"Kendim üniversiteye gidemedim, onlar gitsin": Çocuklarım okusun diye ben kendimden geçtim!
Güncelleme Tarihi:
Böyle uzaktan bakıldığında Hollywood ünlülerinin kusursuz, dertsiz ve tasasız bir hayatları olduğu düşünülebilir... Nasıl düşünülmesin ki zaten! Sıradan insanlara göre servet sayılacak paraları sadece bir tek filmden alıyorlar. Reklam gelirleri diğer yandan. Üstelik piyasada bir kez tutunduktan sonra gayet konforlu bir hayat sürüyorlar. Çok büyük bir aksilik olmadığı sürece de paralarını akıllı kullanarak hayatlarının sonuna kadar bir elleri yağda bir elleri balda yaşayabiliyorlar.
Ama sanmayın ki hayattaki tek endişeleri kırmızı halıda hangi elbiseyle hangi değerli takıyı takacakları.
Her ne kadar ünlü de olsalar onların da sıradan insanlar gibi dertleri, tasaları ve amaçları olabiliyor. Özellikle de çocukları söz konusu olduğunda.
Örneğin onlar da ergen çocukları eve biraz geç kalınca telaşlanıyor, onların kötü yollara yönelmesinden korkuyor.
Onlar da çocuklarının geleceğinin kendilerininkinden daha iyi olması için ellerinden geleni yapıyor. Özetle her anne ve babanın çocuklarına dair arzuları ve kaygılarını onlar da taşıyor.
Â
ARTIK HAYATININ MERKEZÄ°NDE Ä°KÄ°ZLERÄ° VAR
İşte bunun son örneklerinden birini de Hollywood'un yıllara meydan okuyan yıldızlarından biri olan Julia Roberts sergiledi.
Danny Moder ile evliliğinden üç çocuk annesi olan Roberts, önceki akşam Jimmy Fallon'un sunduğu The Tonight Show adlı programa konuk oldu ve orada ilk göz ağrıları olan ikizleri Hazel ile Phinneaus hakkında ilginç açıklamalar yaptı.
Kendisi gibi Hollywood'un pırıltılı dünyasında hayatını geçiren bir yıldızdan beklenmese de milyonlarca anneden de duyulabilecek sözlerdi söyledikleri.
İKİZLER BÜYÜDÜ, YUVADAN UÇTU
Roberts, artık 19 yaşına gelen ikizlerinin yüksek öğrenime başladıklarını ve o andan sonra da hayatının odak noktasında yer aldıklarını anlattı.
Bir yandan da yeni filmi Leave The World Behind'ın tanıtımları için galadan galaya tanıtımdan tanıtıma koşan Julia Roberts çocuklarıyla ilgili her şeyin kendi sorumluluğunda olduğunu sözlerine ekledi.
Öncelikle iki büyük çocuğuna yani ikizlerine minnettar olduğunu belirtti Roberts. Bunun nedenini de şöyle açıkladı: " Çünkü onlar benim hala aynı anne olmama izin veriyorlar. Bana karşı çok anlayışlı davranıyorlar."
EN KÜÇÜK OĞLU DA ABLASINI VE AĞABEYİNİ ÖZLÜYOR
Roberts, ikizlerine evde de dışarıda da aynı şekilde annelik yaptığını sözlerine ekledi. Üniversite için bu sonbaharda evden ayrılan ikizlerine "Yeterince uyuyup uyumadıklarını; sesleri hasta gibi geldiğinde çay içip içmediklerini sorduğunu, geç kalacakları zaman kendisine haber vermelerini istediğini" anlattı.
Robert, hayatının önceliÄŸinin artık çocukları olduÄŸunu bu yüzden kendine fazla zaman ayıramadığını ve geri planda kalmaya razı olduÄŸunu belirtti.Â
Julia Roberts'in Danny Moder ile evliliğinden 19 yaşındaki ikizlerinin yanı sıra Henry adında 16 yaşında bir de oğlu bulunuyor.
Programda Jimmy Fallon, Roberts'ın küçük oğlu Henry'nin ağabeyi ve ablasının evden ayrılmasına üzülüp üzülmediğini sordu. Bunun üzerine Roberts "Yüzde 50, yüzde 50" diye yanıt verdi. Henry'nin bu durumu idare edebilse de Hazel ile Phinnaeus'u özlediğini sözlerine ekledi.
'BEN ONLAR KADAR ŞANSLI DEĞİLDİM'
İkizlerinin okumak için evden ayrılmasının kendisine biraz sersemlettiğini anlattı Julia Roberts. "Onlar için kesinlikle heyecanlıyım. Ben üniversite deneyimi yaşayacak kadar şanslı değildim. Bu yüzden onların bunu yapabildiğini görmek çok heyecan verici. Evet, ben onlar için gerçekten heyecanlıyım" diye konuştu ünlü yıldız.
Ãœnlü oyuncu hayatının odak noktasında evden ayrılan ikizlerinin olduÄŸunu ifade etti. Onların eÄŸitimlerini desteklemenin bütün hayatı haline geldiÄŸini sözlerine ekledi.Â
'KÄ°MSE EVLENME TEKLÄ°F ETMEDÄ°, BEN DE OKUMAK Ä°STEMEDÄ°M'
Julia Roberts Georgia, Atlanta'da büyüdü. Üniversite deneyimi yaşamak yerine New York'a gidip oyuncu olarak kariyer yapmaya karar verdi.
O dönemi bir röportajında şöyle anlattı 56 yaşındaki oyuncu " O zamanki düşünceme göre üç seçeneğim vardı: Evlenebilirdim, üniversite okuyabilirdim ya da New York'a gidebilirdim. Kimse bana evlenme teklif etmedi, ben de okula gitmek istemiyordum. O yüzden oyuncu olmak için New York'a gittim."
Julia Roberts, New York'a gittiğinde kendisi de oyunculuk kariyeri yapan ağabeyi Eric Roberts da yanındaydı.
İkisi de ilk oyunculuk deneyimini Blood Red adlı filmde yaptı. Ama film 1989 yılına kadar gösterime girmedi.
Ağabeyi Eric ile oynadığı ilk film olan Blood Red'in nihayet gösterime girmesinden bir yıl sonra kendisine gerçek anlamda şöhret getiren Pretty Woman (Özel Bir Kadın) adlı yapımla şeytanın bacağını kırdı Roberts.
O filmin ardından da filmler filmleri ödüller ödülleri kovaladı. Julia Roberts bugünlere kadar geldi.
Â