Güncelleme Tarihi:
◊ Cengiz Semercioğlu: Bu kadar acemice bir “iş görüşmesi” hayatımda görmedim. Madem konuştuğunuz proje bu kadar yakın bir işbirliği gerektiriyor hiç değilse bir Uber minibüsü kiralasaydınız da kameralara yakalanmasaydınız. Ayrıca Hazer’in eşiyle ilgili açıklaması da doğru değil.
Eşiyle aralarında sorunlar olduğu biliniyor ve bu yüzden eşi şu anda Dubai’de.
Bu olay Hazer ve eşi arasındaki krizi daha da tırmandırdı, hızlı bir boşanma süreci başlarsa şaşırmayın.
◊ Ömür Gedik: İş için görüşüyorlarsa neden saklanıyorlar? İş görüşmesinde neden yüzlerini örtme gereği duyuyorlar? İnsan hadi yüzünü sakladı, neden gözünü kapar?
Hazer Amani keşke sussaydı. “Yap et inkar et” de bir yere kadar!
◊ Onur Baştürk: Sıla’nın içinde olduğu durumla empati yapıyor, onu anlamaya çalışıyorum ama yine de bu süreçte böyle “dağıtmış” pozlar tam aksine onu daha yıpratacak. İnsanların eline malzeme vermiş olacak. Bu yüzden kendini frenlemesi, dikkatli olması gerekiyor. Hazer Amani ile aralarında bir şey yokmuş, ben öyle duydum. Ama sonuçta arabada sızmış pozları fena. Herkes bunu hatırlayacak.
Duygusal savrulma
Sıla duygusal bir savrulma mı yaşıyor? Şu dönemde markasını doğru yönetiyor mu? Bu görüntüler sonrasında, “İşte bakın Ahmet Kural haklı çıktı” diye yapılan yorumlara ne diyorsunuz?
◊ Onur Baştürk: “İşte bakın Ahmet Kural haklı çıktı” diyenler bayağı saçmalıyor. Sıla bence hâlâ Ahmet Kural’a karşı duygularını öldürmekle meşgul. Çünkü kolay değil. Çok âşık olduğunuz biri gelip sizi dövüyor. Tüm duygu sisteminizin altüst olması normal. Sıla daha fazla savrulma yaşamadan eminim toparlayacak.
◊ Cengiz Semercioğlu: Sıla’nın duygusal bir karmaşa içinde olduğu açık. Ancak bu görüntülerin hiçbiri, Ahmet Kural’ın uyguladığı şiddeti haklı çıkarmaz. Sıla şu anda bekar bir kadın... Ne yani içip biraz dağıtmış bir kadın dayağı hak ediyor demeye getiriliyor... Sıla sadece kendine ve markasına zarar veriyor bu görüntüleriyle... Biraz daha dikkatli davranması lazım bu dönem.
◊ Ömür Gedik: Bunun Ahmet Kural olayıyla bir ilgisi yok. Elmayla armudu karıştırmayalım bir kere. Ama Sıla’nın bir duygusal karmaşa yaşadığı ve oradan oraya savrulduğu ortada. Markasını düşünerek hareket ediyor gibi de görünmüyor.
Özlediğimiz sahneler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say konserine giderek ezber bozdu. Fazıl Say’ı Külliye’ye ve İstanbul Açıkhava’da konser vermeye davet etti. Bu buluşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cengiz Semercioğlu: Son yıllarda toplum olarak o kadar çok kutuplaştık, o kadar çok gerildik ki...
O yüzden bu tür yakınlaşmalar, detant politikaları ülkenin geleceği için önemli. Cumhurbaşkanı’nın, fikirlerine, görüşlerine katılmasa da Fazıl Say’ı ayakta alkışlaması, sahnede tebrik etmesi, Say’ın Erdoğan’ı saygıyla kulisinde ağırlamasından güzel ne olabilir?
Fikirlerimiz aynı olmasa da yan yana durabileceğimizi gösterdiler bize...
Onur Baştürk: Çok iyi bir buluşma oldu bu. Özlediğimiz sahnelerdi bunlar.
Şimdi önemli olan bundan sonra Fazıl Say’ın kendine ait çizgisindeki tutumun değişip değişmeyeceği.
Say’ın tarafında yer alanların merak ettiği konulardan biri bu.
Ömür Gedik: Bence Cumhur-başkanının Fazıl Say konserine gitmesi güzel bir davranış.
Üstelik sadece gitmekle kalmamış, Külliye ve Açıkhava’da da konsere davet etmiş.
Sanat evrensel bir birleştirici, kucaklayıcı. Bu tür buluşmaların devamının gelmesi dileğiyle.
Burak’ın davranışı etik mi
Burak Özçivit, Katarlı kadınlarla yemek yedi ve karşılığında 1 milyon lira aldı. Meryem Uzerli geçmişte şeyhle para karşılığı yemeğe çıktığı için çok konuşulmuştu. Burak neredeyse alkışlanacak. Meryem aldığı parayı bağışladığını açıklamıştı üstelik... Peki Burak’ın davranışı etik mi?
