Kim Cattrall: İlgi çekmek istiyorsan her şeyi anlatma

Güncelleme Tarihi:

Kim Cattrall: İlgi çekmek istiyorsan her şeyi anlatma
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2020 09:48

Monreaux’ler, Amerika’nın başarılı Hıristiyan televizyon ağının sahibidir. Ultra zengin ailenin reisi Eugene (Gerald McRaney) uçak kazasında ölür. Karısı ve iş ortağı Margaret (Kim Cattrall), Eugene’in gizli yaşadığı ikinci hayatından gayrimeşru üç çocuğu olduğunu öğrenir. O çocuklar, vasiyette de yer alır. Kim Cattrall ile görüntülü olarak görüştük, “Filthy Rich” dizisini konuştuk.

Haberin Devamı

◊ “Filthy Rich”in başrolündesiniz, aynı zamanda dizinin yapımcılığını da üstleniyorsunuz değil mi?

- Evet. Aslında yapımcılık benim rüyamdı. Daha önce iki projenin daha yapımcılığını yapmıştım ama yaratıcımız Tate Taylor (“The Help” ve “The Girl on the Train”in yönetmeni) gibi harika filmler yapan birinden yeni şeyler öğrenmek istedim. Filmlerde oynamaya devam edeceğim ama aynı zamanda yapımcılık da yapmak istiyorum. Oynama şansımın olmadığı filmlerde yapımcı olarak sesimi duyurmak arzusundayım. Kendi yaşımdaki (64) kadınlar için filmler yapmayı hedefliyorum. Anlatacak çok hikayemiz var ama bizim hikayelerimizi anlatacak yeterince kadın yapımcı yok. O yüzden işin diğer tarafından da sesimi duyurmak ve deneyim sahibi olmak istiyorum

Kim Cattrall: İlgi çekmek istiyorsan her şeyi anlatma


Haberin Devamı

◊ Diziyi çektiğiniz şehir, hikayeyi ne kadar etkiledi?

- New Orleans, bu işe “evet” dememin nedenlerinden biriydi. Orada bir hafta sonundan daha fazla zaman geçirememiştim. Beni büyüleyen bir şehir. Tate’in diziyi New Orleans’ta çekmesi akıllıcaydı, çünkü güneyin sıcağını ve müziğini iyi bilen bir adam. Başka bir yerde olsaydı dizi aynı olmazdı. Şehrin atmosferi hikayeye çok şey ekledi. O yüzden mükemmel bir şehir seçimi oldu.

KARAKTERİMİN GİZEMLİOLMASINI İSTEDİM

◊ Dizinin iki bölümünü izledim. Karakteriniz Margaret hakkında çelişkili düşüncelerim var. Soğuk mu, hesapçı bir kadın mı yoksa tam tersi mi?Bu kadını oynarken bakış açınızı biraz anlatır mısınız?

- Sen de benim büyüme kapıldın demek ki... Karakterimin gizemli olmasını istedim. Oyunculukla ilgili uzun zaman önce öğrendiğim şey; eğer seyircinin ilgisini çekmek istiyorsan her şeyi apaçık anlatma. Margaret’ın sırrı var. Umarım hikayesini izlemeye devam edersin, çünkü bu sır ortaya çıkınca şoke olacaksın. Ama sonra her şeyi aslında bildiğini düşüneceksin. Oyuncu olarak karakterin ne yapacağını bilmediğin pozisyonda olmak da oldukça eğlenceli...

Haberin Devamı

◊ İzlerken düşündüğüm bir başka şey de ne kadar çabasız oynadığınız oldu. Sanki gerçekten o kadındınız. Lütfen bunu iltifat olarak kabul edin. Rolde sizi zorlayan kısımlar var mıydı?

- Bu kadın kim? 60 yıllık hayatı bu noktaya nasıl geldi? Bu soruların cevabını bilmiyordum. Bilmemek, rolü benim için daha çekici hale getirdi. Ayrıca dindar yetiştirilmedim. Ailem dindar değildi. Dini pazar okuluna giderdim ama okulun sevdiğim yönleri şarkı söylemek ve koroydu. Anlatılan dini konulara pek meraklı değildim.Şimdi diziyle birlikte hayatımın bu noktasında kendim için farklı bir geleceğe bakıyorum ve “Bazı cevaplar Tanrı’dadır” diyorum.Margaret’ı yaratırken, duanın onun için önemini ve yerini keşfetmek için çok düşündüm. Çünkü onun için her şey çok kolay görünüyor ama eksik olan bir şeyler vardı. Onun bu savunmasız anlarını göstermek istedim. Tanrı ile konuşmaları ve cevap bulmaya çalışması, üzerinde çalıştığım şeyler oldu.

Haberin Devamı

◊ Margaret, gücün verdiği özgüveni çok kontrollü kullanan, sakin ve nazik de bir kadın...

- Kesinlikle... Margaret, kadife eldivendeki demir yumruk. Kötü olup olmadığını bilmiyorsun. Bıçak sokuyor mu, sokmuyor mu anlamıyorsun. Tatlı mı, savunmasız mı... İstediğini elde etmek için bu tür teknik kullanan bir karakter gördüğümüzü sanmıyorum.

Kim Cattrall: İlgi çekmek istiyorsan her şeyi anlatma


TANRI’YA ŞÜKÜRLER OLSUNİHTİYACIMDAN FAZLA PARAYA SAHİBİM
◊ Dizide ultra zengin bir kadını oynuyorsunuz. Sizin için paranın tanımı nedir?

