Güncelleme Tarihi:
Üstelik sadece ailesi için de geçerli değildi bu durum... Onlar annelerini, büyükannelerini, akrabalarını kaybetmenin şokunu ve acısını yaşarken bütün dünya da hiç bulunduğu yerden ayrılmayacakmış gibi görünen Kraliçe'nin kaybını sindirmeye çalıştı.
Daha sağlığının kötüye gittiği ilk duyulduğunda bile Elizabeth sonrası monarşiye ne olacağı tartışılmaya başlanmıştı aslında.
Elizabeth'in hayata vedasının ardından birçok kişi Kate ile William'a güveniyordu. Galler çifti, ailenin en çok sempati toplayan üyeleri çünkü. Fakat Kate'in hastalığı onları da kameralar önünden uzaklaştırdı.
Birçok kişiye göre "şirket" diye tanımlanan aileyi bir arada tutan kişi Elizabeth'in ta kendisiydi... Onun ölümüyle de monarşi tökezleyecekti.
Elbette başta öyle olmadı. Yıllarca veliaht olarak anılan Charles tahta geçti. Karısı Camilla, "kraliçe" unvanını aldı. Zaten ilk sıradaki veliaht William karısı Kate Middleton ile birlikte çok iyi bir takımdı.
Yani bu manzaraya bakan kraliyet yanlıları monarşinin daha çok uzun süre dimdik ayakta duracağına inandı. Zaten sonrasında da Kate ile William'ın üç tane çocuğu da vardı sırada...
Hemen ardından da Charles'ın kansere yakalandığı duyuruldu.
Aileyi takip eden milyonlarca kişi için Kate'in hastalığı hem büyük bir şaşkınlık hem de söylenti konusu oldu.
Çok uzun iyileşme süreci olduğu duyuruldu ama hastalık sır gibi saklandı. Galler Prensesi şu anda büyük bir gizem perdesinin ardında.
William önceleri karısının yanında olmak için programlarını iptal etti ama sonra yine çalışmaya başladı.
Prens işe döndü dönmesine ama yanında Kate olmadan gittiği bütün ziyaretler öyle sönük geçti ki! Bu süreçte de halktan bir aileden gelip kraliçe olma yolunda ilerleyen Kate'in ailenin tanıtım yüzü olduğu tam anlamıyla kanıtlanmış oldu.
Ailenin önde gelen üyelerinin yaşadığı bu sağlık sorunları yüzünden İngiliz kraliyet ailesi sanki buharlaşıp uçtu.
Oysa Kraliçe 2. Elizabeth "İnsanlara görünmeliyim ki insanlar da benim var olduğuma inansınlar" deyip en kötü gününde bile elinden geldiğince işlerini aksatmamaya çalışıyordu.
Hatta ölümünden bir gün önce bile o sırada başbakanlık görevine gelen Liz Truss'ı kabul etmişti.
Ama bu olup bitene diğer yandan bakınca da koskoca bir ailenin sorumluluğunu sadece belli başlı kişilere yüklemenin yanlışlığı da iyice ortaya çıkmış oldu.
Durum öyle bir hale geldi ki Prens Andrew'nun eski karısı Sarah Ferguson bile ailenin kalabalık görünmesi gereken etkinliklerin gediklisi haline geldi.
Yine Andrew'nun damatları Jack Brooksbank ile Edoardo Mapelli Mozzi de eskisinden daha fazla göz önüne çıkmaya başladı.
AİLEYE YENİ YÜZLER VE TAZE KAN GEREK
Bunu elbette aile de biliyor ama artık İngiliz basını da sık sık ailenin yeni yüzlere, genç kuşaklara yani taze kana ihtiyacı olduğunu dile getirir oldu.
Bu konuda bütün gözlerin çevrildiği kişiler ise Edinburgh Dükü Edward ile karısı Sophie'nin iki çocuğu.. Yani Kral Charles'ın en küçük kardeşinden dünyaya gelen yeğenleri.
Kraliçe'nin en sakin oğlu Edward ile en gözde gelini Sophie'nin biri 16, diğeri 20 yaşlarındaki iki çocuğu pek çok kişiye göre aileye taze bir soluk getirecek iki kişi.
Bu görüşte olanlara göre özellikle de bir süredir kamuoyunun meraklı bakışlarını üzerinde toplayan 20 yaşındaki Lady Louise Windsor tam da bu iş için biçilmiş kaftan.
ONA 'AİLENİN GİZLİ SİLAHI' DİYORLARDI
Sarı saçları, mavi gözleri ve uzun boyuyla "İngiliz gülü" olarak anılan Lady Louise, özellikle amcası Charles'ın taç giyme töreninde çok dikkat çekmişti.
Kraliyet uzmanları şimdi bu iki genç üyenin daha fazla ön plana çıkıp ailenin tökezleyen imajına taze bir soluk getirmesi gerektiğini ifade ediyor.
Aslına bakılırsa Edward ile Sophie'nin kızı Louise, son bir buçuk yıldır "İngiliz kraliyet ailesinin yeni silahı" olarak tanımlanıyor. Katıldığı etkinliklerde giderek de yıldızlaşmaya başladı genç kız.
Son yıllarda yaşı büyüdükçe daha fazla dikkat çeken Louise'in babasının bir süredir kraliyet ailesinde eskisinden daha önemli bir konumu var. Annesinin ve hatta erkek kardeşinin de.
