Güncelleme Tarihi:
* Yeni kitabınız piyasaya çıktı. Bu kaçıncı kitap?
- 9 oldu. Diğer yazdığım kitap ile arasında çok az zaman var aslında...
* Niye üst üste geldi peki?
- Çünkü altı ay kadar önce Instagram’da yazdıklarımla fenomen oldum. Yazılar yurtdışına kadar ulaştı. Bir anda yüzbinlerce takipçiye ulaşınca yayınevi bunu değerlendirmek gerektiğini düşündü. Yeni kitabım “Kalbin Anahtarı” Instagram’daki o sözlerden çıktı işte... Her bir söze yorum getirdik.
* Yani Instagram’da yazdığın sözlerden oluşan bir kitap...
- Evet. Aslında insanlarımız hap bilgiler istiyor artık. Bu da öyle bir kitap oldu.
* Peki bir anda takipçi sayınızın yüzbinlere ulaşması sizi şaşırttı mı? Yoksa böyle bir ilgiyi zaten bekliyor muydunuz?
- Şaşırdım açıkçası, bu kadarını beklemiyordum.
* En çarpıcı, en çok yorum alan sözlerinizden birkaçını paylaşmanızı istesem...
- “Allah’ın adını evren, doğanın adını enerji yaptılar” diye bir söz söylemiştim. TT’ye bile girdi. Kandırılıyorsunuz, dikkat edin diye söylemiştim bu sözü. Bir de son zamanlarda herkes birbirine canım, kankam gibi sözler kullanıyor. Çoğu insan bir anda dost, bir anda aşık oluyor, bir anda evleniyor. O nedenle “Hayatınıza bir anda girenler ve ‘canım’ diyenlerden korkun. O insanlar ileride hayatınızdan bir şeyler çalmak için erkenden hayatınıza giren hırsızlardır” demiştim.
* Neden “Kalbin Anahtarı”?
- Farkında mısın, ülkede bir kesim tamamen aklıyla hareket ediyor. Olaylara bilimsel ve mantıksal gözle bakıyor. Bir başka kesimse inançları gereği kalbiyle hareket ediyor. Ülkede ötekileştirme başladı. Aklını çok kullananlar, kalbini çok kullananlara karşı tutucu olamaya başladı. Açıkçası ne Mevlana’nın peşinde koşun ne de Freud’un. Yine yürüyeceğiniz yol kendi yolunuz olacak. O nedenle kitaba bu ismi verdim.
BU HAYATTA YÜZDE 100 ÇÖZÜM DİYE BİR ŞEY YOK
* Siz gerçek hayatta söylediklerinizin ne kadarını uygulayabiliyorsunuz?
- Uygulamaya çalışıyorum diyelim. Benim de sıkıntılarım, çözemediğim sorunlarım var. Ayda bir psikiyatriste gidiyorum. Hatalarım oluyor, kabul ediyorum. Bunlar bana insan olduğumu hissettiriyor. Yüzde 100 çözüm diye bir şey yok. Benim kalbimin anahtarı biraz sessizlik, biraz tevekkül... Evde mutlu olamayan elde mutlu olamıyor.
* Sizinle sokakta ya da bir mekanda karşılaşanlar en çok ne soruyorlar?
- Gerçek adımı ve soyadımı (gülüyor)... “Bu adı ünlü olmak için mi koydun?” diyorlar. Birkaç yayında öyle bir şey olmadığını kanıtlamak için kimliğimi gösterdim. Diğer soru ise “Bu kadar erken yaşta bu kadar işi nasıl yapabiliyorsun?” oluyor. Bu zamana kadar çok ilginç işlerin içinde bulundum, hâlâ da devam ediyorum. Psikoterapi eğitimi veriyorum. Cezaevlerinde motivasyon günleri düzenliyorum. Şirketlere eğitim veren bir firmam var. Sanatçı arkadaşlarıma kariyer ve ilişki üzerine danışmanlık yapıyorum.
* Gerçekten bu kadar işe nasıl yetişiyorsunuz?