- Yeterince param var. Hatta Tanrı’ya şükürler olsun ihtiyacımdan daha fazlasına sahibim. Paranın sağladığı konfora sahip olmak, benim için doğru olduğunu düşündüğüm rollere “evet” deme lüksünü veriyor. Para için inanmadığım rolü üstlenme mecburiyetim yok. Ama yine de güvende hissetmenin parasal olmadığını düşünüyorum. Tamam, bana “evet” ya da “hayır” deme avantajını veriyor ama ben bu avantajı elde etmek için çok çalıştım. Ben kendimi zengin olarak görmüyorum bile. Rahatım. Gerçek zenginleri Hollywood’a gidince görüyorum.

Haberin Devamı

◊ Para harcamayı sever misiniz?

- Fakir bir aileden geliyorum. İngiltere’den Kanada’ya göçmen olarak gitmek, sonra Amerika’daki mücadele israf etmeye değil kazanmaya saygı duymamı sağladı. Nelere harcarım... İhtiyaç doğrultusunda değişir. 11 Eylül saldırısından sonra o bölgede yemek yeme ihtiyacı hissetmiştim. Uptown’da bir şey yoktu, Midtown’da bir şey yoktu ama Downtown saldırının etkisindeydi. Oralardaki esnafı desteklemeliydim. Keza borsa düşüşe geçmişti. Risk almayı sevmiyorum, çünkü para için çok çalıştım. Paramı kaybetmek istemem, kumarbaz değilim. İşimi şansa bırakmam ama inandığım bir neden varsa, ihtiyacı olan insanlar söz konusuysa katkıda bulunurum.

Haberin Devamı

BİRÇOK EVLİLİKTE KURAL“SORMA-SÖYLEME”DİR  

◊ Sizce oynadığınız karakter gibi bir kadının 30-40 yıllık evlilikte kocasının gayrimeşru çocukları olduğunun farkına varmaması mümkün mü?

- Benim için hayır, Margaret için evet mümkün... Margaret her şeyi kocasının ihtiyaç duyduğu kişi olması temeli üzerine inşa etti. Eğer kocasının gerçekte kim olduğuna bakarsa her şey yıkılacaktı. Sanırım her çift, olağan dışı bir şeyler olduğunda fark eder. Kocası “Gitmem gerekiyor” dediğinde Margaret’ın yüzünde anlık bir görünüm var ki “Her şeyi biliyorum” diyor. Sonra o anı hemen örtbas ediyor. Nereye gittiğini bildiğini düşünüyorum. Birçok evlilikte bu var aslında. Olan biteni bilirsiniz. Ama o evliliklerde kural; “sorma-söyleme”dir.
◊ Siz böyle davranabilir misiniz?

- Hayır.
KORONAYA KAYIP VERDİM

 ◊ Pandemiyi sormak istiyorum. Nasıl geçiriyorsunuz bu dönemi?
- Hiçbirimiz bu ölçüde bir şey yaşamadık daha önce. Kendimizle kalıp nerede olduğumuzu gözlemledik. Maalesef ben koronaya kayıp verdim. Salgının başında New York’ta çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim. Onu kaybetmek beni gerçekten sarstı. Birçok insan için trajik bir dönem ama aynı zamanda düşünme ve temizlik yapma zamanı. Temizlik yaptığımız şey, kendi hayatımız. Nelere ihtiyacımız olmadığını kavradık. Pandeminin sadeleştirici ve gençleştirici yanlarını görüyorum ama kayıpları düşündükçe...

“SEX AND THE CITY”
ÖZGÜRLEŞTİRİCİ
BİR ŞOVDU

 ◊ Neredesiniz şu anda?
- Kanada, Vancouver... Annem 91 yaşında. Burada yetişkinler evinde kalıyor. 6 yıl önce ona yakın ev satın aldım.
◊ Yıllar önce rol aldığınız “Sex and the City”, bugün bile farklı jenerasyonların sevdiği bir dizi. Bana göre zamansız yapımlar arasında...
- Doğru.
◊ Neler söylemek istersiniz “Sex and the City” için?
- Kadınların arkadaşlıkları, kadınların cinselliği, kadınların birbirleriyle gerçekten ilişki kurma biçimi... Çok özgürleştirici bir şovdu. Özellikle o dönem için. Dizide konu sadece cinsellik değildi; kadınların hayatları, ilişkileri, işyerleri, kendileriydi. Birçok konuyla mücadele eden kadınlar vardı. Bugün birçok şey değişti.

RUSS PEŞİMDEN TRENE
ATLADI VE GELDİ

◊ 2017’den bu yana Russell Thomas ile birliktesiniz...
- Evet, o olmasaydı nasıl geçerdi pandemi hiç bilmiyorum.
◊ Nasıl tanıştınız?
- Benim için gerçekten zor olan bir dönemde tanıştık. Uyumakta hiç zorluk yaşamayan ben, uykusuzluk problemi nedeniyle çok kötü günler geçiriyordum.
Uykusuzluk ve yaşadığım deneyimle ilgili bir makale yazdım. Yazdığım makale, İngiltere’de “Woman’s Hour” adlı programda benim sesimden okunmak üzere kabul edildi. Londra’ya gittim, BBC Radyo’da kendi sesimden makaleyi kayıt edecektik. Russ ile orada tanıştık. Sonrasında Edinburg Film Festivali’ne katıldım, Russ’a “Sen de gelmelisin” dedim. O da peşimden trene atladı ve geldi.
“Edinburg’dan sonra nereye gidiyoruz” diye sordu. Kanada’ya annemi görmeye gidecektim. “Ben Vancouver’a hiç gitmedim” dedi ve Kanada’ya geldi.
Ardından bir iş için Avustralya’ya gitmem gerekti, orada da beni yalnız bırakmadı. Bu şekilde başladı. Pandemi döneminde de elbette hiç ayrılmadık.

Kim Cattrall: İlgi çekmek istiyorsan her şeyi anlatma


 

BAKMADAN GEÇME!