Onur Baştürk: Meryem aldığı parayı bağışladı diye melek, Burak bağışlamadı diye şeytan olmuyor tabii.
Bu manasız bir bakış açısı. Her şeyden öte bu olay bir “business”.
Bir hayran organizasyonu. Kabul eder ya da etmezsin. Kabul ettiğinde de tabii ki bu parayı hak etmişsindir.
Kalkıp parayı bağışlamak da bana açıkçası “sanki bir suç işlenmiş de kendini temize çekme numarası” gibi geliyor.
Burada önemli olan, aynı organizasyona bir kadın gidince “kötü”, bir erkek gidince ise “şahane” algılanması.
Ömür Gedik: Burak aldığı parayı ister bağışlar isterse kendine alır, buna biz karışamayız, yargılayamayız da.
Burak tek bir kadınla yemek yese eminim bu davranışını da eleştirirdik.
Ama 80 kadın olunca bu bir toplantı gibi algılanıyor.
Bu yüzden çok yadırgadığımı söyleyemeyeceğim.
Baş başa olmadığı sürece sorun yok bence.
Cengiz Semercioğlu: Peki bir kadın oyuncu 80 erkekle para karşılığı yemek yese yadırgar mıydın Ömür? Kadınlar yapınca tartışılan mesele, erkek yapınca övgüyle karşılanıyor.
Burak’ın dizisi olmadığı, Arap dünyasında projesi olmadığı bir dönemde gidip bunu yapması paragözlülükten başka bir şey değil.
Diğerlerine örnek olsun
Murat Boz’un TEV’e sessiz sedasız yaptığı 250 bin liralık bağış Vahap Munyar’ın yazısıyla ortaya çıktı. Yaptığı sosyal sorumlulukla ortalığı yıkanlar karşısında Murat Boz’un bu tavrını nasıl buldunuz?
Onur Baştürk: Sessiz sedasız yaptı ama yine ortaya çıktı işte. Murat Boz’un yaptığı elbette doğru olan. Yardım sessiz yapılır kimsenin duyması gerekmez.
Asil olan da bu değil mi zaten?
Cengiz Semercioğlu: Şuraya beş adet alkış emojisi koyuyorum. Genç yaşta sanatçılar genelde böyle yüklü bağışlar yapmaz, o dönemlerinde sadece küplerini doldurmayı düşündükleri için. Araba alayım, ev alayım diye düşündükleri için.
Murat Boz ise tam tersini yaparak örnek bir davranış sergilemiş. Gerçekten kendisini tebrik ediyorum, eğitime yardım etmesi de ayrıca takdire değer. Helal olsun Murat Boz’a...
Ömür Gedik: Vahap Munyar iyi ki duyurdu bu bağışı. Ben ünlü ünsüz, herkesin yaptığı yardım ve bağışları duyurmasından, duyurulmasından yanayım.
Nedeni ise iyi örnek olmak, örnek gösterilmek, taklit edilmesini, izinden gidilmesini sağlamak. Murat Boz’un bu güzel bağışı umarım daha nicelerini harekete geçirir, örnek olur.
Muhterem hanımı polemiğe sokmak doğru değil
Muhterem Nur, en son Engelsiz Yaşam Vakfı’nın gecesinde “Müslüm” filmindeki gömleği ve adına tasarlanan yüzüğün açık artırmada satılması üzerine, “Dolandırıcılar, eşimin ismini paramparça ediyorlar” dedi. Buna karşılık da Engelsiz Yaşam Vakfı hakaret davası açtı. Aylardır Müslüm Gürses’in adı üzerinde dönen tartışmalarda Muhterem Nur cephesi mi haklı, yapımcı Mustafa Uslu cephesi mi?
Ömür Gedik: Cephelerde Mustafa Uslu yok aslında, Muhterem Nur ve Engelsiz Yaşam Vakfı var. Vakfın açık artırma ile sattığı yüzüğün parası bir hayır işine gittiği için ben vakıf tarafındayım.
Sonuçta Müslüm filminde kullanılan eşyalar satılmış. Ortada bir kandırmaca da yok yani.
Onur Baştürk: Doğrusu bu konuda kim haklı kim haksız çözemiyorum.
Galiba filmin çok fazla ilgi görmesiyle birlikte para paylaşımında sorun oldu. Film bu kadar ilgi görmeseydi belki bu kadar arıza çıkarmayabilirdi Muhterem Nur cephesi.
Cengiz Semercioğlu: Muhterem Hanım biraz daha sakin olmalı. Müslüm Gürses’in adının geçtiği her konuda çıkıp bir şeyler söylüyor. Kimi zaman parasını almadığını, kimi zaman yüzüğün kendisinde olduğunu söylüyor. 84 yaşında bir kadını bu tür polemiklerin içine sokmak da doğru değil. “Müslüm” çok izlendi, biraz da bunun keyfini sürsün artık.