- Günde 4-5 saat uyuyorum. Fazla uyumayı sevmem. Sabah 5,5 gibi kalkıyorum.
* İlişki danışmanlığı yapmak aklınıza nereden geldi?
- Ben Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nda okuyordum. Oradaki hocam “Sen bu işi yapamayacaksın, bence biraz psikolojiye yönel” dedi. Ardından bana Amerikan Üniversitesi’ni buldu. Orada davranış bilimleri çok ilgimi çekti. Orada lisansımı tamamladım. İnsan davranışları analizi çok hoşuma gidince beden dili eğitimleri almaya başladım. Sonra emniyete yöneldim. Avcılar ve Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlükleri’nin polislerine iletişim eğitimleri veriyordum. Sürekli insanları analiz etmeye başladım. Daha sonra Müjdat Gezen’in okuluna girdim. Sahne eğitimi almayı çok istiyordum. İki sene okudum. Bitirdikten sonra stand-up yapmaya başladım. Şimdi turnelere çıkıyorum, eğitim seminerleri veriyorum.
TRAVMATİK NESİL KENDİNİ GÖSTERMEYE BAŞLADI
* Son yıllarda kadın-erkek ilişkileri çok iç açıcı değil. Neler söylemek istersiniz?
- Çünkü, travmatik nesil kendini göstermeye başladı. 80’li ve 90’lı yıllarda kendi kabuğunda yaşayan anne-baba kültürü vardı. Dışarıda “mutlu”yu oynuyor, evde ciddi sorunlar yaşıyorlardı. Sıkıntıyı dile getirmeyen o anne-babaların çocukları büyüdü, anne ve baba oldu. Şimdi de onların evlatları sorunlu; aşk ve ilişki yaşamayı bilmiyorlar.
* Tam olarak sebep nedir?
- Bir sürü sebep var; teknoloji diyebilirsin, sömürülmüş din kavramı diyebilirsin. Geçmişte kadınlar “Önce ailem, sonra ben” derlerdi. Şimdiki kadınlar “Önce iş, sonra aile” diyorlar. Bu da erkeğe çok ters geliyor. Kadınların hâlâ kişiliği değil, dişiliği ön planda tutuluyor.
YILDIZ TİLBE’NİN BEDEN DİLİNDE ÇOK EKSİK VAR
Şimdi “3 Eğitim 3 Sertifika” turnesi başlıyor değil mi?
- Evet. Toplam 3 saatlik sunum yapıyorum. Eğitimin bitiminde de katılım sertifikası veriyoruz.
* Hangi ünlü isme eğitim vermek isterdiniz?
- Mesela Cumhurbaşkanımızın beden dili çok iyi. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok fazla eksiği var, ona eğitim vermek isterdim. Sanat camiasından dersen; Yıldız Tilbe derim. Çünkü onun da ciddi bir beden dili eksikliği var.
* Ünlülerin özel hayatlarıyla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
- Çok göz önünde yaşadıkları için saygınlıkları kalmıyor. En büyük sorun, biriyle ilişkiye başladıklarında bunu çok fazla afişe etmeleri. Açıkçası yüzde 80’i bunu PR için kullanıyor.
* Ya Ali Ağaoğlu’nun sık sık magazine konu olan beraberlikleri?
- Ben onun sağlıklı ilişkiler yaşadığını, ilişkilere karşı taraf odaklı baktığını düşünmüyorum. Daha haz odaklı... Ortada ciddi anlamda para ve beden ilişkisi var. Bu arada onunla birlikte olan kızların hepsinin de babasıyla problemleri var gibi duruyor. Ya babasına doyamamış ya da anne yüzünden babasıyla ilişkisi engellemiş kızlar.
3 EĞİTİM 3 SERTİFİKA TURNE PROGRAMI
6 Şubat- Kadıköy Halk Eğitim Merkezi
18 Şubat- Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi
19 Şubat- Trump Alışveriş Merkezi
20 Şubat- Yalova Raif Dinçkök Kültür Merkezi
21 Şubat- Ankara Antares AVM
22 Şubat- İzmir AKM