Güncelleme Tarihi:
KRALİÇE HER ŞEYE RAĞMEN AYAKTA
Hakkında "artık yürüyemediği için tekerlekli sandalye kullanıyor" iddiası bile bulunan Kraliçe, törenin yapıldığı Westminister'da, protokoldeki koltuğuna ulaşmak için daha az adım atacağı bir yolu seçse de hâlâ ayaktaydı. Bu, onu destekleyenlerin yüreğine su serpen bir gelişme oldu. Ama başka bir ayrıntı daha vardı ki bu herkesin kafasını karıştırdı.
SKANDALA RAĞMEN KOL KOLA DÜNYANIN KARŞISINA ÇIKTI
Kraliçe 2. Elizabeth yürürken bir elinde bastonu vardı. Diğer yanda ise ortanca oğlu Andrew ona destek oldu. İşte herkesi şaşırtan ayrıntı da buydu. Çünkü, Kraliçe'nin koluna takıp bütün dünyanın karşısına çıktığı ortanca oğlu Andrew bir süredir çok da iyi bir şekilde anılmıyor. Seks ticareti suçlusu Jeffrey Epstein, onun eski sevgilisi ve bu işlerdeki destekçisi Ghislaine Maxwell ile ilişkisi ortaya çıkınca bu durum büyük bir skandal yaratmıştı. Üstelik Amerikalı Virginia Giuffrey'nin aleyhine açtığı cinsel taciz davasından da para ödeyerek kurtulmuştu Andrew. Onun saygınlığını yerle bir eden bütün bu gelişmelere rağmen Kraliçe'nin 'en gözde çocuğu' olarak bilinen Andrew ile kol kola bütün dünyanın karşısına çıkması herkesi şaşırttı.
NE TÜR BİR MESAJ VERDİĞİ TARTIŞMA KONUSU OLDU
Başta kraliyet uzmanları olmak üzere herkes, bu davranışıyla Kraliçe'nin kime ya da kimlere nasıl bir mesaj vermeyi amaçladığını tartışmaya başladı. Sonuç olarak kendisinden sonra tahta çıkacak olan ilk sıradaki veliahtı Prens Charles ile de kamuoyu karşısına çıkabilirdi. İşte bu durumla ilgili olarak bir kraliyet yorumcusundan çarpıcı bir değerlendirme geldi.
ÖNCELİKLE CHARLES İLE WILLIAM'A 'SESLENDİ'
Kraliyet uzmanı Katie Nicholls'a göre 2. Elizabeth o gün kamuoyunun karşısına Prens Andrew ile kol kola çıkarak bir değil iki kişiye mesaj verdi. Nicholls, Kraliçe'nin bu şekilde davranarak öncelikle büyük oğlu ve ilk sıradaki veliahtı Prens Charles'a ve tahtın ikinci sıradaki veliahtı, torunu William'a bir mesaj gönderdiğini ileri sürdü. The Royal Beat adlı programa konuk olan Katie Nicholls "Bu, Kraliçe'nin iki şeyi göstermek için seçtiği yoldu. Birincisi ailede kararları kendisinin verdiği. İkincisi ise oğlunun masumiyetine olan inancı" diye konuştu. Yani Nicholls'a göre her ne kadar sağlığı artık eskisi gibi olmasa da Prens Charles ile Prens William, daha fazla resmi görev üstlense de yine ailenin başının kendisi olduğunu bu şekilde gözler önüne sermek istedi Kraliçe. Nicholls'a göre Charles ile William da zaten Kraliçe'nin bu bakış açısının farkında. Fakat Kraliçe'nin Andrew ile Westminister'a gitmesinin, adına düzenlenen bu anma toplantısında Prens Philip'i gölgede bıraktığını da savundu.
'PATRON BENİM' DEMEK İSTEDİ
Kraliyet editörü Russell Myers de katıldığı Pod Save The Queen adlı podcast yayınında bu konudaki görüşünü ifade etti. Ona göre Kraliçe, Andrew ile törene gitti ve ailesine "Benim istediğim bu" mesajını verdi. Uzman, Kraliçe'nin bu seçimiyle ailesine patronun kim olduğunu da göstermiş olduğunu sözlerine ekledi. Myers, onun bu tercihini de Charles iLe William'ın isteksizce kabullendiğini sözlerine ekledi.
Uzmanlara göre, Kraliçe 2. Elizabeth bu davranışıyla Charles ve Wililam başta olmak üzere kendi ailesinin üyelerine karar vericinin kim olduğuna dair sert bir uyarıda bulundu.
'BEN BİTTİ DİYORSAM BİTTİ' MESAJI
Bu konuda başka mecralarda da farklı yorumlar yapıldı. Sunucu Justin Sylvester da Pop Daily adlı programında bu konuyu Melissa Peterman ve Rocsi Diaz ile tartıştı. Peterman, Kraliçe'nin bu tercihiyle nasıl bir mesaj vermek istediği konusunu şöyle yorumladı: "Kraliçe, tüm dünyaya 'Bu iş bitti, o otomobilde benimle birlikte. Biz bu konuda bir daha konuşmayacağız' mesajını verdi. Bu işin bittiğini herkese anlatma yolu bu." Yorumcu Peterman, Kraliçe'nin kurnaz bir şekilde "Eğer ben 'tamam' diyorsa tamamdır. Bunun hakkında konuşmayı bırakın" dediğini de sözlerine ekledi.
