Güncelleme Tarihi:
◊ Filmde genç Dumbledore’u canlandırıyorsunuz. Sizden önce iki aktör aynı karakteri oynadı. Siz karakteri yaratırken onlarla aynı yönde mi ilerlemek istediniz yoksa tamamen kendi hayal gücünüzden mi yola çıktınız?
- İkisinden de biraz kattım. Zaten filmleri iyi biliyordum. Geriye dönüp tekrar çalışmadım. Karakteri romandan yaratınca, romanın yazarı aynı zamanda senaryoyu yazınca, karakterin geçmişinden çok fazla dokuya ve detaya sahip oluyoruz.
Yani Dumbledore birçok açıdan bilgi sahibi olduğumuz bir karakterdi. Ben ve oynayan diğer aktörler aynı kaynaklardan faydalandık. Benim geri dönüp daha iyi anlatmaya çalıştığım şeyler, içindeki karmaşa, drama, hengame ve çözülmemiş kişisel maceralar... Diğer iki aktör Dumblebore’un 100 yaşlarındaki halini oynadığı için bu hisleri anlatması gerekmedi...
◊ Geçen hafta Natalie Portman ile başrolü paylaştığınız, aralık ayında gösterime girecek filminiz “Vox Lux”ı izledim. Tamamen farklı iki film deneyimi sizin için...
- Kesinlikle. “Vox Lux”ı birkaç haftada çektik.
◊ Biraz anlatır mısınız iki filmin farklılıklarını?
- Farklı ölçekte iki filmde çalışmanın zevklerinden bir tanesi sizden talep edilenin ve setteki atmosferin farklı olması. “Vox Lux”a birkaç yıl önce dahil oldum. Senaryoyu sevdim. Geniş aralıklarla, seyrek yazılmış, spesifik bir senaryoydu.
Bir müzik menajerini canlandırıyorum. Ama bu menajerin bir adı yok. Sadece menajer olarak anılmasını, adsız olmasını da sevdim. Yönetmenimiz Brady Corbet karakterden ne istediğini çok açık ve net biliyordu. Benim çekimler için iki hafta boşluğum vardı, o yüzden tüm sahnelerimi 10 günde çektik. Yönetmenimizin ne istediğini iyi bilmesi, rolün iki yıldır benim sistemimde var olması, role onun istediği gibi yaklaşmamı kolaylaştırdı.
“Fantastic Beasts”e gelirsem. İki ya da üç bölümü 7 ayın üzerinde bir zamanda çektim. Prodüksiyon yazdan başlayıp 2017’nin sonuna kadar yayıldı. Ayrıca rolü senaryoyu okumadan kabul ettim.
Setimizde sadece yiyecek içecek faturası büyük ihtimalle “Vox Lux”ın tüm bütçesine eşitti. Sette yüzlerce insan vardı.
Sadece tek tür filmlerde yer almaktansa farklı işler arasında gidip gelmek hoşuma gidiyor.
◊ David Yates istediğini komuta edebilen bir yönetmen değil mi?
- Kesinlikle. İlginç olan yüzlerce kişinin çalıştığı sette, dev bütçeyle omuzlarında ağır bir sorumluluk taşıyor ama hâlâ küçük, samimi bir film çekiyormuş gibi davranıyor. Sakin bir konuşması var. Yönetmenlik algısı belirgin, ne istediğini biliyor... Yakınlığı, sıcaklığı işin içine çekiyor.
Muazzam bir baskı altında olmasına rağmen detaylara dikkati de harikaydı.
Teşvik edilmek istiyorum
◊ Peki Woody Allen’ın yönettiği “A Rainy Day in New York” filminin çekimleri bitti mi?
- Bitti. Bir yıldan fazla oldu biteli.
◊ Ne zaman gösterime girecek?
- Hiçbir fikrim yok.
◊ “Vox Lux”a geri dönmek istiyorum. Müzik menajerini oynuyorsunuz filmde. Sizin de kariyerinizde menajerleriniz oldu. Eğer siz birinin menajeri olsaydınız nasıl bir yol izlerdiniz?
- Ben içinde olduğum zamanı yaşıyorum. Cesaretlendirilmek, teşvik edilmek istiyorum. Artistik merakımın doğru olduğunu, geçerli olduğunu görmek istiyorum ve bu merakımı harekete geçirmek istiyorum. Beklemektense kovalamak, araştırmak istiyorum. Sanırım öyle bir menajer olurdum.
◊ Kimin menajeri olmak isterdiniz?
- Oğlumun! Müzikle uğraşıyor. Gerçi o beni istemezdi. Söylediğim hiçbir şeyi dinlemezdi. Felaket olurdu ikimiz birlikte çalışsak. Onun haricinde David Bowie’nin etrafında olmak, o boyuttaki yaratıcılığa şahit olmak isterdim.
BU FiLMDE DERiN BiR
SORUMLULUK HiSSETTiM
◊ Oynadığınız rollerin arkasında anlam arar mısınız?
- Bu filmde derin bir sorumluluk hissettim. Kitapta yazılan, benden önce iki harika aktörün performansına yansıyan katmanlara karşı sorumluluk hissettim. Ve fanlar için devraldığım karakterin bazı detaylarını doldurmak istedim.
Ama haklısın, gişe filmi yüksek eğlence içeriyor ve hayal gücünü kullanmanı talep ediyor.
Ama J.K. Rowling’in yazımı yüksek drama da içeriyor. O yüzden çok ciddi yaklaştım.