Güncelleme Tarihi:
ÖMÜR GEDİK: Çok genç bir düğün oldu. En çok da önceden çalışılmamış, olabildiğince doğal düğün danslarına bayıldım. Pasta keserken yaptıkları dansa da. İnsanlar kendi düğünlerinde pek eğlenmezler. Neslihan ve Kadir bu klişeyi yıkmış.
ONUR BAŞTÜRK: Kadir’in Neslihan’ı evinden almasına bayıldım. Çok geleneksel, çok hoş, çok mütevazı...
CENGİZ SEMERCİOĞLU: Ünlüler dünyasında önemli olan evlilik değil ki, evli kalabilmek... Ama Kadir Doğulu’yla Neslihan Atagül’ün uzun süredir güzel bir beraberliği var. Düğünden yansıyan kareleri beğendim. Yakıştırdığım bir çift umarım her zaman mutlu olurlar...
MELİKE KARAKARTAL: Çok yakışıyorlar ve çok belli ki birbirlerini çok seviyorlar. Şöhretler dünyasının bir “evlilik yiyen” durumu var malum, ileride de hep bugünkü kadar mutlu olsunlar, hep güzel haberler duyalım.
Muhteşem kadınlar
Hülya Avşar, Hande Ataizi, Ajda Pekkan, Emel Sayın, Billur Kalkavan, Defne Samyeli... Hepsi kendi jenerasyonlarının “muhteşem yaş alan” kadınları... Magazin konseyi, geçen yıllara savaş açmak yerine keyfini süren, 20’li yaşlara dönmeye çalışmak yerine zarafetiyle parmak ısırtan isimlere objektifini çevirdi...
ÖMÜR GEDİK: Yıllara meydan okuyanlara, kendini salmayan, işine saygı duyan sanatçılara bayılıyorum. Çünkü gerek oyunculuk gerekse de şarkıcılık bir anlamda görsel de bir iş. Hande Ataizi’nin her zaman kendine iyi baktığını biliyorum. Anne olduktan sonra da kendini bırakmadı. Sporuna diyetine dikkat etti. Estetiği de en iyi şekilde kendine uygulayıp, yakıştıran bir isim. Hep genç kalır bu disiplinle.Ajda Pekkan, idolüm. Estetikleri çok konuşulsa da asıl sporun ve yüksek enerjili olmanın ona yaradığını biliyorum. Öyle bir sanatçı düşünün ki konser öncesi kaldığı odaya yürüyüş bandı getirtsin ve sporunu ihmal etmesin... Yıllara meydan okuyan bir başka isim daha, Nebahat Çehre. Oyunculukta mimikler çok önemli, estetikle yüz şeklini bozmadan genç kalabilmesi çok önemli. Ve Emel Sayın... Sesi bile genç kız gibi hâlâ. Zarifliğiyle, güzel gülüşüyle genç kalan ölümsüz sanatçılardan.
ONUR BAŞTÜRK: Hande Ataizi’nin yanı sıra Ebru Şallı ve Deniz Akkaya da güzel yaş alıyor. Bu sadece görüntüyle ilgili bir konu değil, hayat tarzlarının etkisi büyük tabii. Estetikle ya da estetiksiz fark etmez; bu kadınlar kendilerine bakıyor ve bir tür rol model haline de geldiler.
MELİKE KARAKARTAL: 40’tan önce değil ama 40’tan sonra “Yaşlanmaktan korkan kadın” ve “Yaşını yaşamaktan zevk alan kadın”ın görüntüsü belirgin biçimde değişiyor. Birisi 20’lerine dönme sevdasıyla gülünçleşiyor, diğeri ise yaşını dolu dolu yaşadığını ve bundan zevk aldığını belli ediyor. Robin Wright 50 yaşında, idolümdür, bir röportajında senede iki kez botoks yaptırdığını söylemişti. Demek zarif yaşlanmak da mümkün. Güzel yaş almak ruhen ve bedenen hissedilenlerin toplamı. Bizim sularda Hande Ataizi’ni takdir ediyorum. Billur Kalkavan nefistir. Defne Samyeli kızıyla abla-kardeş gibi duruyor.