'GÖZDE ÇOCUK UNVANI NEREDEN KAYNAKLANIYOR?
Kraliçe'nin bir anlamda ailesini korumak adına bunca skandala adı karışan oğlu Prens Andrew'yu dışlamadığını söylemek mümkün. Peki ya onun ayrıcalığı ne? Belki de başka birisi yapsa aileden tamamen dışlanmaya kadar gidecek yaptırımlara uğraması mümkünken neden Prens Andrew' bir şekilde bu durumdan kurtuluyor? Yani neden Prens Andrew, "Kraliçe'nin gözde çocuğu" olarak anılıyor. Bir de bunun olası nedenlerine bakalım... Aslında geçmişten bu yana yaptıkları, Andrew'nun pek de öyle bir kademede olmasını sağlayacak türden değil. Gençlik yıllarında "playboy prens" olarak anılan Andrew sonra da birçok skandala karıştı. Yani bir başka deyişle davranışları yüzünden ailesinin de başını epey ağrıttı. Öte yandan kraliyet uzmanlarının ve tarihçilerin değerlendirmelerine bakılırsa Andrew'nun "gözde çocuk" olmasının biraz daha duygusal bir nedeni var.
DAHA FAZLA YAKINLIK HİSSEDİYOR
Kraliçe 2. Elizabeth ile Prens Philip'in ilk çocuğu Charles 1948 yılında doğdu. İkinci çocukları ve tek kızları Anne de ondan iki yıl sonra dünyaya gözlerini açtı. O dönemde 2. Elizabeth, kraliyet görevleriyle daha fazla ilgileniyordu. O yüzden iki büyük çocuğu için çok da fazla zaman ayıramadı. Üçüncü çocuğu ve ortanca oğlu Andrew 1960 yılında dünyaya geldi. O sırada Kraliçe, görevlerinden bir mola alıp ailesine özellikle de çocuklarına yoğunlaşmaya başladı. Andrew'nun doğumundan sonra aldığı bu karar da onun henüz bebek olan ortanca oğluyla daha fazla ilgilenmesini sağladı. Uzmanlara göre Kraliçe'nin üçüncü kez anne olduktan sonra aldığı bu yaşam değişikliği kararı, onun Andrew ile iki büyük çocuğundan daha güçlü bir bağ kurmasına yol açtı. İşte bu yüzden de Andrew'a daha fazla yakınlık hissediyor Kraliçe. Bu arada 2. Elizabeth ile Prens Philip'in en küçük oğlu Edward'ın da Andrew'dan 4 yıl sonra, 1960 yılında dünyaya geldiğini hatırlatalım. Fotoğrafta bebek Andrew anneannesi Ana Kraliçe, ağabeyi Charles ve ablası Anne ile birlikte görülüyor.
Kraliçe'nin, kocası için düzenlenen törene adı birçok skandala karışan ortanca oğlu Andrew ile kol kola katılması geçen hafta da bazı TV ve radyo programlarında yayıncılar tarafından masaya yatırılmıştı. Hatta bunlardan biri oldukça sert sözler sarf edip "Kraliyet ailesi bizim düşüncelerimizi ve duygularımızı hiç umursamıyor" demişti.
'HOŞ BİR JEST' YORUMU
Fakat buna karşılık Prens Andrew'nun, babası Prens Philip anısına düzenlenen törende aldığı görevi tamamen doğru ve uygun bulanlar da vardı. Bu görüşte olan kraliyet tarihçisi Hugo Vicker, Andrew'nun o törende annesine destek olmasını "hoş bir jest" olarak nitelendirdi. Vicker, Kraliçe'nin yürürken bir "omuza ihtiyaç duyduğunu" belirtip "Bu konuda kim oğlundan daha iyi olabilir ki?" diye sordu. Tarihçi, Kraliçe oğlu yerine bir başkasından destek alsaydı bunun "üzüntü verici" olarak görüleceğini aktardı.
ONUN SUÇLU OLDUĞUNU DÜŞÜNMEDİĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ
BBC'nin kraliyet gazetecisi Peter Hunt da annesine destek olmak için Andrew'nun seçilmesinin tesadüf olmadığını belirtti. Hunt "Bu şans eseri gerçekleşen bir durum değil. Andrew, akrabaları ve ailesinin geri kalanıyla birlikte oturabilirdi. Fakat annesine onun destek olmasına karar verdiler" diye konuştu. Hunt'a göre Kraliçe, Westminister Abbey'e ortanca oğlu Andrew iye birlikte giderek "insanlara oğlunun yanlış yapmadığını, suçlu olmadığını hatırlatmayı seçti" diyerek durumu değerlendirdi.
Seks ticareti suçlamasıyla tutuklu olduğu cezaevinde canına kıyan Jeffrey Epstein'ın yakın arkadaşı olan Andrew, Virginia Roberts tarafından cinsel tacizle suçlanmıştı. Roberts, Prens'in tacizine uğradığında henüz 17 yaşında olduğunu da ileri sürdü. Roberts'ın açtığı davanın ardından Prens Andrew da İngiliz Kraliyet Ailesi üyesinin kıdemli üyesi olarak elinde tuttuğu birçok görevi ve unvanı kaybetti. Annesi Kraliçe 2. Elizabeth, Andrew'nun tüm askeri unvanlarının yanı sıra "majesteleri" (his royal highness) unvanını da elinden aldı. Andrew'nun eski görevleri ve unvanları Kraliçe tarafından ailenin diğer üyelerine dağıtıldı.