Güncelleme Tarihi:
Belgeselin bu üç usta ismi, nasıl bir araya geldi?
Nebil Özgentürk: Biz, uzun yıllardır arkadaşız. 2000’li yıllarda New York’ta düzenlenen bir panele beraber katılmıştık. 16 gün kaldık orada. Bir sohbet sırasında “Birlikte bir şey yapalım” dedik ama kaldı öyle. Sonra yıllar yılları kovaladı, 1,5 yıl önce yeniden bir araya geldik. “Artık bir şeyler yapalım” dedik ve birikimlerimizi birleştirdik. Neticede “Biz Kültür Yolcuları” belgeseli ortaya çıktı. Bu hafta Balkan göçmenlerini konu alan bölümle başlıyoruz.
Can Dündar: Belgesel fikri Nebil’den çıktı. Önce “Üçümüz bir sohbet programı yapalım” dedi. Sonra dedik ki, masa başında oturmayalım, araziye çıkalım, bu ülkeyi baştan başa gezelim.
Sonra Nebil konuk fikrini ortaya attı, “Yanımıza birini alalım. Gittiğimiz yöreden bir sanatçı ya da edebiyatçı bize eşlik etsin, onun üzerinden anlatalım” dedi.
Coşkun Aral: Üçümüz de farklı tarzlarda belgeseller yaptık.
Bu programda da üç farklı bakış açısını bir araya getirdik.
İNANILMAZ KADRO İLGİNÇ DETAYLAR
Konuklarınız arasında kimler var?
Can Dündar: İlk bölümde Balkanlar’ı Ayşe Kulin’le gezdik mesela. O da bir Balkan göçmeni.
Suzan Kardeş de bize eşlik etti. Sonra Fazıl Say, bize Burgazada’daki evinde Sait Faik’i anlattı. Ara Güler, Ermenileri anlattı. Kardeş Türküler Mardin’i ve birçok kültürü...
Burhan Öçal’la Roman kültürünü konuştuk, Musa Eroğlu ile Alevi dünyasını... Böylece inanılmaz bir zenginlik kazandı program.
Coşkun Aral: Programda çok ilginç şeyler çıktı ortaya.
Mesela Zülfü Livaneli’yle gittiğimiz Artvin’de, şehrin eski isminin ‘Livane’ olduğunu öğrendik. Livane Kalesi’nin sanatçının dedesinin olduğunu da...
Suzan Kardeş’in doğup büyüdüğü yer de şu an Sırp topraklarında. O bize oraya nasıl geçildiğini anlattı. Çok güzel bir 10 bölüm çektik kısacası.
Önemli isimlerle çalışmışsınız. Hepsi teklifinizi hemen kabul etti mi?
Can Dündar: Evet, hepsi çok büyük coşkuyla yanaştılar bu belgesele.
Nebil Özgentürk: Dostlarımız bu insanlar bizim, kırmadılar bizi. Belgesel yayınlandıktan sonra eminim herkes “Keşke ben de konuk olup anlatsaydım” diyecek.
10 BÖLÜMÜN HİKAYESİ
BALKANLAR’da...
Makedonya ve Kosova garlarında, sokaklarında, yani Rumeli’de Ayşe Kulin yol arkadaşı, Suzan Kardeş türkü dostu olacak. Balkanlar’dan gelenlerle, Balkanlar’da kalanların öyküsü anlatılacak...
ARTVİN’de...
“Kültür Yolcuları”nı taşıyan araçla Sarp Dağları’na tırmanılacak, yemyeşil ormanlar ve güzelim taş köprülerden geçilerek, göçen şahinlerin kanat sesleriyle Artvin’e gidilecek. Zülfü Livaneli dede diyarında, Livane Kalesi’nin önünde “ataları” anlatacak, Kafkasör’de horona katılacak.
HACIBEKTAŞ’ta...
Erenler ve ozanlar sığınağında Musa Eroğlu’nun bin yıla kalacak türkü sözlerine, bin yılı anlatan sohbetine kulak verilecek. Musa Eroğlu’nun sazı ise Hacıbektaş’a bir adım mesafedeki Kapadokya’da bir balon sepetinden aşağı sarkılarak kaydedilecek.
MARDİN’de...
Çok dilli, çok kültürlü Mardin’de, “kardeşçe” yaşamanın en çok ihtiyaç duyulduğu kentte Kardeş Türküler’den türküler ve Süryani Metropolit’ten “kardeşliğe dair anlamlı sözler” kaydedilecek. Coşkun Aral, Mardin’den İsveç’e göç eden Süryanilerin izini sürecek.
AHIRKAPI-SULUKULE’de... Trakya’nın, İstanbul’un Roman müziğini dünyaya taşıyan Burhan Öçal’la roman tadında sohbet edilecek.
SAMATYA-GALATA’da...
Kültür yolcuları, Dede Efendi’nin şimdi müze olan evinde Ahmet Özhan’la ruhlarını dinlendirecek. Galata Kulesi’ne bakan bir mekânda “son fasıllar”dan birine yarenlik edecek.
ADALAR’da...
Fazıl Say’la Burgazada’daki evinde Sait Faik anısına yaptığı beste, Ada’daki bir “kültür evi”nde Adalar’dan Yunanistan’a göçüp yeni bir ev, yeni bir hayat kuran İstanbullu Rumlar konuşulacak.
DİYARBAKIR’da...
Dengbêj Evi’nde dilden dile taşınan Kürtçe ağıtlar dinlenecek. Yaşar Kemal’in İstanbul’daki evinde destanlara, çığlıklara romanlara geçen sözlü edebiyattan muhabbetler açılacak.
VAN’da...
Kültür yolcuları, teknelerini Van Gölü’nün ortasına demirleyecek. Garo Mafyan’ın piyanosundan çıkan ezgilere ve Ermeni Balyan Ailesi’nin Feriye Sultan Konağı önünde de Ara Güler’in tanıklıklarına kendilerini bırakacaklar.
KIRŞEHİR’de...
Prof. Erol Parlak, Neşet Ertaş’tan yadigar “Abdal müzisyenler”i tanıtacak. 14 yaşındaki Abdal Ali, gönül tellerini titretecek.
TARİH BELGESELİ DEĞİL
Can Dündar: “Biz Kültür Yolcuları”, bir tarih belgeseli değil. Bu, bugünün kültürel fotoğrafını çekmeye çalışan bir belgesel. “Bu değerleri ve bu zenginliği kaybetmeyelim” demeye çalışan bir belgesel.