumdan dolayı topuklu giymiyorum, utanıyorum” diyor. Ama beni ve başardıklarımı görünce her şeyin mümkün olabileceğini anlıyorlar.
OPRAH’IN YAPTIĞINI KAÇ KADIN BAŞARABİLİR
* Artık televizyonda anlatılan hikayeler de çok iyi. Bu yüzden birçok sinema oyuncusu dizilerde yer almaya başladı. Bununla ilgili düşünceleriniz neler?
- Televizyon yapımlarında, seyirciler karakter ve hikaye ile daha yoğun bir ilişkiye giriyor.
* Neden?
- 2-3 saat süren bir sinema filmini 10 bölüm devam eden bir diziyle karşılaştırırsak, izleyicinin televizyondaki karakterlerle daha samimi bir ilişki kuracağını tahmin etmek zor değil. Umarım televizyonun bu gelişimi sezonluk değildir ya da gelip geçici bir trend olarak kalmaz. Çünkü piyasamız ve oyuncular için çok daha yaratıcı ve rekabete dayalı bir ortam yaratıyor, bu da kaliteyi yükseltiyor.
* Sizin büyürken etkilendiğiniz bir dizi oyuncusu var mıydı?
- Dizi oyuncusu değil ama bir televizyon kişiliği oldu: Oprah Winfrey.
* Neden Oprah?
- Fakirlik içinde geçmiş zorlu bir hayat hikayesi var. Onca zorluğa rağmen başarıya ulaşmış, geçmişinden utanmayan, hem çok iyi bir oyuncu, hem işkadını, hem yardımsever kaç kadın var? Tam bir başarı öyküsü...
HOLLYWOOD STARLARININ YARATTIĞI GÜZELLİK ALGISI DEĞİŞTİ
* Hollywood’un çeşitliliği oyuncular için bir umut sayılmaz mı, ne dersiniz?
- Her şey değişiyor, tüm piyasa değişiyor. Eski Hollywood starlarının yarattığı güzellik algısı değişti. Mesela Tilda Swinton renksiz bir kadın olmasına rağmen en büyük Hollywood yapımlarında yer alıyor. Ben de içimden “Belki benim için de bir yer vardır o projelerde” diyorum.