CENGİZ SEMERCİOĞLU: Ne yazık ki zaman kadınlara karşı daha acımasız oluyor... Erkekler yaş aldıkça bunu karizmatik bir duruma dönüştürebiliyor. Kadınlar ise yaşla birlikte daha çok dezavantajlı durumdalar. Ama yine de çok güzel yaş alan kadınlar var. 40’lı yaşlara adım atan Hande Ataizi, Gülben Ergen gibi, 50’yi geçen Hülya Avşar gibi...
Müzik piyasasında dinamikler değişiyor mu
Candan Erçetin müzikle ilgili radikal kararlar aldığını açıkladı, “Artık albüm yapmayacağım, tek tek şarkı paylaşacağım” dedi... Online dijital müzik platformlarının çağında, müzik piyasasında dinamikler değişiyor mu?
MELİKE KARAKARTAL: Müziğin ruhu aynı
Basılı albüm, TV ve radyo ile sınırlanan bir dünyada yaşamıyoruz, dijital çağ sayesinde dinleyiciye ulaşma metotları farklılaştı ama ben müziğin ruhunun aynı kaldığını düşünüyorum. Yani ben yine elime bir albüm alıp veya bir online platformdan albümü satın alıp onu baştan sona dinlemek isterim. Erçetin’e katılmam mümkün değil bu konuda.
ONUR BAŞTÜRK: Sanat albümü katlanılmazdı
Erçetin tek şarkı paylaşsın, mahsuru yok. Çünkü son sanat müziği albümü katlanılmazdı. Ayrıca tek şarkı çıkarmak yeni bir şey değil. Manasız buldum bu sözleri...
ÖMÜR GEDİK: Gayet mantıklı bir karar
Sadece Türkiye değil Amerika’da da bu konuşuluyor. Hatta müzik bedava olmalı, sanatçılar paralarını sponsorlardan almalı bile deniliyor. Candan Erçetin’inki herkesin geldiği nokta. Albümle birlikte pek çok şarkının boşa harcandığını, zaten tek bir şarkıya odaklanıldığını düşünürsek, yaptığı gayet mantıklı.
CENGİZ SEMERCİOĞLU: Önemli olan iyi şarkıyı yakalamak
Müzik piyasasının dinamikleri değişiyor ama değişmeyen tek şey; iyi şarkıyı yakalamak... İyi şarkıyı yakaladıktan sonra ister single yap ister albüm çıkar fark etmez. O şarkı alır başını gider.
Bizim Kendall Jenner...
Eski Türkiye güzellerinden, manken ve sunucu Defne Samyeli’nin kızı Deren Talu, modellik yaptığı bir moda çekimini sosyal medyadan paylaşınca yer yerinden oynadı... Acaba Talu, “Bizim Kendall Jenner” olma yolunda mı ilerliyor?
CENGİZ SEMERCİOĞLU: Deren Talu önümüzdeki yılların en çok konuşulan isimlerinden olacak. Tabii bu güzelliğinin üzerine yetenek eklemeyi başarabilirse... Annesinin gençliği de böyleydi ve yıllarca Defne Samyeli’yi konuştuk, konuşmaya devam ediyoruz. Deren’e en iyi hocalığı o yapacaktır...
MELİKE KARAKARTAL: Deren Talu yeni nesil şöhret çocukları arasında en çok sivrilen isimlerden biri. Tabii o Kendall Jenner gibi ekran önünde büyümedi. Jenner, Kardashian klanından biri olarak görüldü, bundan kötü etkilendi ve sıfırdan başlayan tanınmamış bir modelden daha çok çalışarak bugünün top modellerinden biri haline geldi...
Deren Talu’nun böyle bir durumu yok, anne ve babasından dolayı halihazırda iyi ve prestijli bir noktadan başlar hayatına, bu da kötü bir durum değil...