Babası Edward Edinburgh Dükü, annesi Sophie de Edinburgh Düşesi unvanını aldı. Bu yıla kadar babasına ait olan Wessex Kontu unvanı ise kardeşi James'e geçti. Genç kız ise bütün bu gelişmelerin dışında sadece Lady Louise Windsor olarak biliniyor.
Genellikle sakin bir hayat süren ve çok gerektiğinde kamuoyu karşısına çıkan Louise Windsor, özellikle de Charles'ın taç giyme töreni sırasında çok fazla dikkat çekti. Hatta Kate Middleton ile birlikte o günün en çok konuşulan kişisi oldu.
Birçok kişi Louise hakkında "Tam bir İngiliz gülü. Keşke Charles ona daha fazla kraliyet görevi verse" diyerek görüşünü belirtti.
BÜYÜK AMCASININ OĞLU EVLENİRKEN NEDİMELİK YAPTI
Aslında mensup olduğu aile itibariyle Louise, daha küçüklüğünden bu yana dünya kamuoyunun karşısında.
Ama yaşı ve anne- babasının konumu gereği hep geri planda kalıyordu. Bir yandan kendisi büyüyüp diğer yandan anne ve babasının konumu yükselince o da daha fazla dikkat çeker hale geldi.
Kraliçe 2. Elizabeth'in en küçük iki torunundan biri olan Louise,- ki diğeri kardeşi James- Prens William ile Kate Middleton'ın 29 Nisan 2011'deki düğününde nedimelik yapmıştı.
O zaman küçücük bir çocuk olan Louise, tören sonrasında gelin ve damat ile Buckingham'ın balkonuna çıkıp halkı da selamlamıştı.
18 AYLIKKEN GÖZÜNDEN OPERASYON GEÇİRDİ
Son zamanlarda giderek güzelleşen dış görünümüyle de dikkat çeken Louise'in bugünlere gelmesi hiç de kolay olmadı.
Çünkü dışarıdan bakıldığında ayrıcalıklı bir aileye mensup olan kız küçücük yaşında defalarca bıçak altına yattı.
Tıpkı William ve Kate gibi St. Andrews Üniversitesi'nde okuyan Louise, nadir rastlanan bir göz hastalığıyla dünyaya geldi.
Esotropia adı verilen ve gözlerden birinin içeriye doğru bakmasına neden olan bu hastalık yüzünden de henüz 18 aylıkken bir operasyon geçirmesi gerekti.
Annesi Sophie'nin Sunday Express'e verdiği röportaja göre Louise'in böyle bir hastalığı olmasının nedeni erken dünyaya gelmesi.
Sophie kızının hastalığını anlatırken " Eken doğan bebekle genellikle bu tür sorunlarla doğabilir. Çünkü bir bebeğin gelişiminde en son tamamlanan ayrıntı gözler" demişti.
Her ne kadar Louise 18 aylıkken bu nedenle operasyon geçirse de sonuç başarılı olmadı. Bundan sonra da küçük Louise için bir tedavi uygulandı.
Genç kız, 10 yaşına geldiğinde bir kez daha gözünden operasyon geçirdi. Ondan sonra da görüşü düzeldi. Bir dönem de dişlerine tel takılar Louise, bütün bunların sonucunda bugünkü dikkat çeken görünümüne kavuştu.
NORMAL ÇOCUKLAR GİBİ BÜYÜMESİNİ İSTEDİLER
Onun spot ışıklarının altına çıkmakta neden bu kadar geciktiğine gelirsek... Babası ve annesi her iki çocuklarının da normal yaşıtları gibi büyümesini istedi. Hatta bu yüzden hakları olmasına rağmen özel unvanlar bile almalarını istemediler.
Fakat Prens Harry ile Meghan Markle'ın aileden ayrılmasından sonra Edward ile Sophie'nin aile içindeki konumları yükselince çocukları da artık daha fazla etkinlikte yer almaya başladı.
GENÇ KUŞAĞIN ÖNE ÇIKAN İSİMLERİNDEN
Aslına bakılırsa birçok uzmana göre İngiliz kraliyet ailesinin, halkın genç kesimini etkileyebilmesi için 20 yaşındaki Louise'i giderek daha fazla ön plana çıkarması zaten gerekli bir durum.
Her ne kadar William ile Kate'in çocukları sık sık etkinliklerde halkın karşısına çıkıp herkesten rol çalsalar da onlar henüz küçük.
Başta kral ve kraliçe olmak üzere ailenin üst düzey üyeleri de artık olgun yaşta. Kate ile William'ın dışında daha genç kesimlere hitap eden üyelerin sayısı Harry ile Meghan'ın ayrılığından sonra azaldı.
İşte bu yüzden her ne kadar kendisi çok sevilmese de Andrew'nun kızları Beatrice ve Eugenie ile eşleri eskisinden daha fazla ön plana çıkarılıyor.
Daha genç kuşağa bakıldığında ise Lady Louise Windsor, ailenin sempatisinin artırılması açısından gerçekten de gizli bir silah.
Özetle İngiliz kraliyet ailesini takip eden birçok uzmanın görüşü bu yönde. Tabii ki George, Charlotte ve Louis tam olarak büyüyünceye kadar.