Kerem Alışık Kanal D'nin yeni dizisi Kara Kutu'yu anlattı

* Kerem Bey, “Kara Kutu” dizisine nasıl dahil oldunuz?

- Önce senaryoyu okudum. Akıcı, tempolu ve hoş bir senaryoydu. Komiser Tekin karakteri son derece doğru çizilmişti, çok sevdim. Genelde böyle farklı roller oynamak hoşuma gidiyor. Hikâyenin geneli de çok hoşuma gitti. Beni dizide görmek istediklerini söylediler, neticede anlaştık.

* Tekin nasıl biri?

- Mazbut bir aile babası. Karısıyla güzel bir ilişkisi var. Mesleğinin de aşığı. Doğrularının peşinden giden, kendini hiç bozmayan biri. Vicdanlı bir adam.

* Rol için bir hazırlık süreci geçirdiniz mi?

- Tabii ki. Tekin’in duruşunu, yürüyüşünü, ifadelerini oluşturabilmek için çok fazla film izledim. Kitaplar okudum, araştırmalar yaptım. Biraz da hayal gücümle bir şeyler eklemeye çalıştım.

* Tekin, gizemli bir karakter mi?

- Hayır, işini doğru yapmaya çalışan bir komiser sadece. Suçu ve suçluyu arayan biri. Bu konuda karısıyla sorunlar yaşıyor. Karısı, “Artık emekli ol, bu işleri bırak” diye ısrar ediyor. O ise “Hayır, suçluyu bulmadan bu işi bırakmam” diyor.
BEN HAREKETLİ ADAMIM TEKİN BİRAZ DURAĞAN

* Tekin’le benzer yanlarınız var mı?

- Sakinliğini benzetiyorum kendime. Ayrıca soğukkanlı, sabırlı oluşunu... İşine aşık oluşunu... Vicdanlı, adaletli, dürüst taraflarını. Benzeşen çok yanımız var. Zıt yanlarımız da. Mesela ben hareketli adamım, o ise biraz
durağan.

* Sizi daha çok duygusal rollerde izledik. Daha önce bir polisi canlandırmış mıydınız?

- Uzun zamandır böyle bir rol oynamamıştım. Beni de işin bu tarafı cezbetti zaten.

* Sette ortam nasıl, çekimler nasıl geçiyor?

- Güzel geçiyor. Uyumlu, disiplinli ve neşeli bir setimiz var. Herkes işini iyi yapmaya odaklı.

* Deniz Uğur, Hazım Körmükçü ve Orhan Kılıç’la birlikte rol alıyorsunuz. Önceden tanıyor muydunuz bu isimleri?

- Evet, tanıyordum. İyi bir iletişimimiz var. Bu da rahatlatıcı bir faktör. Uyum anlamında da iyi...

BABA VE ANNEDEN SONRA ATA OLDUK

* Diziden tiyatro çalışmalarınıza zaman ayırabiliyor musunuz?

- Tiyatro bizim vazgeçilmezimiz. Sadri Alışık&Çolpan İlhan Tiyatrosu, bu sene çok iyi gidiyor. “Guguk Kuşu” oyunumuz yoğun ilgi görüyor. Bu yıl çıtayı biraz daha yükselttik. İnşallah annemden sonra da daha yukarılara çıkaracağız.

* Annenizin vefatı, size bir sorumluluk da yükledi, değil mi?

- Tabii. Ailede baba, anne ve dayıdan sonra ‘ata’ olduk. En yukarıdaki kişi benim şimdi. Kolay değil tabii. Bunu taşımak, bu noktadan bakabilmek çok kolay bir şey değil...

* Şiir yazmaya devam ediyor musunuz?

- Yazmak, hayatımdan çıkmıyor ki... Hayatın içinde yazarak duygularını ifade etmeye çalışan biriyim. İnşallah uzun bir zaman sonra kitap da çıkarırım. Bütün duygularımı paylaşmak istiyorum.

* Sinema projeniz var mı?

- Yaza olacak inşallah. Yılda bir de tiyatro oyununda oynamayı düşünüyorum. Yaşamak, çalıştığımız, ürettiğimiz sürece “yaşamak” oluyor. Öbür türlüsü, “hayatta bulunmak”...

SUSARAK CEVAP VERİYORUM

* Genel olarak sakin bir yapınız var sizin...

- Evet, kontrol mekanizmam iyi çalışıyor. Hayattaki her şeyi sabır ve zamanın yapacağına inanıyorum. Bazen tepkilerimi bile susarak belli ediyorum. Susarak cevap veriyorum.

* Etkili oluyor mu?

- Oluyor. Bunun en azından motivasyonunuza, yaşam enerjinize katkısı oluyor.