Güncelleme Tarihi:
* Kenan Bey, yeni sezonda “Güllerin Savaşı” dizisinde karşımıza çıktınız. Canlandırdığınız karakterden biraz bahseder misiniz, nasıl biri Tibet?
- Tibet Yalçın, tekstilci işadamı. Sektörün en büyüklerinden, hatta ‘Aslan Kral’ diye biliniyor. İşini iyi yapan, iddialı bir adam. Egosu çok fazla. Yetimhanede büyümüş. Karanlık bir tarafı var, bir tarafı da çok şımarık.
* Yetimhanede büyümüş ama iş dünyasının en iyileri arasına girmiş, onunki aynı zamanda bir başarı öyküsü diyebiliriz o halde?
- Evet, başarılı bir adam. Fakat büyürken yaşadığı talihsizliklerin acısını başkalarından çıkarmaya çalışıyor. Başarıyı yakalamış olsa da küçükken oluşan o yara onda hâlâ duruyor.
* Ailesini arayacak mı Tibet?
- O, karakterin geleceği en son yer... Tibet, yaralarını sarmak için başarısını kullanıyor. En zirveye çıkmak ve insanlara bunu göstermek istiyor. Ama belki de aradığı şey, aile ortamı. Zamanla bunu keşfedecek.
* Gülfem karakteriyle aşk yaşayacak galiba...
- Olabilir. Gülfem de egosu yüksek bir kadın. Onlarınki de egoların savaşı olacak! (Gülüyor)
KARAKTERLER DENGELİ
* Diziye önceden izliyor muydunuz?
- Denk geldiğimde izliyordum. Karakterleri ve kadroyu çok başarılı buluyordum.
* Teklif geldiğinde neler düşündünüz?
- Teklif geldiğinde diziyi daha dikkatli izlemeye başladım. Hoşuma giden şu oldu; hiçbir karakter idealize ve net şekilde siyah ya da beyaz değil. Hepsinin hem aydınlık hem de gölgeli tarafları var. Karakterler bir denge üzerine yürüyor.
* Oturmuş bir ekibe sonradan dahil olurken, endişeleriniz oldu mu?
- Yok olmadı. Teklif geldiğinde böyle kadroyla çalışmak güzel olur dedim, pozitif yaklaştım.
* Tibet, biraz çapkın, flörtöz bir adam. Onunla benzer yanlarınız var mı?
- Muhakkak vardır. Tarzlarımız çok farklı ama neticede hepimiz insanız, hepimizin benzer yanları var.
BU FİLM, KARİYERİMİN EN ÖZEL PROJESİ
* Gelelim yeni sinema filminiz “Ertuğrul 1890”a...
- Kariyerimin şu ana kadarki en özel projesi. Bendeki yeri çok ayrı, çünkü çok büyük bir proje. Kültür Bakanlığı ve Japonlar tarafından çekildi. Türk Hava Yolları da sponsor. Tarihimizdeki iki önemli olayı anlatıyor.
* O olaylardan biri, 1890 yılında Japonya’ya gönderilen Ertuğrul Fırkateyni’nin batışı...
- Evet... Fırkateyn, zorlu yolculuğundan sonra Japonya’ya varıyor ama dönüş yolunda bir tayfuna yakalanıyor. Faciada 522 şehit veriliyor. Denizcilerimiz oradan dönemiyor. Japonlar onlara sahip çıkıyor, orada mezarlık ve anıt kuruyorlar. Bu, Türk-Japon dostluğunun başlangıcı olarak görülüyor.
* Peki diğer olay?
- 1985 yılında yaşanan İran-Irak savaşında Saddam, Tahran’ı bombalayacak ve yabancıların 24 saat içinde şehri terk etmesi için uyarı yapıyor. Japonlar, Türkiye’den yardım istiyor. Turgut Özal’ın talimatıyla Türk Hava Yolları, Japonları tahliye etmek için bir uçak gönderiyor. Filmimiz işte bu iki hikâyeyi anlatıyor. Barış ve fedakârlık üzerine çok önemli bir film.
ÇEKİMLER İÇİN 1,5 AY JAPONYA’DA KALDIM
* Çekimler nasıl geçti?
- Çekimler için yaklaşık 1,5 ay Japonya’da kaldım. Sonrasında bir ay İstanbul’da, bir ay da Antalya’da çalıştık. İki farklı karakteri canlandırdım. Çok deneyimli insanlarla çalıştım. Güzel bir tecrübeydi.
* Japonya’daki çekimlerde zorlandınız mı?
- Son derece profesyonel bir ekiple çalıştım, hiç zorlanmadım. Benim için muhteşem bir çekim oldu. Japon kültürüyle tanışmak da çok güzeldi.
* Peki film ne zaman vizyona girecek?
- Japonya’da 5 Aralık’ta seyirciyle buluşacak. Türkiye’de ise kasım ayında vizyona girmesi planlanıyordu ama seçimler nedeniyle ertelendi, şu an için belli değil.
BURALARA İYİCE ALIŞTIM
* Yurtdışında da yaşadınız ve bir süredir Türkiye’desiniz. Alıştınız mı buraya?
- Artık Türkiye’deki 6’ncı yılımdayım. İyice alıştım buralara... Ama hiç aklıma gelmezdi buradayken Japonlarla film çekeceğim. Kendimi çok şanslı his-
sediyorum.