Güncelleme Tarihi:
Müzik ve televizyon dünyasının yıldızlarının, Hürriyet okurlarının oylarıyla belirleneceği büyük gece öncesinde, üç genç oyuncu müjdeli haberi aldı. Kamuoyunun yakından takip ettiği kategorilerden biri olan “Pantene Yıldızı Parlayanlar” ödülünün sahipleri belirlendi. Sergiledikleri başarılı performanslarıyla, güçleriyle ve yetenekleriyle geçtiğimiz yılın en dikkat çeken isimleri arasında yer alan Melisa Şenolsun, Hazal Filiz Küçükköse ve Miray Daner, bu yılki törende sahneye Pantene Altın Kelebek’in parlayan yıldızları olarak çıkacak. Kendi mucizesini yaratan Hazal Filiz Küçükköse ile hazırlıklarını konuştuk.
◊ Bu yıl “Pantene Yıldızı Parlayanlar”dan biri oldunuz. Geçmiş yıllarda ödül kazananları ve onların geldiği noktaları da biliyoruz. Bu ödülün kariyerinizi nasıl etkileyeceğinizi düşünüyorsunuz?
- Pantene Yıldızı Parlayanlar ödülü artık bir değer oldu. Kimse bunu yadsıyamaz. Bu ödüle layık görülmek benim için çok önemli. Aslında ben işin o kısmındayım.
Bunu hak ediyor olmak, birçok aday arasından tercih edilmek yaptığım işin nerede olduğunu gösteren bir çıta. Bundan dolayı kendimi çok mutlu, şanslı ve güvende hissediyorum.
◊ Haberi aldığınızda nasıl hissettiniz?
- O sırada setteydim. Çok duygusal bir sahne çekiyordum ve ağlıyordum. Telefona bir mesaj geldi, “böyle bir durum var, sen seçildin” diye, çok mutlu oldum. Ağlarken gülmeye başladım. Bu ödülü alabiliyor olmak, bu işi yaparak aldığım en güzel geri dönüşlerden biri. Ektiğimi biçiyorum.
YURTDIŞINDA DİZİ YAPMAK HAYALİM
◊ Yurtdışında Türk dizilerinin çok fazla izlenmesinin size katkısı oluyor mu?
- Mutlaka oluyor. Bir sürü ülkeden bizi izleyen ve çok sıkı takip eden insanlar var. Belki de kendi kültürlerine çok yakın ve samimi buluyorlar. İnsanların sizinle iletişiminin şekli de bundan kaynaklanıyor büyük ihtimalle. Sosyal medyanın bu anlamda çok büyük bir etkisi var. Çok yakınsın ama bir o kadar da uzaksın, görüyorsun ama dokunamıyorsun gibi. Her anlamda kapılar açıyor, bir hayal kuruyorsunuz ve kendinizi orada görüyorsunuz. Oraya ulaşmaya çalışıyorsunuz. Enerjimi bu alanda bir yere gelmek ve hayallerime ulaşmak için harcıyorum.
◊ Bahsettiğiniz o hayal nedir?
- Belki yurtdışında güzel bir dizi yapabilmek... Her ülkeden bir oyuncu çıkıyor uluslararası arenada, ben de onlardan biri olabilmek isterim. Kaliteli ve iz bırakan sinema filmlerinde, dizilerde yer almak, kendimi mutlu edecek işler yapmak istiyorum. Onların en başında da yurtdışında bilinen Türk oyunculardan biri olabilmek var.
SPOR, OLMAZSA OLMAZLARIMDAN
◊ Sporcu bir kişiliğiniz var. Düzenli çalışıyor musunuz?
- Kendimi bildim bileli spor yapıyorum. Atletizmle uğraştım, 12 yıl basketbol oynadım. Sonra sakatlandım bir süre ama masa tenisi oynamaya başladım. Hepsinde güzel derecelerim var. Şimdi de evimde bir spor odam var. Hoca eşliğinde kick boks ve pilates yapıyorum. Sürekli değiştiriyorum spor çeşitlerini çünkü bedenim buna alışık. Spor yaptıkça yenileniyorsunuz, bedene de ruha da iyi geliyor. Hayatımda olmazsa olmazlarımdan biridir.
◊ Bu kadar spor yapıp üzerine kimya mı okudunuz?
- Aslında ilk biyoloji okudum. Hayatımın önemli dönemlerinde hep kritik seçimler yaptım ve o seçimler de beni bir yere taşıdı. Basketbolda kariyer fırsatım vardı ama o dönem üniversiteye hazırlık dönemiydi ve geleceğimi şekillendireceğim bir evredeydim. “Ya altın bileziğin olacak ya da sürprizlere açık olacaksın” dediler. Basketbol kariyeri de sürpriz olarak nitelendirdikleri arasındaydı, çünkü sakatlandığınız anda ne olacağını kestiremiyorsunuz.
İşimi hep en iyi şekilde yapmaya çalıştığım için basketbolda da aynı şeyi yaptım ve hem güç, hem kondisyon anlamında bir kadının göstereceği performansın çok üstünde bir performans sergiliyordum.
Dolayısıyla sakatlanmalara çok açık bir pozisyondaydım. Bu da geleceğim için risk olarak görüldü ve üniversite sınavına girmeye karar verdim. O arada bir sakatlık dönemi geçirdim. Bu bana gönderilen bir mesaj gibiydi.
Sınava girdim ve puan sisteminin değişmesinden dolayı çok istemesem de biyoloji bölümü yazmak durumunda kaldım. Bölümü okumaya başladığımda sadece bunun beni mutlu etmediğini anladım. Aynı dönem çok sevdiğim ve çocukluğumdan beri tutkuyla bağlı olduğum tiyatroya devam ediyordum. Tiyatrodan çok besleniyordum, o dönemde tiyatro kulübümüzde bir oyuna hazırlanıyorduk.
◊ Peki ya sonra?
- Üçüncü sınıfta biyoloji finali sınavında 500 yıl önceki bir mantarın ismi sorulduğunda risk aldım, kalemi bıraktım ve dışarı çıktım. Sonra sosyal medyamı kontrol ettiğimde bir dizinin oyuncu seçmeleri için teklif aldığımı gördüm ve o an bu alanda ilerlemek istediğime daha da emin oldum. Başarılı bir eleme sürecinden sonra üç gün içinde kendimi sette buldum. Ankara’da diziye başladım, okula da Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde devam etmek istedim ama Kırıkkale Üniversitesi’ndeki üç yıllık derslerim sayılmadı.
Ben de kimya bölümünü tercih ederek lisans hayatıma devam ettim.
HÂLÂ TATİLE GİDEMEDİM
◊ Diziniz Rüya bu pazar son bölümüyle ekrana gelecek. Çekimler süresinde tatile çıkma imkânı bulabildiniz mi?
- Hayır henüz bulamadım. Yoğun bir çalışma ortamındaydım. Yakın zamanda bir tatil istiyorum. Henüz plan yapmadım çünkü plansız olmayı, anda kalmayı ve keyfini çıkarmayı düşünüyorum.