ÖMÜR GEDİK: Ünlü çocuklarının bir kısmı çok şımarık. Bu halleriyle dikkat çekip magazinin gündemine oturuyorlar. Anne babaları da onlara hakim olmak için kendilerini parçalıyorlar. Başarılı olabileceğini düşündüğüm ünlü çocukları şımarık, zenginlik ve şöhret budalası ve gece gezmelerinde olanlar değil iyi eğitimli, sosyal meselelere duyarlı olanlar.
ONUR BAŞTÜRK: Deren Talu, nefis pozlar veriyor ama bizim Kendall Jenner’ımız olmaz. Öyle bir hayatı ve tarzı yok.
61 gün oruç meselesi...
Mustafa Ceceli, sosyal medya üzerinden kendisi hakkında ‘oruç tutmuyor’ diyenlere isyan etti. Hemen ardından Twitter’da “Orucumu bozdum, 61 gün oruç tutacağım” dedi ve pek çok takipçisinin tepkisini çekti... Acaba bu gerekli bir çıkış mıydı yoksa “Herkesin ibadeti kendine, neden konuşma ihtiyacı duyuyor” diyenler mi haklı?
CENGİZ SEMERCİOĞLU: İster 61 gün tut ister 161 gün, istersen hiç tutma bundan kime ne... Mustafa Ceceli bunu sosyal medyadan paylaşarak neyin mesajını veriyor? İbadetin de, yardımın da, inancın da iyiliğin de reklam aracı yapılmadığı günleri görecek miyiz acaba?
ÖMÜR GEDİK: Mustafa’nın bu konu üzerinde çok üstüne geldiler o da haliyle tepki verdi, konuştu ve konu uzadı. Ama dini konuları da bu kadar konuşmasına gerek yok bence.
MELİKE KARAKARTAL: Şöhretli isimler bazen kendilerine yönelik hangi yorumları dikkate alacaklarını, hangilerini almayacaklarını tayin edemiyorlar. Birisi onu “oruç tutuyor gibi yapmakla” itham etti, sonra Ceceli ne dediyse, hepsi “Benim ibadetim tamdır” ispatına dönüştü. Şöhret sahibi kişiler, her lafı takıp aksini ispatlamaya kalkacak olsalar, tüm hayatlarını “Ama ben öyle değilim, böyleyim”e vakfetmek zorunda kalırlar, bu da insanı kolaylıkla alay malzemesi edebilir... Ceceli en baştan aldırmayacaktı, sonraki “oruç” açıklamaları da doğal olarak sevimsiz göründü, “Bize ne?” dedirtti.
ONUR BAŞTÜRK: Mustafa’yla yeni röportaj yaptım, özü sözü bir, kendi dünyasında, efendi bir adam. Ama 61 günlük oruç tutmasını açıklama ihtiyacını pek anlayamadım.Hangi nedenle böyle bir şey yapıyorsan yap, ilan etmek zorunda değilsin. Mustafa’nın üzerinde hayranlarının da psikolojik baskısı var, sürekli bu tür şeyleri açıklama ihtiyacı duyuyor.
İnenler-Çıkanlar
ÇAĞLA ŞIKEL
Bodrum’da onu görüntüleyen muhabirlere karşı sıcak tavrı ve 2 çocuktan doğurduktan sonra parmak ısırtan görüntüsü ile...
ONUR BAŞTÜRK: Kendisini Bodrum’da gördüm, şahane bir anne ve şahane bir fiziğe sahip, bravolarca!!!
ÖMÜR GEDİK: Kendine bakıyor. Her şeyden önemlisi genetik açıdan avantajlı. Güzelliğinin farkında. Neden beni çekmeyin diye kapris yapsın ki. Örnek alınmalı.
CEMİL İPEKÇİ
Cemil İpekçi’nin Twitter sayfasından Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacılara “Vatanını satıp kaçmış üç milyon uyuz” demesi tepkisi çekti.
ÖMÜR GEDİK: Bir savaşı ve yaşanan dramı es geçen Cemil İpekçi’yi geçen cuma vizyona giren Berlin Altın Ayı ödüllü “Denizdeki Ateş” filmini izlemeye davet ediyorum. Mültecilerin yaşadıklarını, insanlık dramını o zaman belki anlar.
MELİKE KARAKARTAL: Kendi ülkelerinden koparılan insanlar plansız ve programsızca Türkiye’ye kabul edildi. Burada yönteme tepki gösterebilirsiniz ama ülkelerinden ayrılmak zorunda kalmış insanlara bu kadar net yargılarla konuşursanız, tepki almayı da peşinen kabul etmişsiniz demektir. “Vatanını satmış” ağır bir söz.
EMOJİLİ KONSEY
Cengiz bunu alkışladı!
15 yaşındaki Ayşe Begüm Onbaşı’nın Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası’nda dünya şampiyonu olmasını... Bireysel sporlarda başarı elde etmemiz çok zorken 15 yaşındaki bir genç kızımızın bunu başarmasını...
Onur bunu beğendi
Bergüzar Korel’in 70’li yılları anımsatan örgü şortunu...
Ömür buna bayıldı: Google Translate
Google’ın test aşamasında olan yeni aplikasyonu Google Translate şahane. Telefonunuzu yazının üzerine getiriyorsunuz, İngilizce yazı ekranda Türkçe, Türkçe yazı da İngilizce oluveriyor. Fransızca, İspanyolca gibi başka dillerde de çalışma yapılıyor. Deneme aşamasında olduğu için çeviriler çok iyi değil. Ama fikir şahane. Mükemmelleştirdiklerinde çok kullanılacağına şüphe yok.
Uzun bayram tatilinin ardından Bodrum, İstanbul, Çeşme ve Kıbrıs karnesi... İşte konseyin tatil izlenimleri...
Bodrum açık ara önde...
Onur Baştürk: Bayramda İstanbul boştu ama bu haliyle çekiciydi diye düşünüyorum. Bodrum/ Çeşme arasındaki savaşı ise açık ara Bodrum kazandı. O kadar kalabalıktı ki her yer... Bence Bodrum’un öne çıkanları bu bayram Fenix, Xuma, X Beach ve Sail Loft oldu.
Kıbrıs: Beş günde 20 konser
Ömür Gedik: Ben konserim olduğu için Kıbrıs’taydım. Neler oluyor diye Kıbrıs’ı en iyi bilen gazetecilerden biri olan Orhan İsmailoğlu ile pek çok otel gezdim. Konserlerle rezervasyonu destekleyen Merit grubunun otelleri gözdeler arasındaydı. Yıllardır Mehmet Ali Erbil’le anılan Jasmine Court, altı aylık tadilatın ardından tekrar açıldı ve konserlere de başladı. Herkesin dilinde olan Elexus bayramın da yıldızlarındandı. Kalmasak bile görmeye gidelim diyen o kadar kişi vardı ki...
İstanbul’un tadını çıkarmak
Melike Karakartal: Ben boş İstanbul’un tadını çıkaranlardanım. Trafik yok, gürültü yok... İstanbul’da, bir şehrin kaldırabileceğinden çok daha fazla insan yaşıyor, ancak bayramlarda normale dönüyor... Herkesin toplu olarak güney sahillerine göç etmediği sakin zamanlar tatil için daha iyi. Toplu göç zamanlarında, çalışılan zamanlardan daha çok yoruluyor insan, o zaman tatilin pek bir manası kalmıyor.
Sakin bir yer bulmak
Cengiz Semercioğlu: Bodrum’dan ne beklediğinize bağlı, sakin bir yer bulursanız bayramda yarımadaya akın eden 1 milyon kişiden etkilenmezseniz. Ben bunu tercih ettiğim için Bodrum’cuyum... İsteyene de gece gündüz bitmeyen eğlence de var tabii...